Akademisyen

5

Fotoğrafı hortlattım sanırım cok eski duruyor
**Bir oyu çok görmeyeceğinizi düşünüp şimdiden teşekkür ediyorummmm**
[+18]

Uyandığımda otel odasındaydım ve güneş gözlerimi kör edercesine yüzümü yakıyordu. Yan döndüğümde Onur yanımda yatıyordu. Ağzım birbirine yapışmıştı kuruluktan. Dün sabah dört gibi gelmiştik buraya. Otel güzel duruyordu. Yanımdaki tüm gece bizi buraya getirmek için uğraştığı için yorgunluktan bayılmıştı. Üzerinde beyaz tişört altındaysa hiçbir şey yoktu yüzü bana dönük uyuyordu. Bir kolu yastığın altından geçmiş elleri güçsüz bir şekilde serbestçe orada öyle duruyordu. Birisiyle ciddi anlamda bir ilişkiye girmek istemiyordum o kişi Onur değilse. Üzgünce iç çektim bunu, yani aramızdaki her ne idiyse ne kadar sürdürebilirdik. Şimdi biz neyiz konuşmasını yapabilecek gücüm henüz yoktu ama sevgililer ne yaparsa birlikte yapıyorduk adı konulmayan şeyler genelleme yapmak gerekirse hevesimin tavan yaptığı belirsiz durumlara tahammülüm yoktu. Ama Onur. Her ne koşul sunarsa kabul edecekmişim gibi geliyordu. Okulda tanınmamazlıktan gelineceğime katlanabilecek miydim? Bunun yürümesi için gerekiyorsa Evet!

Yavaşça yanından kalkıp yalınayak mermerde yürüyerek dolaptan su alıp içtim. Lavaboya gittiğimde gözümün altı simsiyahtı. Dudağımdaki ruj dağılmıştı. Gece umarım böyle gözükmemişimdir. Yüzümü çantamdan çabucak aldığım makyaj temizleme mendili ve pamukla sildim. Dişimi fırçaladığımda saate bakmayı unuttuğum aklıma geldi işlerimi halledip çıktım. Saat öğlen on ikiyi geçiyordu. İçeri geçtiğimde koltuğun üstünde Onur'un telefonu çalıyordu baktığımda kardeşinin adını gördüm elime aldım.Açsam mı açmasam mı derken kapandı. Nefes verdim ana ekranı göründü. Yasemin adında biri mesaj atmıştı "Günaydın, bugün boş musun?" NE?

2 gün kafamın içinde büyük fırtınalar kopacaktı geçen gün banyosundaki rujlar ve mesajlar... bir adımız olmadığı için ona hangi yüzle bu kim? Sana neden mesaj atıyor? Diyemiyordum. Bunun içimde yarattığı huzursuzluğu ve sıkışmışlığı anlatamıyordum. Hafiften ateşimin çıktığını hissettim. Mesajın üstüne dokunduğumda Onur kıpırdanır gibi oldu ve panikten hemen telefonu kapatıp koltuğun üstüne geri koydum ve Onur'a baktım. Şükür ki uyuyordu. Ona bakarak üstümü değiştirdim ama içimden onu yumruklamak geliyordu, ne kadarı yarardı bilmiyorum ama beni rahatlatırdı. Üstüme crop ve şort geçirdim aynadan kendime bakıp rimel sürdüm saçımı açık bıraktım. Ayakkabımı da giydiğimde onu odada yalnız bırakıp aşağıya kahvaltı etmeye indim.

Aşağıdaki çeşit çeşit kahvaltılıkları dizili görünce sevindim çünkü doğru düzgün kahvaltı hazırlayamıyordum kendime evimde. Tabağımı aldığım gibi sıraya girdim. İstediklerimden de fazlasını almıştım. Ama karnım fena acıkmıştı yiyemesem de etrafta kedi bulup ona yedirebilirdim. Telefonum çaldı. Arya aradı. Hoparlöre alarak ona dünden bugüne olanları tabağımın yarısı boşalıncaya kadar anlattım. Kalkıp bir de portakal suyu aldım çünkü içim yanıyordu. "Aşkım bi sorsan ne olacak sanki 'bunu sorduğun için aramızdaki şey bitti' mi diyecek" peyniri çiğnerken konuştum "Neden olmasın?" Cıklayıp dayanamayarak konuştu "Ay bu konuda düzgün düşünemiyorsun kapat iki saattir aynı şeyi konuşuyoruz aynı şeyleri söylüyorum." Dediğinde haklıydı. Farklı konuya geçtik Erhan Arya'nın sevgilisiydi ve ailesiyle tanıştırmıştı dün "Çok sevindim ay düğün ne zaman." Dediğimde saçmalama der gibi bi ses çıkardı "Daha olmaz ayrıca babamı çok düşünceli gördüm." Üzülmüştüm babası babamla eskiden beridir arkadaştı kahvehaneden tanışıklardı. "Tek kızısın be Arya'm normal. Ayrıca bence de çok erken, şaka yaptım ben mezun olmadan evlenirsen seni öldürürüm." Gülüp hazırlanması gerektiğini söyleyip kapattı. Gülüp başımı salladığım sırada önümdeki sandalye geriye hızlıca çekilerek ses çıkmasına sebep oldu. Birden bunu yapana bakınca Onur olduğunu gördüm.