Birazcık Heves Biraz Cesaret

4.9K 301 19
                                    

Kayra'dan

Filmin başlamasına 10 dakika kala sinema salonuna girmiştik. İçecek olarak önerdiğim maden suyu teklifimi küfür ederek yanıtlamıştı. Asabi hallerine bayıldığım için sık sık kızdırıyordum onu.

Mısır yiyemediği için mızmızlanmasını tebessümle izledim. Sürekli isyan da etse dediklerimi aynen yapıyordu. Sonuca beklediğimden daha hızlı ulaşacaktık ve yollarımız bir noktada ayrılacaktı.

Zaten kısa süre sonra da okuluna dönecekti. Bu düşünce aklıma takılıp moralimi bozuyordu. Nefret ettiğimi sandığım Sarp'tan ayrılma düşüncesinden nefret ediyordum şimdi.

Kalbimde yıllardır kilitli halde bekleyen hislerin anahtarının bir küçük özür oluşunu hayretle izliyordum. Sarp'a karşı benim bile yeni farketiğim zaafımı kabullenmiştim.

Bu mütevazılığı ve dürüstlüğü aldatıldığı için yaşadığı yıkımdan olabilir miydi? İyileşmiş Sarp lisedeki haline döner miydi? Çok fazla soru işareti vardı kafamda; ancak birlikte geçirdiğimiz zamanları bu düşüncelerle zehir etmeyecektim.

"Maden suyu önerim hâlâ geçerli" dedim ona dönüp

"Ettiğim küfürler de geçerli"

" Başka içebileceğin şey yok ısrar etme Sarp"

" oğlum kendimi köle gibi hissediyorum bazen. ki onlara bile bira ve ekmek veriliyormuş antik Mısır'da"

" yavrum sen de piramit inşa et sana da veririz"

" piramit kadar yüksek bir şey inşa edeyim sana" diye göz kırptı

Cürretine şaşırırken bir yandan da aklıma gelen düşünceyle yutkundum.

"Ne oldu ya senin kesildi" dedi. Arabadaki şakamın intikamını alıyordu anlaşılan.

Zaten ilişkimiz, arkadaşlığımız, iletişimimiz ya da her neyimizse işte hep karşılıklı hamleler yapmakla geçiyordu.Bizi bir yere vardırmayan durumumuzu açığa çıkarmayan hamlelerle...

Bir adım atsam ne kaybederdim diye kafamda tartıyordum şimdi. Reddedilirdim, aile ortamlarında zorunlu bir araya gelişlerimiz tuhaf geçerdi.Buna dayanabilirdim sanırım.

Kulağına eğildim " inşa etmene izin verebilirim" diye fısıldadım.

Suskunluk sırası ona geçmişti yakınlığımdan ürperdiğini hissettim.

"Film başlıyor" diyip önüne döndü ve dakikalarca bana bakmadı.

Koltuğun kolçağına koyduğumuz dirseklerimiz birbirine temas ediyordu ikimiz de inatla çekmiyorduk.

Tekrar kulağına yaklaştım " Bir daha altında kalacağın laflar etme olur mu yavrum. Etkilenmekten mi korkuyorsun benden?" diyerek biraz daha kışkırttım onu.

Sinirle yerinde kıpırdandı istediğim huysuzluk seviyesine gelişini keyifle izledim.

Elimi bana uzattı ve elimi tuttu, parmaklarını benimkilere geçirdi.

"Ben yavaş gitmeyi seviyorum" dediğinde yüzü yüzüme çok yakındı. Sadece ikimizin olduğu bir yerde olsaydık dudaklarımı uzun süre onunkilerden ayırmazdım.Onun da benim gibi heyecanlı olduğundan emindim şimdi.

"Nasıl istersen ona uyarım Sarp" dedim.

Karanlıktan aldığı cesaret, film arasında yüzüme bakmamasıyla ortadan kaybolmuş gibiydi.

Yerimden kalktığımda nereye gittiğimi bile sormadı. Elimde kola ve mısırla gelip, aldıklarımı ona uzattım.

Şaşırmıştı.

"Hayırdır irade testi mi yapıyorsun?" dedi ters bir tavırla.

"Benden kaçarken çok yorulmuşsundur yaktığın kalorileri al dedim işte Sarp"

"Kaçmıyorum ben" diye itiraz eder gibi oldu. "Elini ben tuttum bi kere" diye fısıltıyla konuştu

"Neden bana bakmıyorsun peki? "

"Bilmiyorum. Belki senin hislerinden haberdar olmadan kendimi açtım diyedir" diye omuz silkti

"Bak bana lütfen" ikiletmeden güzel yeşillerini dikti bana. Çok güzeldi. Öylece bakıştık bir süre

Filmin ikinci yarısı başladığında ışıklar söndü. Bu sefer elini uzatan ben oldum tereddütsüz tuttu elimi.

"Hislerimi başbaşayken uygulamalı olarak anlatmak isterim" dedim kısık sesle.

Filmin ikinci yarısı ikimiz için de bitmek bilmedi.Bir an önce başbaşa kalmak istiyordum onunla. Konuşacak çok şeyimiz vardı. Eli elimdeydi, parmaklarımla da onun elinin üstünü okşuyordum. Işıklar yandığında tebessümle bakıyordu bana bu sefer.

Hislerimi bi nevi açıkladığım için üzerimden kalkan yükün tadını çıkardım, eğer yaşarsak ilişkimizin getireceği yükleri düşünmek bile istemeden.

Gel gidelim, yolları bana sorma, ne bileyim

Gidelim buradan, pusulam rüzgâr

Kendimi yediğim yılları bana sor, var mı hevesin?

Gidelim buradan, pusulam rüzgâr

Karışıyor sağım solum

Ömrüm daha kaç kavga alır

Bulutuna mecali yok

Kanatları kurşundan ağır

Dikeni tel örgüye mecbur

Hayaller cepte durur

Doğuyor içime bir cesaret

Hesabı bende kalır

Hesabı bende kalır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aşk Kaç Beden Giyer (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin