5

204 44 94
                                    

sınır dolmadı ama yine de bölüm atmak istedim. kurgu daha yeni olduğu için böyle şeylere takılmayacağım. hepinize iyi okumalar canlarım.💓

- -

doğum günü ve yılbaşı gecesi part 1.

jackson bizi gideceğimiz yere bıraktığında dikkatli olmamız ve fazla içmememiz hakkında bir ton öğüt verdi. zorla da olsa onu geçiştirip geri gönderdik.

"bana bir sıcak bastı." dedim kabanımın düğmelerini açarken. "heyecandandır o heyecandan." deyip göz kırparak güldü roseanne. acıtmayacak şekilde omzuna hafifçe vurup güldüğümde kapı açıldı.

"merhaba?" dedi karşımızdaki kahverengi saçlı kız. "merhaba." dedi roseanne de aynı şekilde karşılık vererek. "davetli miydiniz? kusura bakmayın lütfen. tanımadığım için böyle soruyorum." dedi kibarca gülümserken.

elimi 'sorun yok' dercesine salladım. "anlıyorum, rahat olun. evet davetliyiz. kim jennie ve park roseanne." dediğimde elinde duran kâğıda baktı. kafasını kaldırdığında gülümsedi ve eliyle içeriyi işaret etti. "buyrun geçebilirsiniz. hoş geldiniz." dediğinde gülümsedik.

içeri girdiğimizde kabanlarımızı asacağımız yeri gösterdi. "buraya asabilirsiniz." dedi ve daha sonrasında sırayla ikimize elini uzattı. "ben nayeon bu arada."

yüzü bir yerden tanıdık geliyordu ama çıkaramamıştım. "jennie." dedim uzattığı elini sıkarken. arkamdan roseanne de elini uzattı.

"oturma odasına geçelim isterseniz. herkes orada." dediğinde onu onayladık ve arkasından yürümeye başladık.

"burası niye bu kadar büyük?" diye fısıldadı kulağıma roseanne. "ikimizin evini toplasan bu kadar etmez." dediğinde güldüm. "buna zenginlik diyorlar, roseanne."

roseanne bir şey demediğinde oturma odasına girmiştik. gözlerimi kısaca etrafta gezdirdiğimde tanıdık birini görmediğimi fark etmiştim. sadece 4-5 kızın yüzü tanıdık gelmişti. onları da kafede gördüğümü hatırlıyordum.

"jennie?" dedi arkadan bir ses. arkama döndüğümde taehyung'un yanımıza yürüdüğünü gördüm. gülümseyip sıkıca bana sarıldığında ilk ne yapacağımı bilemeden kollarımı havada tuttum. daha sonrasında bunu fark ettiğim gibi kollarımı boynuna sardım. yutkundum. onunla bu kadar içten sarılmak beni değişik hissettiriyordu.

benden ayrıldığında roseanne'ye de sarıldı ve bana döndü. "çok güzel görünüyorsun." dedi gözlerini üzerimde gezdirirken. utanarak teşekkür ettiğimde roseanne'ye de aynı şekilde iltifat etti.

her zaman bu kadar kibar olması ona olan sevgimi daha çok arttırırdı.

"gelin bizimkilerle tanıştırayım sizi." dedi bize yön verirken. "ikizimden sana bahsetmiştim ama onu hiç görmedin. şimdi tanışmanın tam zamanı." dedi gülerek bana bakarken. kafamı salladım gülümseyerek.

"vay vay vay! doğum günü çocuğu sonunda masaya teşrif edebilmiş." dedi siyah saçlı bir çocuk gülerek. "of hyung!" dedi taehyung gülerken.

köşede duran bir çocuğa kenara geçmesini söyledi. çocuk dediğini yapıp kenara geçtiğinde ikimize oturmamız için yer verdi. kalan küçük yere de kendisi oturdu.

rewrite the starsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin