BÖLÜM 2: Yirmi iki temmuz pazartesi

192 115 47
                                    


BÖLÜM 2: YİRMİ İKİ TEMMUZ PAZARTESİ

BÖLÜM 2: YİRMİ İKİ TEMMUZ PAZARTESİ

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.

Tanrı lanetlemişti bu şehri. Bu şehirde yaşayan insanlar böyle düşünüyordu, onlara göre bu kadar savaş, kan, ölüm talihsizliklerinden ibaret olamazdı. Tanrı yaptıkları kötülüklerden, işledikleri günahlardan dolayı onları cezalandırmıştı.

22.07.2024

Saat: 05.53


(Diana Parkinson)

Diana tüm gece bir türlü uyuyamadı. Katil yakınlarda olabilirdi. Kalbi hala deli gibi hızla atıyordu. Sanki kalbinin tam orta yerine bir asansör düşmüştü. Kendini öyle dağınık, öyle acılı hissediyordu. Cinayete tanık olduğu sırada, oturduğu o koltuğuna yaklaşık beş saattir oturmamıştı hiç. Saat sabah altıya geliyordu. Cinayetin üzerinden yaklaşık beş saat geçmişti.
Kuruyan dudaklarını ıslatıp duruyordu ancak asla su içmek gelmiyordu aklına. Artık işe gitmesi gerekiyordu. Üstüne yeşil ceketini aldı, kafasına şapkasını geçirip çıktı evden . Küçüklüğünden beri bir tür takıntıydı bu şapka takma olayı. Nereye giderse gitsin, ne yaparsa yapsın mutlaka kafasına o şapkasını geçirirdi. Şapkası olmadan hareket etmezdi.
İnsanların onu dışlamalarına karşı verdiği bir çeşit tepkiydi bu. Onun öteki kişi olduğunu yüzüne vuran insanlardan saklanma şekliydi bu. Diana oldukça içine kapalı biriydi, çocukluğu da böyle geçmişti. Kendisini fazlasıyla seven, şefkatli bir aileye sahipti ancak yalnızca ailesinin onu sevdiğini bilmek bir çocuk için oldukça ağırdı. Diana'nın hiç arkadaşı olmamıştı, tüm yaşıtları onu dışlamıştı. Ailesinin çalıştığı yerde beş yıl önce bir patlama gerçekleşmiş ve onu dünya üzerinde seven tek insanları da böylece kaybetmişti Diana.

Diana sürekli etrafına bakarak yürüyordu. Bu onun tarzı değildi. Normalde kafası yere eğik, insanların ona bakışlarını görmemek için yeri izleyerek yürürdü. Ancak bu sefer gözleri her yeri tarıyordu. Çünkü katilin onun görgü tanığı olduğunu fark edip de peşine düşmesinden deli gibi korkuyordu. Her zamankinden hızlı attığı adımları nefes nefese kalmasına sebep olmuştu.
Tam o esnada koluna aldığı darbe ile geriye savrulan Diana arkaya dönük olan kafasını önüne çevirdi ve şapkasının altından çarptığı kişiye baktı.

"Önüne baksana, arkandan kovalayan mı var?"

Dedi kıvırcık dağınık saçları gözünün önüne düşmüş, koyu renkli gözleriyle kendisine bakan adam. Diana onun gözlerine bir süre daha baktıktan sonra kafasını yere eğdi.

" Özür dilerim, yanlışlıkla oldu." Dedi ve yürümeye devam etti. Ancak arkasından duyduğu sesle tekrar olduğu yerde durdu.

" Diana Parkinson,"

Ağır ağır kafasını geriye çevirirken aklından bin bir türlü senaryo geçiyordu. Adını nereden biliyordu? Onu nereden tanıyordu? Gece işlenen cinayetle, katille bir ilgisi var mıydı? Ondan ne istiyordu? Ona az önce bilerek mi çarpmıştı?

Öteki Kişi Место, где живут истории. Откройте их для себя