²⁰ Parti

512 63 126
                                    

Oy ve okunma sayıları düşmüş olabilir. Gerçekten önemli değil. Ama en azından kalanlar yorum yabilir mi? Yorumlarınızı okumayı gerçekten seviyorum ve gerçekten şu an buna ihtiyacım var.

10 bin okunmaya ulaşmışızzzz teşekkür ederim asklarımmmm

Keyifli okumalar Minik Kelebeklerim

Olivia karanlığı sevmezdi, karanlıkta kalmayı da. Her zaman onun yanında olup yol gösteren bir ışık olmasını isterdi. Gergince ayaklarını yere vurarak ritim tutturdu. Avuç içleri karıncalanıyordu. Bir elinde sıkıca tuttuğu süpürge avuç içini acıtmaya başlamıştı.

"Sakin ol, Abelia. Onları yenmek için zorlanmayacağız bile." Olivia omzuna dokunan el yüzünden ürpermişti. Bir yandan da James'in onu bu şekilde sakinleştirmeye çalışması hoşuna gitmişti. "Teşekkür ederim James." James başını hafifçe sallayarak ona karşılık verdi.

Quidditch sahasına adım attıklarında tribünlerden alkış sesleri yükseldi. Bugün Hogwarts tek yürekti, bir takımı temsilen oradaydı herkes.

Olivia heyecanla karışmış neşe dolu sesiyle "Başaracağız!" dedi. Avuçlarının içindeki süpürgeye sıkıca sarıldı ve düdük sesini bekledi.

Düdük sesi Quidditch sahasında yankılandığında Olivia ve James heyecanı dorukta yaşıyordu. James sesi duyar duymaz ok gibi yerinden fırladığı için quaffleı yakalayan taraf Hogwarts Takımı oldu. Olivia da James'in peşinden havalandı. James avuçları arasındaki quaffleı Olivia'ya fırlattı, manevraları olması gerektiği gibi gidiyordu. Olivia kendini hafifçe öne doğru yatırarak olabildiğince hızlanmaya çalıştı. Onun zıt yönünde olan James sol direğe doğru uçuyordu.

Sirius Olivia'yı bludgerlardan koruyarak onun peşinden sağ direğe doğru uçuyordu. Direğin önüne geldiklerinde Olivia topu deliğe fırlattı. Tutucu sağ direğe yönünü çevirdiğinde Sirius elindeki sopayla quafflea vurdu. Quaffleın yönünün James'e dönmesini kimse beklemiyordu. James avucuna düşen quaffleı sol deliğe fırlattı.

"Ve Hogwarts Takımı 10-0 önde başlıyor maça!" Remus öylesine bağırmıştı ki mikrofonu çekerek öksürmeye başladı. "Merlin aşkına, su!" Jenna elindeki su şişesinin kapağını açarak önce Remus'a sonra da havaya püskürttü suyu. Hogwarts taraftarları heyecanla zıplıyordu. Art arda sayı alan Hogwarts Takımı onların coşkusunu giderek artırıyordu.

James görüşünün buğulaştığını fark etti. Etrafına bakındığından bunun sebebinin yağmurun yağması olduğunu anladı. Gözlüğünü ıslatan yağmur damlaları yüzünden önünü göremiyordu. Bludgerın hızla yanından geçtiğini duyduğunda daha dikkatli olmayı denedi. Önünü görmesi oldukça zordu zaten. Sakatlanamazdı, bu maçı burada bırakmamalıydı. "James, hadi!" James Olivia'yı görmeyi denedi. Gözlüğünün önünü silse bile bir işe yaramıyordu.

"Anlamıyorum, babam neden aniden durdu?" Hermione tırnaklarını kemiren Ron'dan gözlerini ayırdı. "Çünkü o da senin gibi gözlük kullanıyor, Harry! Hatırlamıyor musun? Sen de bu sorunu yaşamıştın." Harry Hermione sayesinde adeta aydınlanmıştı. "Bir şey yap Hermione!" Hermione endişeyle oturduğu yerden kalkarak Harry'e "Düşünüyorum zaten Harry!" diye bağırdı.

Remus James'in neden duraksadığını biliyordu. Yanında beliren Hermione'ye döndüğünde Hermione "James'e buraya gelmesini söyle. Gözlüğünü büyüleyeceğim." dedi. Remus kafasıyla onu onayladıktan sonra James'e bunun çağrısını yaptı. James önünü zor görüyor olsa bile kendisine endişeyle bakan Olivia'yı es geçerek Hermione'nin yanına doğru uçtu.

Olivia Sirius'a "James'in peşinden git. Onu sakatlamak için fırsat kolluyorlar zaten." dedi. Sirius omuz silkerek James'in peşinden gitti.

"Merlin aşkına! Sana minnettarım Hermione." Hermione gururun okşamadığını hissediyordu. Göğsünü kabartarak "Herkes aynı şeyi yapardı James." dedi. Ron Hermione'ye ters bir bakış atınca gülerek "Pekala, Ronald yapamayabilirdi." diyerek güldü.

Serendipçe • 𝐉𝐚𝐦𝐞𝐬 𝐏𝐨𝐭𝐭𝐞𝐫Where stories live. Discover now