29

2K 64 11
                                    

Ansgar hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranarak sordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ansgar hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranarak sordu.


"Dışarı çıkmayalı uzun zaman oldu mu?"


"...... umm, sayılır."



"Dışarıda gerçekten de kış var. Arada bir dışarı çıkıp yürüyüş yapmak ve temiz hava almak iyi hissettiriyor."


"Ben de yürümeyi severim. Eskiden hatırlıyor musun? Yemek yedikten sonra bahçede atlıkarınca gibi dolaşırdım."

 

"Ah, evet, doğru. Seni gördüğümde ayaklarımın ağrımasına şaşmamalı."


"Çünkü egzersiz yapmıyorsun."


"Şu anda senden duymak istediğim şey bu değil."




Annette eliyle ağzını kapattı ve güldü. Ansgar da kıkırdadı. Sonunda kahkahası yavaşça azaldı.

Annette elini bıraktı ve yüzü hâlâ kahkahalarla doluyken konuştu.


"Ansgar, özür dilerim."


Ansgar onun özrü karşısında hafifçe kaskatı kesildi. Kısa süre sonra dudaklarında alaycı bir gülümsemeyle cevap verdi.



"Benim için üzgün olmanı gerektirecek ne var?"


"...."

"Yine de ......... bana bunun zor olduğunu söylemeliydin."


Annette sessizce gözlerini indirdi. Aslında Ansgar'la yeniden karşılaştığından beri ona bir arkadaş olarak hiç güvenmemişti.

Başlarda, Ansgar'ın kendisini ziyaret etme nedeninin de monarşiyi yeniden kurmak için güç elde etmek olduğunu düşünmüştü, ne daha fazlası ne de daha azı. Bu görüşü değişmemişti.


"Özür dilerim......"


Yani bu ona bir arkadaş olarak söylediği bir söz değildi.



"Gerçekten üzgünüm."


Sadece ona istediğini veremediği içindi.

Ansgar'ın onu Fransa'ya getirmek istemesinin nedenleri belliydi. Kraliyet soyunu devam ettirmek ya da sayılarını artırmak.

Annette sürgündeki kraliyet ailesinden kaç kişinin hâlâ hayatta olduğunu tam olarak bilmiyordu. Ama kadınlar arasında en azından soyuna en yakın olan ya da onunla kıyaslanabilecek olan oydu.




My Beloved Oppressor | Sevgili ZalimimWhere stories live. Discover now