2 ' Saygıner'

67 9 0
                                    

Savcı Arda arıyor..

Bu saatlerde genelde birbirimizi aramazdık. Sadece önemsiz bir şey için aramasını temenni edip çağrıyı cevapladım.

"Kesik yeni bir cinayet işlemiş, birkaç saat önce. Gelmen gerekiyor."

Beklemediğim için birkaç saniye cevap verecek fırsat bulamadım. Birkaç haftadır yeni bir cinayet işlemediği için durduğunu düşünmüştüm.

"Tamam geliyorum. Adresi atarsın." Arda'nın cevabını beklemeden telefonu kapatıp odama çıktım. Kim bilir yine kendi kendine kimin cezasını kesmişti bu manyak adam.

Olabildiğince hızlı siyah bir pantolon ve siyah bir gömlek aldıktan sonra giyindim. Kısa saçlarıma şekil vermek beni zorlamadığı için sadece tarayıp başka bir şey yapmadım. Yüzüme renk gelmesi için dudaklarıma  biraz nemlendirici sürdüm.

Telefonumu yanıma aldığım siyah çantaya koyduğumda hızlıca koridora çıktım. Evren'e haber verip vermeme konusunda kararsızdım. En sonunda ne olur ne olmaz diye endişelenmemesi için odasının önüne gittim.

Kapıyı çalmama rağmen içeriden bir ses gelmediği için banyoda olma ihtimali yüksekti. Odaya girdiğimde kulaklarımı dolduran su sesiyle Evrenin hâlâ duşta olduğunu anladım.

Burnuma dolan kokusu derin bir nefes almama neden olduğunda kendime kızıp odadayken mümkün olduğu kadar az nefes almaya karar verdim.

"Evren!"

Sesimi duymadığını düşündüğüm için yeniden bağırdım. Kokusu yeniden burnuma dolarken verdiğim kararı sorguladım.

"Evren!"

"Efendim?" Boğuk sesi bana ulaşırken yine onun o tanımlayamadığım etkisi yüzünden odasına gelme sebebimi unutmuştum. Hep kokusu yüzündendi..

"İşim çıktı, gitmem gerekiyor. Haberin olsun."

Su sesi kesildiğinde gri tonlarında döşenmiş odanın ortasında dikilerek cevap vermesini bekliyordum. Karşımdaki banyo kapısı açıldığında refleksle başımı eğdim. Yaptığım şeyin saçmalığına göz devirip kafamı kaldırdım. Dikkatle giydiklerime bakan Evren beni umursuyor gibi görünmüyordu. Acaba bir şey mi vardı üzerimde?

Hızlıca üzerimi kontrol ettiğimde yanlış bir şey görmediğim için yeniden Evren'e döndüm.

"Tamam, geç olursa seni almaya gelebilirim. Araban henüz gelmedi, benimkini kullanabilirsin." Hâlâ tam olarak düzelmiş görünmüyordu, yüzündeki o endişeli ifade tamamen geçmemişti. Başımla onu onayladığımda içime kaçan sesime lanetler okuyordum. Ayrıca arabam?

Yatağına doğru ilerlediğinde yatağın üstündeki pantolondan arabasının anahtarını çıkardı. Üzerinde beline doladığı siyah havlu dışında hiçbir şey yoktu ve kaslı vücudu fazlasıyla ilgi uyandırıcıydı.

Gözlerimle onu, daha doğrusu kaslı vücudunu taciz etmeyi bırakıp bana uzattığı anahtarı aldım.

"Yemek hazırdı zaten, yersin sen.. Ben gideyim. Görüşürüz." Ne diyeceğimi bilemeden ilk aklıma gelenleri sıralayıp odadan çıkmak için arkamı döndüm. Odasındaki dolabın üstünde parlayan alyans kalbimi tekletti. Duş aldığı zaman çıkarmıştı, ben de onun isminin yazılı olduğu bir alyans takıyordum.

"Dikkat et kendine. Görüşürüz."

Evren hayatım boyunca beni düşünen dördüncü kişiydi. Belki de bu yüzden ona karşı bu kadar duygusal davranıyordum. Selin, babaannem ve Arda'dan sonra ilk defa biri beni düşünüp önemsiyordu.

MÜLTEFİT Where stories live. Discover now