5 》 kucağıma

375 56 41
                                    

sirf sen istiyosun diye atiyorum eger okumazsan sikerim seni wannadiewanna

###

"Ders neydi?"

"Amına kodumun rahibesiyle." diye yanıtladı esneyerek. Changbin yürümeyi kesip hayır, diye bağırdığında kimsenin ona dönmesini umursamamıştı.

"Korkunç kadın! Yemin ederim rüyamda görsem korkarım. O ne biçim bir tip öyle anasını satayım? Çarpılmış it suratlı, kafir kadın."

Changbin'in günlük isyanlarına alıştıkları için hiçbiri tepki göstermemişti. O da bunun farkında olduğu için susmuş ve kollarını bağlayıp duvara yaslanmıştı. Chan ne olduğunu sorar bir şekilde karşısına dikildi.

"Gitmiyorum ben derse falan! Hoca zaten takmış bana kafayı. İnanılmaz sinir oluyoruz birbirimize. Bir de dersine girip yapmadığım ödev yüzünden azar mı yiyeceğim? Daha neler!"

"Ödevini yapabilirsin ama bu sadece bir öneri." dedi Hyunjin alayla. Yanındaki kızıl saçlı kıkırdadığında Changbin sinirle atıldı:

"Ya amına kodumun hocası ödevini yaptığım zaman da gelip 'Oo, Changbin beyde bir ilerleme var. Oysaki ödevlerini yapmayıp boş boş sırada otururdun hep. Demek ki başka hünerlerin de varmış.' diyor anasını satayım. Lan ben o dersi suriye ordusu gibi spastik yaratıkların bulunduğu sınıfta aşağılanmak için mi alıyorum?"

Minho ve Hyunjin kahkaha attığında Changbin onlara ters bir bakış atmıştı. O ikisi yeri geldiğinde kendisiyle durmadan dalga geçiyorlardı. Bu nedenle de Changbin tüm acısını Hyunjin'den çıkartıyordu. Zaten öncülüğü de hep o ediyordu.

"Derse girmeyip ne yapacaksın? Revirde ölü taklidi falan mı?" diye sordu Chan alayla. Changbin omzunu silkti:

"Aslında fena fikir değilmiş."

Minho gülerken konuştu: "Hocam, Changbin ölmüş de tuvalete gidebilir miyiz?"

Changbin ters bir şekilde ikiliye bakıyordu. Minho ve Hyunjin ise bu bakışlardan keyif alıyor gibiydiler. Dediklerinin komik olmaması onları güldüren asıl şeydi zaten.

Çok geçmeden ders zili çalmaya başladı. Koridordaki öğrenciler sınıflarına dağılırken Minho ve Hyunjin ancak kendilerine gelebilmişlerdi.

Çantasını rastgele omzuna attı Changbin, "Derse ne kadar erken girersek o kadar erken biter, değil mi?" diye sorduğunda Chan kafasını olumsuz anlamda salladı.

Changbin'in yüzü ağlamaklı bir hal alırken Minho'nun aniden bağırmasıyla tüm modu değişmiş, hızla işaret ettiği yere dönmüştü.

"Bakın! Şuradaki azgın mavi boncuk değil mi yoksa ben mi yanlış görüyorum?"

Hyunjin utançla Minho'nun elini indirdi. Chan ve Changbin çoktan kıkır kıkır gülmeye başlamıştı, Minho ise merakla çocuğa bakmaya devam ediyordu.

"Rezil ediyorsun bizi."

"Bizi mi? Sen çoktan rezil oldun ki."

Minho'nun dediğiyle duvara doğru hafifçe ittirdi onu. Arkasında gülen arkadaşlarını umursamamaya çalışarak kafasını eğdi ve yürümeye başladı.

Önüne bakmıyordu çünkü bakarsa ve mavi saçlı ile göz göze gelirse utanacağını biliyordu. En azından aynı okulda olduklarını bilmesin istiyordu.

Minho'nun arkasından önüne baksana dangalak, diye bağırmasını umursamadan adımlarını hızlandırdı. O çocuğa yakalanmak hiç istemiyordu.

"Amına koyayım önüne baksana!"

Mistake || HyunLixWhere stories live. Discover now