6

184 41 24
                                    


doğum günü ve yılbaşı gecesi part 2.

pasta kesildikten sonra bir süre oturup sohbet ettik. taehyung'un arkadaşları iyilerdi. hepsi arkadaş canlısı olduğu için anlaşmamız zor olmamıştı.

tabii hara dışında.

maalesef onu sevmemiştim. özellikle nayeon'un hakkında anlattıklarından sonra. ne zaman ona baksam gözleri hep taehyung'un üzerindeydi. ben böyle rahatsız oluyorsam taehyung'u düşünemiyordum.

"açın şuradan romantik bir müzik de dans edelim ya." dedi lisa hafifçe bağırırken. yanında duran birkaç kişi de onu onaylarken müzik sesi yükseldi.

lisa kocaman gülümseyip yanındaki jungkook'a döndü. "pişt yakışıklı! dans edelim mi?" dediğinde jungkook güldü ve başını geriye attı. "ya lisa! edelim tabii ki güzelim, gel."

onlar ayaklandığında roseanne'nin yanında duran jimin göz devirdi. hatırladığım kadarıyla lisa'nın abisiydi.

"biri de beni dansa kaldırsa keşke!" dedi jisoo, namjoon'a yandan bakış atarak. namjoon'un dudakları kıvrılırken ayaklandı ve elini uzattı. "bu dansı bana lütfeder misiniz, hanımefendi?" dediğinde jisoo kafasını salladı. "bir an hiç sormayacaksın sanmıştım şapşal!"

yanımda duran joy'a da hoseok'tan teklif geldi. onlar da kalktıklarında beklemediğim bir şey oldu. diğer tarafımda oturan roseanne'ye jimin'den teklif geldi. roseanne birkaç saniye şaşkınlıkla yüzüne baksa da hemen ayaklandı ve onunla dans etmek için diğerlerinin arasına karıştı.

"hayatım sen de beni kaldırmayacak mısın?" dedi hara, taehyung'a gülümserken. göz devirdim. kesin de kaldırırdı zaten.

"maalesef hayır hara." dedi taehyung. bana döndü. "kaldırmak istediğim başka biri var." deyip ayaklandı. bana elini uzattığında kıkırdadım ve kalktım.

"şu endama bak be!" dedi arkamızdan nayeon. hara'ya gözlerim kaydığında ikimizin arasındaki şeyi anlamaya çalıştığını fark etmiştim.

umursamamayı tercih ederek gözlerimi ondan çektim ve kendimi taehyung'a bıraktım.

"burada olduğun için teşekkür ederim." dedi kulağıma fısıldarken. mutlulukla gözlerimi kapattım. "asıl ben teşekkür ederim, bana burada yer verdiğin için."

gözlerime yoğun bir şekilde bakmaya başladığında fark etmeden dudaklarımı yalamıştım. "tehlikeli sulardasın rubyjane."

çarpık bir gülüş sundum. "bunu sevdiğini sanıyordum," dedim gözlerine tekrar bakarken. "vante."

gülerek başını geriye attı. "sen bu gece fazla cesursun sanki." dediğinde omuz silktim. "istediğinin bu olduğunu biliyorum."

dediğimden sonra bir süre yüzüme baktı. bir anda elimi tuttu. "gel benimle." dediğinde ne olduğunu anlayamadan beni sürüklemeye başladı. büyük salondan çıkarken masanın üzerinde duran ona aldığım hediyeyi kaptı.

üst kata çıkıp bir odaya girdik. gözlerimi etrafa gezdirdiğimde odanın oldukça büyük olduğunu fark etmiştim. "balkona çıkalım." dediğinde kafamı salladım ve onu takip ettim.

balkona çıktığımızda gökyüzüne baktım. kış mevsiminde olduğumuz için hava kapalıydı. kar yağıyordu.

"gökyüzünde," dedi hafifçe öksürürken. "yıldızlar yok."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 07, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

rewrite the starsWhere stories live. Discover now