*4

3.1K 447 238
                                    

Minho kapının sesiyle gözlerini kalkması gereken saatten daha erken açtı, gözlerini kırpıştırıp yataktan kalktı ve kapıya doğru yürüdü. Sabahın altısında ilk defa rahatsız ediliyordu ve bu gerçekten sinirlenmesi için makul bir sebebti. Kapıyı büyük bir sinirle açtı ve karşısındaki çocuğu anlamaz gözlerle süzdü.

*Günaydın d-doktor.

Jisung karşısında yarı çıplak bir şekilde duran adamı görünce afalladı, gözlerini minhonun üst bedeninden ayıramıyordu. Minho içinde işler farklı değildi jisungun giymiş olduğu bacaklarını saran dar bir deri pantolon ve üzerindeki belini açık bırakacak crop tarzı beyaz tişörtü görünce yutkunmadan edemedi.

Günaydın büyük çocuk.

*Uyandırdım sanırım seni kusura bakma.

Sorun değil zaten yarım saat sonra uyanmak zorunda kalacaktım. (Evet minho ne güzel yalan söylüyorsun öyle devam et)

*Tamam o zaman. Şey ben dün yemek yaparken dolabında kahvaltılık bir şeyler görmemiştim de işe aç gitme diye bir şeyler hazırladım sana onu vermek için gelmiştim.

Jisung elindeki üstü kapalı tabağı minhoya doğru uzattı, minho tabağı aldı ve yanında duran ayakkabılığın boş kısmına koydu.

Teşekkür ederim büyük çocuk zahmet etmişsin ama ben kahvaltı yapmam.

*Neden? Kahvaltı günün en önemli öğünü demişler hiç duymadın mı?

Sabahları aç olmuyorum kahve yetiyor bana ama o kadar zahmet edip hazırlamışsın bugün bir değişiklik yaparım.

*Peki o zaman afiyet olsun.

Sen nereye böyle?

Minho jisungu boydan boya süzdü ve gözleri dudaklarında takılı kaldı. Jisungun sürdüğü parlatıcı minhonun dikkatini çekmişti.

*İşe gidiyorum.

Bu kıyafetlerle mi?

Jisung üstüne baktı ve tekrar minhoya döndü.

*Ne var kıyafetlerimde?

Bir şey yok ama iş için fazla göz alıcı sanki.

*Bunlar benim gündelik kıyafetlerim ve hiçbir göz alıcı yanı yok bence.

İnsanlar bunları eğlence mekanlarına giderken giyiyorlar büyük çocuk.

*Eğlence mekanlarına giderken daha güzel ve göz alıcı şeyler giyiyorum bunları asla giymem.

Ne gibi şeyler?

*Bir gün gidersek görürsün doktor. Benim her şey için ayrı bir kıyafetim var.

Demek her şey için?

*Hıhım neyse ben geç kalmadan gideyim sana da afiyet olsun doktor.

Jisung tam gidecekken minho kolundan tuttu ve kendisine doğru çekti.

Bir şey unutmadın mı büyük çocuk?

Jisung minhoya bu kadar yakın olduğu için vücudundaki tüm kan yanaklarına toplanmıştı.

*Öpücük falan mı bekliyorsun doktor?

Minhonun dudakları hafiften kıvrıldı.

Numaranı istiyorum bu akşam sana mekanın konumunu atıcam da.

Jisung bu yakınlığa daha fazla dayanamadı ve geriye çekildi.

*Neden bu kadar yaklaşıyorsun buradan da duyabilirim seni doktor.

Minho çocuğun paniklemiş haline güldü ve telefonunu çıkartıp jisungun eline verdi.

*Tamam kaydettim kendimi. Şimdi gitmem gerek akşam görüşürüz.

Görüşürüz büyük çocuk.

Minho jisungun gitmesiyle kapıyı kapattı ve tabakla beraber mutfağa geçti, birkaç bir şey atıştırdıktan sonra duş almak için banyonun yolunu tuttu.

~Akşam Üzeri~
Minho son hastasıyla da ilgilendikten sonra üzerindeki yorgunluğu atmak için kafeteryaya kahve almak için inmeye başladı. Kafeteryaya girdiğinde chan ve changbini otururken gördü, kahvesini alıp yanlarına doğru yürüdü.

Naber vitaminsizler?

C: Senin gibi bir beyefendiye böyle konuşmak hiç yakışıyormu ha?

Cb: Tch tch kınıyoruz seni.

Evet bunu en son bi taraflarıma papatya tarlası sokan adam söylüyor.

C: Komikti ama kabul et.

Minho gözlerini devirdi ve masaya oturdu.

Akşam güzel bir mekana gidelim mi?

Cb: Yalnızlık zor gelmeye başladı demi artık dayanamıyorsun?

Ne alakası var biraz kafa dağıtmak istiyorum sadece.

C: Bi sorunun mu var?

Hayır, ne gibi bir sorunum olabilir?

C: Bilmiyorum minho bize pek bir şeylerini anlatmıyorsun genelde, bunun nedenini anlayamıyorum ama her zaman yanında olduğumuzu bil.

Fazla dram yapıyorsunuz sadece gidelim ve eğlenelim uzun zamandır gitmiyoruz.

Cb:Üçümüz mü?

Bir arkadaşım daha gelecek.

C:Tanıyor muyuz?

Hayır.

Cb: Hmmm kimmiş bizim tanımadığımız o arkadaş?

Komşum, adı jisung.

C: Hastanede flörtleştiğin hastan mı?

Evet o ama flörtleşmiyordum.

Cb: Vaaaaay çen büyüdün de flört mü yapçın haa. Changbin bunu söylerken aynı zamanda minhonun yanaklarını sıkıyordu.

Cıvıma ya çek elini. Hem flört falan yok çocuğun yanında da böyle konuşmayın.

C:Sende iki şakaya gelemiyorsun meleğim ya.

Minho kafasını salladı ve kahvesinden bi yudum aldı.

Cb: Jeonginle hyunjini de çağıralım o zaman.

O zaman siz haber verirsiniz onlara ben çıkıyorum, konum atarım size.

C: Tamam görüşürüz.

Görüşürüz.

          
     Çok şey istemiyorum be sadece yorum ve oy bu kadaaaar.

Oyun Odası // MinsungWhere stories live. Discover now