Mou yuki kana ide

1.5K 135 20
                                    

Uzun bir bölüm oldu, yorumlarınız bizim için çok değerli o yüzden yorum yapmadan geçmeyin

Desteğinizi bekliyoruz

𖤐

Olanları anlamlandıramıyordum. Yalnızca kollarımın arasında hareketsiz duran bedene bakıyordum. Elimden bir şey gelmemesi içimin acımasına sebep oluyordu. İçimde oluşmuş bu ağırlığı söküp atamıyordum. Onu kurtarmak istiyordum, hayata bağlamak istiyordum.

Bize bağlamak istiyordum.

Bu büyük ve soğuk depoda yapayalnızdık. Yardım çağırmak istesem de onu kurtaracak birisi yoktu. Parmaklarım yüzünde gezerken kollarımda sadece böyle uyumasını diledim içten içe. Depoda ağlama seslerimden başka bir ses yoktu. İkinci defa bu kadar çaresiz hissediyordum. Annemden sonra onu da kaybetmiştim. Aşık olduğum adam beni korumak isterken son nefesini vermişti.

Mantığıma sığdıramıyordum. Onu bu hâle nasıl getirebilmişlerdi. Bunu yapan üstelik özbeöz annesiydi. Gözünü dahi kırpmamıştı ona zarar vermek isterken. Onun gözlerinde gördüğümse sadece hayal kırıklığıydı. Kendi gözlerimle şahit olmuştum buna. Böyle bir şeyin olacağını bilseydim yemin ederim onu kurtarırdım ama her şey saniyeler içerisinde gerçekleşmişti.

Aklıma gelen şeyle umutla dolmuştum. Heyecanla gülümsemeden edememiştim. Belki de onu iyileştirirdim. Vitaydım lakin gücümü hiç kullanmamıştım. İyileştirme gücüne sahip biri onu belki de iyileştirirdi. Ne yapacağımı ve gücümü nasıl kullanacağım hakkında en ufak fikrim yoktu.

Kahve tonundaki gözlerimi mora çevirirken elimi onun kalbinin üzerine koymuştum. Titrek elim göğüsünün üstünü bulduğunda gözlerimi kapadım. Konsantre olmaya çalıştım. Parmaklarımın ucunda şifanın yayıldığını hissetmeye çalışıyordum. Birkaç dakika odak vermeye devam etsem de bir şey hissedemiyordum. Nefes alışverişi hâlâ yoktu. Gözlerimi açtığımda beden aynı şekilde duruyordu.

Telaşlanmaya başlamıştım. Yeniden gözlerimi kapatıp tekrardan deneyecektim. Öyle de yaptım fakat nafileydi. Gücüm cansız bedeni yeniden hayata bağlamaz mıydı? O yüzden mi işe yaramıyordu yoksa ben mi işlevsizdim anlamıyordum. İşe yaramazın tekiydim. Vitaydım ama basit gücü kullanamıyordum bile. Onun hayatına dokunamayacaksam niye vardım ki?

Cüsseli bedeni kaldırmak adına atak yapmaya çalıştım fakat işe yaramıyor olması ağlamamı yeniden başlatmıştı. Onu buradan bile çıkartamıyorken ne işe yaradığımı sorguluyordum. Bu düşünce ağlamamı daha çok hızlandırmıştı. Bizim hikayemizin sonunu böyle mi noktalayacaktık Jungkook? Bana yeniden eskisi gibi bakamaz mısın? İstemediğin şeyleri yaptığım için kızıp durmayacak mısın?

Ne kadar süredir burada olduğumuz hakkında bir fikrim yoktu. Elim yeniden bıraktığım yüzüne yerleştiğimde, elime kıyasla soğuk olması içimi titretmişti. Baş parmağım yanağını okşarken güzel yüze bakmaya devam ediyordum.

"Burada olduğum için kızmayacak mısın? Evimize gitsek olmaz mı? Lütfen evimize gidelim."

Gözyaşımı sildiğim yanaklarımın üstüne bir yenisi ekleniyordu. Yaşanılanlardan ötürü ona ne kadar sinirli de olsam sinirim artık dinmiş, hep bir yanımda var olan özlemim ortaya çıkmıştı. İçimden ağladığımdan dolayı kendimi tutuyordum. Hıçkırıklar içinde ağlamak artık bedenimi yormuştu. Kendimi salmıştım. Kendimi bir şekilde rahatlatmak istiyordum ama işe yaramıyordu.

"Jungkook anlamıyor musun? Gözyüzü güneş olsa, sensiz karanlıktayım. Sadece sen lazımsın bana."

Ağlamaya devam ettikçe nefes alamamaya başlamıştım. Yüzüne doğru eğildiğim bedenin kaşının ortasına öpücük kondurdum. Beni hep oradan öperdi. Bir an olsun aklından çıkmayayım diye. Geriye doğru çekildiğimde gözlerine bakıyordum. Kirpiklerine, her noktasında güzelliğini eksik etmediği gözlerine bakıyordum. Kafayı yemek üzereydim. Kendimi yitirecektim çünkü bir parçam yoktu. Onsuz eksiktim.

Devirisshu ℘ JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin