Ajan

5.8K 322 25
                                    

Son bir kaç gün ailemle birlikte birbirimizi yakından tanıyarak ve deneme yanılma yoluyla tekrar nasıl bir aile olunacağını öğrenerek geçmişti.

Hala Güney ve Gediz'e isimleriyle hitap ediyordum ve Çetin Müdür'e baba diyememiştim ama çoğu zaman içimden kendimi onlara bu şekilde hitap ederken buluyordum.

Bu süreç  içerisinde annemle alış verişe çıkmış ve başka bir gün evi kontrol etme bahanesiyle Nigar Teyze'ye uğramıştık, böylece ikisini birbiriyle tanıştırmıştım. Annem ve Nigar Teyze birbirlerine hemen ısınmıştı, hatta annem Nigar Teyze'yi eve bile davet etmişti. Evden tamamen ayrılmadığımı, oranın kirasını hala ödemeye devam ettiğimi öğrenince de pek belli etmek istemese de bu duruma bozulduğunu hissetmiştim. Hayatta her an her şeyin olabileceğini tecrübelerimle öğrendiğim için her zaman kendimi güvence altına almanın bir yolunu bulurdum. Şimdiye kadar ailemle ilişkilerim çok güzel gidiyordu ama bu hep böyle devam edeceği anlamına gelmiyordu. Her şey kesinleşene kadar boş tuttuğum evin kirasını ödemeye devam edecektim.

Bir haftalık tatilimiz en sonunda sona ermişti. Bugün işbaşı yaparak Emniyet Genel Müdürlü'nün bizi hangi dosya üzerinde görevlendirdiğini öğrenecektik.

Güney'de bizim tüm ısrarlarımıza karşı çıkmış ve artık iyileştiği bahanesiyle, raporunu tamamlamadan işe geri dönmek istemişti. Tatilden sonraki ilk mesaimizi yine toplantı salonunda ekip olarak karşılıyorduk.

Toplantıyı açan Çetin Müdür, dosyanın içeriğinin kimsenin eline geçmemesi için, görevlendirilen biri tarafından elden teslim edileceğini söyledi. Bir yandan masanın etrafında oturup sohbet ederken, diğer yandan dosyanın bize ulaştırılmasını sabırsızlıkla bekliyorduk.

Güney'in telefonu çaldı. Konuşmasından anladığım kadarıyla hattın diğer ucundaki kişi, idari büro personeli olan, benim de kanımın ısındığı, karşılaştıkça ayaküstü kısa sohbetler ettiğimiz Zerrin'di.

Güney telefonu "Tamam ben şimdi kapıya gidiyorum, onu içeri alırım," diyerek kapattı.

Sonra açıklama yapmak için bize döndü."Üzerinde çalışacağımız yeni dosyayı getirmişler. Getiren kişiyi içeri almak için kapıya gidiyorum," dedi.

Ilgaz hemen ayaklandı."Sen otur, ben gidip onu alırım."

Güney fazla üstelemeden yerine oturdu.

Ilgaz odadan ayrıldı ve biz de heyecanla dosyayı getiren kişinin içeri girmesini bekledik.

Toplantıdan önce ekip arkadaşlarıma yeni durumumu anlatmıştım. Herkes ailemi yirmi dört yıl aradan sonra bulmama çok sevinmişti. Kayıp ailemin Çetin Müdür ve ekip arkadaşları Güney olduğunu öğrenince de ayrı bir şaşırmışlardı. Aralarında bu işe en çok sevinen Mert olmuştu, onun söylediğine göre onların ailem çıkması konusunda çok şanslıydım, herkese böyle bir ailenin ferdi olmak nasip olmazdı. Aklıma o böyle konuştukça onun nasıl bir aileye sahip olduğu sorusu geldi ama sormadım. Nasıl olsa canı isterse kendisi anlatırdı.

Kapı açıldı ve Ilgaz sinirden kıpkırmızı olmuş bir şekilde içeri girdi. Onu bu kadar sinirlendiren şeyin ne olduğunu söylemeden hışımla yerine oturdu. Onun arkasından içeri giren kişiyi görünce hepimiz taş kesildik.

İçeri giren koyu renk takım elbisesi, düzgün taranmış saçları ve sinekkaydı tıraşıyla Kürşat'tı. Yüzünde ise onu yakaladıktan sonra gördüğümüz o ukala gülümseme vardı. Ela gözleri ise alaycı bir umursamazlıkla parlıyor, bizim ona gösterdiğimiz tepkinin oldukça hoşuna gittiğini hissettiriyordu. Elinde tuttuğu dosyayı Çetin Müdür'ün masasına bırakmadan önce bana baktı ve göz kırptı. Onu serbest bir şekilde dışarıda gördüğüme çok şaşırmıştım ama refleks olarak gözlerimi devirmeye engel olamadım.

ÇAKIR (Tamamlandı)Where stories live. Discover now