Bölüm Onİki: Memesiz Kazulet

608 41 435
                                    

Evet arkadaşlar yine ben. Mine ve Tugayla beraber geldim size. Nasılsınız.

Bol bol satır arası yorum bekliyorum sizden. İyi okumalar.

Bölüm Onİki: Memesiz Kazulet

"Açıyorum," dedim boştaki elimle telefonumu tuttum. Önce arabaya bağlantı kurdum Bluetoothtan, ardından Burakcığım'ın şarkısını açtım.

"Ay bayılıyorum bu adama ya," dedim hemen, "Sesi, kendisi, duruşu, tipi..."

"Sikerim o adamı," dediğinde bu sefer şarkıyı bağıra bağıra söyleyen bendim.

Öyle olmazdı böyle olurdu. Ne demek Ebrucuğum? Kadının içine düşseydi bir de. E Mi, sen de Burak Bulut diye geziyordun yanlış hatırlamıyorsam yurtta. Tüm şarkıları ezberinde. Olabilirdi ama içine düşmüyordum neticede. Bir kere konserine bile gitmedim daha.

"Hayra alamet değil bu gidişleri, ayak yapıyor bana kıyak gülüşleri, uçuruma paralel senle düşlerim, hayat sinemasında bir seni özlerim."

Müziği son ses yapmıştım. Bir de alkış tutuyor, yerimde oynaya oynaya söylüyordum.

"Karanlık gecelerim olsa da, ben doyamıyorum sana. Açan güllerim solsa da, dünya yansa da tek seni isterim."

Şarkı da bayağı manidardı yani. Gidip diğer şarkılarından açmamıştım nedense, bunu görmüştüm ilk. Erkeğime sapık diyen müslğman olsa bari.

"Ateşi seviyorum gönlüm alev alev," derken elimi kalbimin üzerine koymuş, gülerek Kıvanç'a bakıyordum, "Saza ağlıyor dertli kara kalem," elimle yazı yazıyor gibi yapmıştım, "Laf getirmem bu deli sevdama," iki yana sallanıp bağırdım, "Yanarım alev alev."

"Yok ya," diye bağırdı sesi kısarak, "Şarkıyı üzerime alınıyorum yalnız Mineciğim," dediğinde müziğin sesini tamamen kısıp somurtarak arkama yaslandım.

"Sen söylerken iyi zaten, sen Ebrucuğum diye arabayı inletirken iyiydi. Bana bak," işaret parmağımı salladım, "Ben gelemem öyle. Valla kısasa kısas yaparım aklını alırım adamın."

Güldü. Sonra da arabanın camını açıp, artık trafiğe girmiştik, Işıklarda durduğu zaman camdan dışarıya başını çıkardı. "Mine Kıvanç'ı kıskanıyor!" diye defalarca kez bağırdı. Ta ki yeşil ışık yanana kadar. Bu süre zarfında başta bir kaç saniye donup kalmış, ardından omzuna vurmaya başlamıştım.

Işıklarda hareket edip yolda ilerlerken camdan tekrar bağırdı. "Mine Kıvanç'a şiddet uyguluyor!"

"Kıvanç," diye bağırdım delirmiş gibi. Deliydin zaten. "Saçmalıyorsun bak, indir arabayı durduracağım," dedim sinirle.

"Arabayı nasıl indireyim yavrum?" diye sordu. O an anladım saçmaladığımı. Saçımı başımı yolmak istiyordum. Kaşlarımı, bacaklarımı almak istiyordum cımbızla. Kafayı delirmiştim ya. İki dakikada kafayı delirtmişti bana.

"Sustum," diye bağırıp kendi kendime konuşmaya devam ettim. "Çıldırtır ya adamı, insanı sinir komasına sokar göt oğlu göt. Sakinleştirici bağımlısı yapar bu adam beni. Delirdim ya. Resmen kafayı delirdim."

"Vallahi billahi bak Mine," dedi yalvarır gibi, "Her şeyi unut güzelim, sen şimdi, sus tamam mı?" Kollarımı bağlayıp dudaklarımı sinirle şişirdim.

Sus, Tamam Mı? (+18)Место, где живут истории. Откройте их для себя