5.Bölüm (Köşe)

540 72 67
                                    


Unutmak basit bir kelimeydi.. Hatırlayamamak ağır bir yük.. Fakat, kendini tanıyamamak.. Tanrım! Bu öylesine tuhaftı ki!

Duvardaki saat, sabahın altısını gösterirken, elimdeki kalın sayfayı bu gecelik son kez kapattım. Zira Jisung elime tutuşturduğundan beri zihnime kazırcasına inceliyordum önüme serilen bir kaç fotoğrafı.

Fakat.. O kadar yabancıydı ki bu.. Fotoğraflar, anılar, altlarına yazdığım her bir cümle..

Bunları yazanın ben olması imkansızdı. Bunları hissedenin ben olması imkansızdı.

Bu cümleler yoğun ve çaresiz bir aşkı anlatıyordu. Böyle bir şey yaşayabileceğim düşüncesi olanaksızdı.

Tamam, duygusuz biri değildim. Ama aşka değil sevgiye inanmıştım her zaman. Yine de sevginin her şey olduğu düşüncesine de kapılmadım hiç.

Daha önemli şeyler vardı; şefkat, saygı, merhamet..
23 yaşındaki Hyunjin belli ki bunlardan habersizdi.

Jeongin'in tüm gece anlattıkları bile başlı başına içinde olduğum bu ilişkiye saygı duymadığımı gösteriyordu.

Hayatımın hiç bir döneminde zekasıyla öne çıkan biri olmamıştım. Ama hatırlamıyor olsam bile kendi yazdığım cümlelerin ne anlama geldiğini hemen kavrayabilmiştim.

Yazdığım cümlelerde çağrışım yapan çaresizliğin ne olduğun tahmin edebiliyordum.. Kim olduğunu..

En başta kaybetmekten korktuğum kişi Felix'ti. Buna yüzde doksan emindim.

Küçük civcivim.. Hayatımda en az diğer üç adam kadar yer kaplıyordu.

Felixle olaylı ya da şairane bir tanışmamız yoktu. Ortaokulun sonlarına doğru transfer öğrenci olarak gelmişti.

Yetersiz dil bilgisine rağmen sevimli ve içten tavırlarıyla kısa sürede yer edinmişti aramızda. Öyle ki en küçüğümüz Jeongin olmasına rağmen asıl bebeğimiz hep o olmuştu.

Zamanla aramızda yıkılmaz ve güçlü bir bağ oluştuğundan mı yoksa naif karakterinden midir bilmem, bana olan duyguları beni rahatsız etmemişti.

Bir parça üzülmüştüm, evet. Çünkü ona karşılık veremeyeceğimi biliyordum. Felix benim küçük kardeşimdi.

Ve onu 'eşcinsel olmadığım' gibi basit ama sağlam bir gerekçeyle reddetmişken Seungminle aramda olan şeyin beni zorlamasını anlayabiliyordum.

Felix'i bile isteye asla üzmez, kırmazdım. Ailemden kimseye bunu yapmazdım.

Anlayamadığım konu ise o zaman neden böyle bir ilişkiye başlamıştım?

Pekala, okuduğum ve bana anlatılan kadarıyla Seungmin'e aşıktım(!)

Ama bu yeterli değildi. Ne olursa olsun, bunun Felix'i inciteceğini bile bile kendi duygularıma yenilmezdim..

Boşluklar vardı. Düşündükçe çıkmaza sürükleniyordum. Dahası ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.

23 yaşındaki Hyunjin, Seungmin'e aşık olabilirdi.. Onun sevgilisi olabilirdi.Ama ben.. Bunu hissetmiyordum ki.

Üstelik onu tanımıyordum bile. Sırf kendimi böyle bir durumun içinde bulduğum için, onunla devam etmek mantıklı mıydı?

"Hey! Sakın bana bütün gece uyanık kaldığını söyleme.."

Jisung'un aniden duyduğum sesiyle irkilerek hafifçe yerimden sıçradım.

"Neden sessiz sessiz geliyorsun be?!"

Opia (HyunMin) Where stories live. Discover now