4

35 1 0
                                    




***Oy vermeyi unutmayın, teşekkürler***

Sabah uyandığımda saçlarım yüzümdeydi ve yatağı kaplıyordum. Gerinip etrafıma baktığımda Onur yoktu Kapı açık ve ev sakin görünüyordu Bir kaç ses duydum bir de Kal'ın kendine has sesini, havlama değildi. Saçımı toplayıp mutfağa gittiğimde güzel kokular ve Onur beni karşıladı. Gülümsedim ''Günaydın'' biraz utanıyordum açıkçası. Birdenbire evinde uyanmak kahvaltı hazırladığını görmek, her şey çok hızlı ilerlemişti. ''Günaydın'' deyip beni eliyle yanına çağırdı. Omlet, avokadolu tost ve patates kızartması yapmıştı. Yanına gittiğimde elini belime koyup beni vücuduna çekti ''Çok uyudun'' Arkasındaki pencerenin üstündeki saate baktım 11'i geçiyordu. ''Çüş.'' Ondan ayrılıp telefonuma bakmaya gidecektim ki ayrılamadım belimdeki kolları izin vermedi. ''Kaçmaya mı çalışıyorsun, ne yani gidecek miydin öyle?'' Ellerimi nereye koyacağımı bilemedim ve yutkundum. ''Hayır sadece annemi arayıp dün ulaşamadığı için özür dileyecektim.'' Bana çok dikkatli bakıyordu ama hakikaten utanıyordum. Yanağımdan öpüp beni bıraktı ''Tamam git ara bakalım üstünü de değiştir.'' gülümseyip ensemi kaşıyarak koşar ayak az önce uyandığım odaya gidip kapıyı kapattım ve üstümü değiştirirken fark ettim sütyenim yoktu ve beyaz tişörtten gün ışığı yüzünden göğüslerim gözüküyordu aynadan baktığımda. İçeri gitmek istemiyordum şu an çok utanmıştım. Kalktığım yeri toparladım yastıkları kabarttım en sonunda çoraplarımı giydim ve tişörtünü kirliliğe koymak için bir arka odadaki çamaşır odasına gittim. Daha sonrasında lavaboya gittim o kadar içkiye idrar kesemin nasıl dayandığına şaşırdım zaten. İşim bittiğinde elimi yıkayıp yüzüme su çarptım dişimi fırçalayamazdım. Fırçalara baktığımda -evet yanlış duymadınız fırçalar- Biri elektronik diğer ikisi de orada duruyordu işte. Merak edip dolaba baktığımda iki tane mac ruj gördüm ağzım o şeklini alırken şaşırmamın gereksiz olduğunu anladım. Onur'u zaten her gördüğümde nasıl kız arkadaşı olmaz demiyor muydum? Takıldığı birirleri illa ki vardı. Bir üst rafa baktığımda nemlendirici el kremi ama kadınların kullandığı marka anlarsınız ya Avon. yanında törpü vardı. Dudaklarımı yalayıp musluktan su içtim. İğrençti ama içim yanmıştı. Şimdi kafamdaki sorular bütün bedenime yayılıp beni ısırıyorlardı, bit gibi. Sinirlenmiştim ama ona bir şey söyleyemezdim. Köşede fön fırçası gördüğümde aklıma duşa kabine bakmak geldi. Buğulu camı araladığımda kaşlarım oy gibi yukarı kalktı. Bir rafta çeşit çeşit duş jelleri diğer rafta keseler ve yanında erkek duş jeli, şampuan bir üstünde jiletler. Çöküşüm hızlı olmuştu. Aynadan kendime baktım kısık sesle ''Bende oyun oynayabilirim.'' Kendime baktığımda iyiydim. Tuvaletten çıktığımda Onur'la karşılaştım elimle göğsüne dokundum ''Çok acıktım. Kahvaltı yapalımm.'' dediğimde boyu yüzünden bana üstten baktı gülümseyip mutfağa yürüdük. ''Sana bakmaya gelmiştim, uzun sürdü konuşman.'' Kimseyle konuşmamıştım bile, unutmuştum.

''Çok lezzetli olmuş eline sağlık.'' bize yavru köpek bakışı attığını düşündüğü bakışlarıyla baktı. ''Ancak yavru ayıya benzeyebilirsin Kal.'' deyip tabağımdaki son patates kızartmalarını verdim. Onur bana bakıyordu ''Bugün ne yapacaksın?'' peçeteyle elimin kabasını sildim. O masanın başında oturuyordu ben ise hemen yanında. ''Melisa'yı kontrole gideceğim sonra Berke'ye söz vermiştim haftalık ders çalışacağımıza. Ailem de yeni kahve makinası aldı bana, daha doğrusu aldırdım çok istiyordum onun kargosu bugün gelecekti. Melisa evde yoksa geri gider. Bir de yemek falan yapacağım işte.'' Ellerimi ellerinin arasına çekip öptü ve aşağıdan bana baktığında kalbim tekledi şu an yavru kedi gibi gözüküyordu. çekecektim ki sağ elimin parmaklarını teker teker hafifçe ağzına alıp yaladı en son başparmağımı ısırdı ve bıraktı ve bana baktı ben ise burnumdan nefes verip dudaklarımı birbirine bastırıp sakin kalmaya ve tepki vermemeye çalıştım. ''Dün akşamki Ada nerede?'' Ellerini kendime çektim bedeni de bana doğru gelince dudaklarını çok kısa bir an öptüm ''Burada, sadece okulu düşünüyorum.'' üstüme eğildiğinde onu durdurdum çünkü bu sefer öpücüğü aşırıya kaçacaktı. ''Dişlerimi fırçalamadım.'' Bir elimi omzundan indirip kahvemi aldım uzaklaşıp kahvemi içtim. İç çekip o da aynısını yaptı ve yediklerimizi kaldırmak için ayaklandım. Aklım bir anda soru yağmuruna tutuldu. 'Dolabında da başka kadınların kıyafetleri var mı, iç çamaşırları' 'Ne kadar sıklıkta geliyorlar?' 'Birisiyle bir ilişkisi olabilir mi?' 'Beni eğlenmek için mi kullanıyor?' 'Komik miyim onun için? aklından dalga geçiyor mu benimle?' Her şeyi yerli yerine koyduğumda Onur'un yerinde olmadığını gördüm Kal'a tabaktaki son peyniri verdim hala daha yok mu gibisinden bakıyordu. ''Bitti boklu böcek''

AkademisyenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin