Grubun başındaki, sınıfta Hyunjin'den duyduğum kadarıyla isminin Moon Dok Soo olduğunu bildiğim kişi işaret parmağıyla beni işaret ederek;
"Sen!"diye bağırdı. Uzağımda olmasına rağmen yine de işitmiştim sesini.
Sonra... Sonra üzerime doğru son sürat gelmeye başladı.
Ahh! Ne gün ama?
Fazla yanıma yaklaşmadan Felix'i de alıp topuklasam mı acaba?
Hayır,çok geç. Geldiler bile!
Geldiği gibi beni kolumdan tutmak isteyen Moon Dok Soo elini uzattı. Ancak Felix onun eline sertçe vurarak aşağıya indirdi ve beni tamamen arkasına çekti.
"Ne işin var burada Dok Soo? Eceline mi susadın?"
"Susadım,ne olacak?"
"Aranma istersen. Stray Kids'in elinden kurtulamazsın bu sefer."
"Benim derdim Lee Know ile. Size ne oluyor? Onu bu kadar çok umursadığınızı bilmiyordum."
"Yah! Bu işlere burnunu sokma. Bir an önce de defol git buradan."
"Bir kişinin sözüyle geri dönecek biri olsaydım en başından buraya gelmezdim Felix. Ayrıca şimdi hesap sormam gereken kişilerin sayısı arttı."
Yabancı kaldığım konulara yine sadece sessiz kalarak izlediğim esnada Moon Dok Soo'nun gözleri beni buldu. Sözlerine bana bakarken devam etti.
"Senin de burada olduğunu bilmiyordum. Bizim için güzel bir süpriz oldu. 2 kırık kol ve bir şey... Yani şey... Yani o şeyin hesabını vereceksin. Gel buraya."
Yeniden uzandı. Ancak Felix yeniden ona engel oldu.
"Yah! Uzak durun ondan."
"Sinirlerimi bozuyorsun çocuk. Çekil aradan ve her şeye maydanoz olmayı kes. Yoksa hesap defterine senin de adını eklerim."
Felix sırıttı. Dalga geçermişçesine şirin bir şekilde Moon Dok Soo'ya cevap verdi.
"Hadi ya? Çok korktum abi. Acı bana."
Moon Dok Soo'nun sinirleri giderek geriliyordu. Ve bu gidişat gerçekten hiç iyi durmuyordu. Her an bir kavga çıkabilirdi.
Of Yeon Soo! Sen ne diye Felix'in arkasında saklanırsın ki? Neden korktuğunu şu alçaklara belli ediyorsun? Dik dursana! Zaten senin nasıl biri olduğunu bizzat yaşayarak öğrendiler.
Kendime kızma serüvenlerimi bir an önce sonlandırıp Felix'in arkasından çıktım.
"Yah!"diye seslendim Moon Dok Soo denen serseriye. Ancak yine sözlerimin devamını getiremedim. Bu sefer önüme âdeta Lee Know uçtu.
Hemen yanımızdaki birazcık yüksek yerden atlamış ve önümüze geçmişti.
Sırıtıyordu.
Ellerini ceplerine atarak küçümseyici bir şekilde Moon Dok Soo'ya bakmaya başladı.
"Hangi yüzle geldin buraya? Hem de bizim mekanımıza? Neyine güveniyorsun Dok Soo?"
"Seninle yarım kalan işimizi halletmeye gelmiştim. Ama şu an vazgeçtim. En son bize zarar veren sen değildin sonuçta. Bize zarar veren oydu!"
Yine işaret parmağıyla beni işaret ederek sözlerine devam etti.
"O yüzden o kız benimle gelecek. Hesabı onunla kapatacağım."
Bu ne böyle cidden? Ne saçmalıyor bu herif Allah aşkına? Ömrü hayatımda böyle serseri tiplerle daha önce karşılaşmadım ben. Ne suç işledim de şu an bunları yaşamaya mahkûm edildim acaba?
Lee Know'un sırıtan yüzü saniyeler içerisinde değişerek ciddi bir hâl aldı. Başını hafifçe arkasına çevirerek bana baktı. Ardından kolumdan tutup hızla beni kendisine çekti.
Neye uğradığımı şaşırdım.
Ne yapmaya çalıştığını kestiremiyordum.
Sağ yanağım onun göğsü ile buluştuğunda bir süre daha bana baktı. Ardından Moon Dok Soo'ya dönerek cevap verdi.
"Onun tek bir saçının teline dahi zarar gelirse seni yaşatmam Dok Soo. Ondan uzak duracaksın. Ona yanlışlıkla da olsa uzattığın ellerini kırar, kötü niyetle baktığın gözlerini oyarım. O gün beni zayıfken yakaladın. Eline bir daha o şans asla geçmeyecek. Bu yüzden seni son bir defa daha uyaracağım. Eğer o uyarıya uymazsan ölümlerden ölüm beğen."
Sakin ol Yeon Soo. Lee Know sadece Moon Dok Soo bana bulaşmasın diye Stray Kids'in yanında olduğumu,bana bir şey olursa anında kendisinin devreye gireceğini göstermek istiyor bu hareketiyle. Sadece bana zarar gelsin istemiyor. Beni korumaya, koruma altına almaya çalışıyor.
Hareket etmeden Lee Know'un kolları arasında beklemeye devam ettim.
Bir süre sonra Moon Dok Soo acayip sinir bir gülmenin ardından sırıtarak söze girdi.
"Kızı hedef almakla ne kadar iyi yaptığımı kanıtladın bana Lee Know. Demek bir zayıf noktan var? Bu daha iyi. Bir taşta iki kuş vurmuş olacağım. Bekle ve gör. Sizinle işimiz daha bitmedi. Sonra görüşürüz güzelim."
Elini sallayarak bana arsızca bir öpücük gönderdi.
Ardından arkasındakilerle beraber dönerek okuldan uzaklaşmaya başladı.
Başımda zaten yeterince bela vardı. Bir de üzerine bunlar çıktı!
Lee Know onların gözden uzaklaşması üzerine beni nazikçe kendisinden uzaklaştırdı. Ellerini üzerimden çekip;
"İyi misin?"diye sordu. Başımı hafifçe sallayarak iyi olduğuma dair ona onay verdim. Bir anda;
"Özür dilerim."dedi.
Bakışlarımı ona, özellikle de gözlerine kilitledim.
O da bana bakıyordu.
Özrü dolayısıyla bir hayli şaşkındım. Çok geçmeden neden özür dilediğini hatta daha fazlasını dile getirdi.
"Seni bu belaya da bulaştırdığım için özür dilerim. Ama dediğim gibi Yeon Soo. Sana zarar vermelerine asla izin vermeyeceğim. Ne onlar ne de bir başkası. Seni her türlü beladan koruyacağım. Söz veriyorum."
Beni korumak isteyen bir kişi vardı. Gerçekten bunu söylerken samimi olduğunu düşündüğüm birisi...
Belki de... Belki de en çok istediğim şey şu an buydu. Birisinin beni koruma,kanatlarının altına alma ihtiyacı. Ya da özlemi...
Ona inanabilir miydim gerçekten? Yoksa o da hayatımdaki herkes gibi bir süre sonra çekip gider, beni her türlü belayla yüzüstü bırakır mıydı?
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stray Kids // Hwang Hyunjin(✔)
FanfictionSırtım duvarla buluştuğunda çektiğim acıyla ağzımdan ufak bir inleme çıktı. O ise tuttuğu kolumu bırakmayarak bir elini de duvara yasladı ve beni duvar ile arasına sıkıştırdı. Daha çok yaklaştı. "Ne yaptığını sanıyorsun?" Başımı boyunun uzunluğundan...