7.10 (ARAF)

219 41 47
                                    

Ekim ayı yağmurları kendini büyük köşkün penceresinden belli ederken, Louis çalışma masasının başında, gömleğini dirseklerine kıvırmış hâlde oturarak yağmurun ıslattığı bahçeye bakıyordu.

Çok yalnızdı.

Kardeşleri evlenmiş olduğundan şehir dışında yaşıyorlardı. Annesi ve babasını ise kaybetmişti. Londra'nın bu esrarengiz köşkünde kapana kısılmış gibi hissediyordu. Harry gideli iki hafta olmuştu ve onu gerçekten özlemişti. Bu devasa köşk artık eskisi kadar cezbedici gelmiyordu ona, çünkü Louis'yi buraya bağlayan etmen de Harry'di. Hem ilhamı hem de hoşlandığı bir hayalet olarak hayatında varolmuştu. Ancak şimdi bu köşkte ıssızlık ve boşluk hâkimdi yalnızca.

Derin bir nefes alıp gözlerini ovaladığı sırada kapısı çaldı. Onu hiç de açmak ve karşısına çıkacak insanla muhatap olmak istemiyordu. Ruh hâli, hem kasvetli hava hem de bu karanlık köşkün içinde bulunmaktan dolayı âdeta bitik durumdaydı, dolayısıyla insanları da görmek istemiyordu. Ancak hava bozuktu ve kapısına kadar gelen kişiyi bu yağmurda geri çevirmenin doğru olmayacağını düşünerek yerinden kalkmak zorunda kaldı.

Kapıyı açtığında gördüğü kişinin çalıştığı yayınevinde görev yapan bir memur olduğunu fark etti. Zarfı aldığına dair imza attıktan sonra kapıyı kapatıp çalışma masasına geçerek oturdu. Elindeki zarfta yayın yönetmeni James Jordan Smith'in adı yazılıydı. Dergide yayımladığı Esrarengiz Sevgilim adlı romanını yazmayı bitirdikten uzun zaman sonra ondan ilk kez etkileşim alıyordu. İyice merak etti.

Zarfı açıp kötü el yazısıyla yazılmış yazıyı okudu:

"Sevgili yazarımız, Louis William Tomlinson,

Dergimizde yayımladığınız denemeler, eleştiriler, öyküler ve bir adet roman yazıtları için, tüm Longsman's Magazine ailesi adına sizlere şükranlarımızı sunuyoruz.

Çeşitli eleştirmenler ve sevgili okurlarımızın olumlu dönütlerine karşılık, köşkünüzde bir parti tasarlamanızı istiyoruz. Gayemiz; değerli eleştirmenler, edebiyat ve sanat dünyasının önde gelen elit kesimleriyle sizleri bir araya getirmeyi desteklemek; genç yazarımızın ilham kaynağı olan yaşam alanını insanlara açmaktır. Bu durumun, hem dergimiz hem de şahsi kariyeriniz açısından oldukça yararlı olacağı temennisi içindeyiz.

Bu mektuba olumlu dönüt verirseniz, iki gün içinde yayınevine gelmenizi arz ederim.

Saygılarımla, Longsman's Magazine yayın yönetmeni, James Jordan Smith."

Mektubu bitirdiğinde derin bir nefes alarak ıssız evine şöyle bir göz attı. Artık Harry yoktu, bu da, birini ölürken görmüş herhangi birinin onu görme olasılığı olmayacak demekti.

Dolayısıyla kariyerinde oldukça önemli adımlar atmasına neden olacak bu partiyi evinde düzenlememek için bir sebebi de yoktu. Yarın ilk işi, erkenden yayınevine gidip bunu onayladığını belirtmek olacaktı.

Ve öyle de yaptı.

. . .

Araf...

Gökyüzünü sarmış koyu gri, lacivert ve kirli beyaz bulut yığınları, kuru dallı ağaçların üzerindeki yosunlara dağılmış minik damlaları gölgeliyordu. Toprak zemindeki çakıllar, harabe binaların kapılarına doğru giden birer yol gibi uzanıyor, Harry, kendi harabe ve eskimiş görünen köşkünün önündeki bir kaya parçasına oturuyordu. Çıplak ayak uçları birbirine değerken, düşünce çizgileriyle dolmuş alnı, onda değişik ve merak uyandırıcı bir hava estiriyordu.

Dirseklerini, birbirine dayadığı dizleri üzerine yerleştirmiş; yorgun yeşil gözleriyle, kimilerinin orada yalnızca toprak gördüğü noktaya kaygı ve üzüntüyle bakıyordu. Sanki baktığı yerde gördüğü şeyler onun için epey mühimdi!

Yanına ilişen bedenle irkildi, sonrasında onun, arkadaşı Esperanza olduğunu anlayarak yeniden anlamsız ruh hâline döndü ve önüne bakınmaya devam etti. Arkadaşının çikolata rengi gözlerindeki merhameti göremiyor olsa da ona bakmadan bile bunu anlayabiliyordu. Esperanza, bu soğuk ve kasvetli arafın her ânında kendisine iyi gelen tek kişiydi.

"Oraya gitmelisin," dedi genç kadın fısıltıyla. Üzerinde beyaz pamuktan uzun bir gecelik vardı. Gece vakti evinde çıkan yangından kurtulamamış, vefat etmişti. Bu yüzden omzunda derin bir yara izi mevcuttu. Ancak siyah saçlarının ve bronz teninin güzelliği, ondaki bu sonradanlığı gizlemeyi başarıyordu.

"Oraya nasıl giderim?" diye sızlandı Harry. "Onu gördüğümde... Onu gördüğümde beni sevmesini isteyeceğim, ve o da benim normal, yaşayan bir insan olmamı dileyecek! Bir gün bu olduğunda... Bir gün bu olduğunda, beni görüp dili tutulan eski ev sahiplerinden biri gibi olur diye korkuyorum!"

"Onsuz acı çektiğini görebiliyorum. Uzunca bir süredir onu göremiyorsun, gizlice gitmiyorsun bile..."

"Ah, ama gitsem bu kez daha da üzüleceğim!"

Esperanza anlayışlı bir iç çekişten sonra önüne dönerek, "Haklısın," dedi. "Ne bileyim, seni böyle görünce ben de çok üzülüyorum. Onu ne kadar sevdiğini biliyorum."

Harry üzüntüyle arkadaşının elini kavrayıp, "Özür dilerim, Esperanza," dedi. "Benim yüzümden İspanya'ya bile doğru düzgün gitmiyorsun."

Gülümsedi. "Lafı olmaz! Seninle olmak, oradaki sahtelikten daha gerçek."

Harry de istemeden gülerek, "Onlara göre de burası epey sahte," dedi. "Ne tuhaf... Şimdi daha da iyi anlıyorum onunla aramdaki farklılığı. Ah... Ama keşke bir görebilsen onu!" Gözleri sevgiyle bir noktaya dalıverdi. "Gözlerinin maviliğinde kayboluyorum, bana okuduğu şiirlerin içinde kalbimi hissediyor ve dokunduğu piyano tuşları olmak istiyorum, böylece onun tenini hissedebilirim!"

Derin bir nefes alıp kırgın bir tebessüm bıraktı Harry. "Oysa bunlar benim dünyamda da, onun dünyasında da oldukça sahte..."

"Bir zamanlar benim de bir eşim vardı Harry. Şimdi nerede, bilmiyorum bile... Ama onunla ömrümün yettiği kadarıyla vakit geçirmeyi ne çok isterdim! Ben hiç yaşlanmadan bu hayalet hâlimle onun yanında dursam, o yaşlansa ve bizi böyle kabullense, ne güzel olurdu! Ama gerçeklik böyle olmuyor, çünkü iki dünyanın da gerçekliği farklıdır! Yine de... Yine de bu üzüntün beni kahrediyor. O köşk seni dünyaya bağlayan tek şey! Ve Louis sevebildiğin tek insan... Gidebildiği kadar yol katetmek hoşuna gitmez miydi?"

"Kim istemez!" diyerek kollarını birbirine dolayıp, dokunulacakmış gibi duran bulutlara bakındı. "Bana olan bakışlarını bir daha görmek için neler vermem!"

Esperanza ona neyi bekliyorsun dercesine baktığında, Harry derin bir nefes alarak, "Tamam," dedi. "Kendimi hazır hissettiğimde köşküme gidecek ve bir kez daha karşısına çıkacağım."

Dear Ghost | Larry ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin