hazine kapanı 8. gün

327 18 2
                                    

(⚠️️!!Dikkat bu bölüm k@n, c!nsel !st!smar, ö!üm, rahatsız edici yazı ve konuşmalar (eklersem) tac!Z ve tec@vüz içerir. Eğer bu tür şeylere karşı hassasiyetiniz veya travmanız varsa bu bölümü okumanız önerilmez!!⚠️)

~~~~~~~~~~~~~

* hazine kapanı ( Irıs ) *

Uzun süredir buradayım.

Bacaklarım ve kollarım hala aynı.

Dün biri gelip kollarımı ve bacaklarımı yere zincirledi.

Sonra başka biri beyaz, uzun kollu bir elbise getirdi.

Elbise dizlerimin üzerinde bitiyordu.

Kaçmaya çalıştığım günden beri doğru düzgün bir şey yemedim.

Ceza olarak günde sadece bir öğün yiyebiliyorum, oda bir parça ekmek ve biraz çorba.

Bazen sadece ekmek veriyorlar bazen ise hiçbir şey yiyemiyorum.

Berbat durumdayım.

Buradan kaçmak için onlarca yol düşündüm ama bacakalarım ve kollarım olmadan hiçbir şey yapamıyorum.

Bu çok sinir bozucu.

O pislik herif  hala gelmedi.

Buda benim için en iyi olan şey olur.

O herifi gördüğüm an sinirlerim bozuluyor, kusasım geliyor, onu görmemek için gözlerimi bile oyardım.

Derken beklenen kişi geldi.

Pislik herif kapıyı açarak içeri geliyor.

Acaba bu sefer ne yapacak.

Muhtemelen her zamanki gibi kendini eğlendirip gider.

Gözlerimiz birbirini bulunca sanki çok iyi biriymiş gibi hafifçe gülüyor.

Piç herif.

- merhaba tatlım umarım iyisindir.

Sesimi çıkarmadan onu izlemeye devam ediyorum.

- bugün biraz farklı şeyler yapacağız.

- farklı şeyler mi?

Uzun süredir orada olan ama hiç kullanmadığı aletlere doğru yöneliyor.

Yoksa o!

Masanın üzerinde duran küçük bıçağı eline alıyor ve bana bakmaya başlıyor.

Gülümseyerek konuşmaya devam ediyor.

- hadi ama neşelen biraz.

Hızlı adımlarla yanıma gelip boş olan eliyle çenemi yakalıyor.

Suratını suratıma daha çok yaklaştırıyor.

İğrenç bir şekilde kan kokuyor.

Bir süre boyunca yüzüme inceliyor ve hiç beklemediğim bir hareket yapıyor.

Beni öpüyor!

Kendimi geri çekmeye çalışıyorum ama o daha sıkı tutmaya başladı.

Kendimi o kadar iğrenç hissediyorum ki.

Bir süre daha beni öpmeye devam ediyor.

Kısa süre sonra sol kolumda bir acı hissediyorum.

O piç!

Dikkatimi dağıtıp sol kolum büyük bir yara açmış.

Acı o kadar kötü ki.

Sonunda beni bırakıtığında çenemi tutan eli bu sefer cebine gidiyor.

Cebinden küçük bir tüp çıkartıyor.

Şimdi anladım.

Yanıma tekrar yaklaşıp tüpü kolumdan akan kana tutuyor.

Kanımın yavaş yavaş tüpün içini doldurmasını izliyorum.

ikimizden de tek kelime çıkmıyor.

Sürekli konuşan bu aptal bile ses çıkarmıyor.

Sanki aklında başka birşey varmış gibi.

Bir an için bana tekrar bakıyor sonrasında ise yüzünde garip bir ifade oluşuyor.

Bir şeyleri tartıp ölçüyormuşcasına kararsız bir ifade.

Gözlerinin içinde biraz pişmanlık ve merak da var.

Tüp dolunca geri çekiliyor ve tüpün kapağını kapatıp geri cebine atıyor tam bitti derken bu sefer bir tüfek çıkartıyor.

- üzgünüm ama kaçamıyacağından emin olamıyorum.

Tüfekle iki bacağımada ateş ediyor.

- AAAAHHHHHH.

Acı bütün vücudumu sarıyor.

Gözlerimden çıkan yaşlara hakim olamıyorum.

Yanıma tekrar geliyor bu sefer arkama geçiyor.

- işte şimdi hazırsın.

Elbisemi yırtarak açıyor.

Bu sefer kendini eğlendirmekle kalmıyacağından eminim artık.

~~~~~~~~~~~~~~

Saatlerdir yapıyor bundan okadar zevk duyuyor ki.

Acılarımı artık hissedemiyorum.

O kadar bitkinim ki.

Ölmek istiyorum.

Gözlerim yavaş yavaş kapanırken bir anda saçım tutularak geri çekiliyor.

Yüzünü kulağıma yaklaştırıyor.

- kimse sana gidebileceğini söylemedi.

Bu sefer daha da hızlanıyor.

Kaç kere kustum veya ağladım bilmiyorum.

Artık beynim dönüyor.

Bir anda duruyor.

Tam bitti diye sevinirken biri kafamadan aşağıya buzlu suyu boca ediyor.

- öhö öhö hhıııhh öhö öhö.

- daha yeni başladık nereye böyle.

Bu sefer önüme geçiyor ve düşündüğüm şeyi yapıyor.

Karşımdaki adamın aldığı hazla ağızından çıkan inlemeri benim daha çok midemin bulanmasına sebep oldu.

2-3 saat daha böyle devam etti ve en sonunda beni bıraktı.

Üzerini giyinip çıkıp gitti.

Kendimi o kadar pis hissediyordum ki.

Daha fazla dayanamadım ve kustum.

Hala kan kaybediyordum.

Bir ihtimal.

Bir ihtimal diye düşündüm.

Yanımda bir kaya vardı.

Kafamı kayaya vurmaya başladım.

Bir kere.

İki kere.

Üç kere.

Kan başımdan aşağıya aktı.

Dört kere.

Beş kere.

Altı kere.

Ağızımı kanın metal tatı doldurdu.

Yedi kere.

Sekiz kere.

Dokuz kere.

Artık sonum geldi.

______________∆°
(Yazar: justnovelion)

Evet şu anda çok kötüyüm.

Bunu yazdığım için kendimden nefret ediyorum.

Bu arada bölümler okuldan dolayı gecikebilir.

Yeni eğitim sistemi sağ olsun.

Dikenli Kraliçe Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin