26. Şans

875 153 261
                                    

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum şimdiden teşekkür ederim ballarım🩷

İyi okumalar...♡♡♡

<><><>

Hyunjin'den:

Ellerimi ve ayaklarım bağlı sedyede uyanalı çok olmamıştı. Oda da tek bir beden varken onun ilgisi sadece şırıngaya doldurduğu yeşil sıvıdaydı ve bu sessizliği bozmak istememiştim.

Sis bombasının atılarak görüş alanımız kısıtlandığı an birisi tarafından tutulup bayıltılmamın üstünden ne kadar geçti bilmiyordum ve şimdi de bana ne yapılacağı dahi umrumda değildi. Şuan düşündüğüm tek şey Felix'di...

Acaba ona ne olmuştu? O Lucas pisliğinin ona bir şey yapacağı düşüncesi dahi beni kaskatı ederken kan beynime sıçrıyordu. Felix'in ilk andan beri anlattıklarının çoğunda o lanet isim geçiyordu. Onun yüzünden yeterince yıpranmıştı ve her fırsatta konu bunu bulurken hareketlerinden artık yorulduğunu anlayabiliyordum.

Evet, tanışmamızın üstünden çok uzun bir zaman geçmemişti ama beni kendine anlamadığım şekilde bağlamayı çok çabuk başarmıştı. Onu benzin istasyonunda gördükten sonra o başımıza sardığı zombileri öldürerek orada kalmaya devam edebilirdim ama beni kendine çeken aurası sebebiyle ne olursa olsun onunla gitmeyi tercih etmiştim. Vücudunda gördüğüm yaralar dikkatimi çekerken aynı gün kaldığımız yerde bana anlattıklarından çok etkilemiştim.

İlk başta ne kadar cesur ve korkusuz olduğunu düşünmüştüm. Ama bunların yanı sıra kırılgan bir yapıya da sahipti. Ne kadar yaşadıklarını olmamış gibi anlatsa da her defasında gözlerinden geçen duyguyu görebiliyordum. Beni defalarca kez yanında istememiş olsa dahi yanından hiç ayrılmak istememiştim.

Onu anlıyordum. Birine bağlanıp onu kaybetmek istemiyordu. Bunu ilk kez açıkladığında, bana koruması gereken ikinci bir hayata daha sahip olduğunu söylediğinde kalbimi öyle bir hızlandırmıştı ki ne kadar o bu duruma kafayı takmış olsa da o an nabzıma hakim olamamıştım. Beni yanında kabullenmesi kolay olmasa da irislerime her baktığında gözlerindeki pırıltıları görmek bir dakika bile odağımı oradan çekmememi sağlıyordu.

Jisung ile tanıştığımız da onu ilk defa orada kıskandığımı farketmiştim. Jisung ile çok kısa bir süre önce tanışmış olmalarına rağmen sarılmaları garip hissettirmişti. Nedensizce kendimi onunla kıyaslamıştım ve bu düşünceme çok sinirlenmiştim.

Sonrasında ise Lucas'ın çetesinin eline düştüğümüzde olan hali bir an olsun zihnimden ayrılmıyordu. O ilk ağladığı andı ve çok savunmasız görünüyordu. Oradan kurtulmak amacımız olmasına rağmen aramızda geçen etkileşimler ve onun hala beni korumak istemesi beni kendine daha çok çekmişti.

Herşey bu kadar hızlı gerçekleşmesine rağmen onu seviyordum.

Lucas'ın ona dokunduğunu düşünmek dahi beni delirtiyordu. Güzel teninde bırakılan izleri geçiremiyordum ama onları güzel anılarla ona hatırlatmak istiyordum. Geçen gece o yüzden Yara izlerini tek tek öpmüştüm. Bedeninin dudaklarımın altında kasıldığını hissetmek dahi içimde buruk bir hissin yayılmasına neden olmuştu.

Hele ki o terasta pes etmiş hali kalbime yüzlerce okun saplanma hissi yaratmıştı. Kendini dahi düşünmeden ilk önce beni düşünmüş, benim için göz yaşlarını akıtmıştı. Bu beni daha çok üzeceğinden habersiz şekilde kollarını bana, beni hiç bırakmayacak, son sarılışımızmış gibi sarması boğazıma kocaman bir yumrunun oturmasına sebep olmuştu.

Kalbi acıdığını söylerken ki dudaklarının delice seğirmesi aklıma kazınan bir görüntüydü. Onu böyle çaresiz görmek beni harekete geçirmiş, onun tekrardan umut kazanmasını sağlamıştım.

Kaçışᶻ/Hyunlix√ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin