yeniden buluşma

335 18 11
                                    

*Silver*

Drake Irıs'ı buradan çıkarttıktan sonra karşımdaki adam küplere bindi.

İyiki buraya gelmeden önce büyüyü kısıtlamak için bir büyü yaptık.

Yoksa halimizi düşünemiyorum.

- Sen Ne Yaptığını Sanıyorsun!!

- gerekeni.

Adam çoktan saldırıya geçmişti.

Büyü kısıtlaması olduğu için eline bu sefer kılıcı almıştı ve bu büyük bir hataydı.

Çünkü büyü olarak olmasa da güç ve çeviklik olarak ondan kat ve kat daha iyiyim.

Kılıcını çıkarır çıkarmaz bana doğru atıldı, çevik bir hamleyle geri çekildim.

Irıs'a yaptıklarından sonra bu adamın kellesini uçurmak için sabırsızlanıyorum.

Kılıcını düzensiz bir şekilde savursa bile normal bir askeri kolayca yenebilir.

- sen ona ne yaptın.

- ne?

- benim tanrıçam, nasıl senin gibi bir ölümlüyü sevebildi?

- ne tanrıçası neden bahsediyorsun sen?

- tabi ya!

Adam bir anda gülmeye başladı.

Bu benim işime gelir sonuçta şu anda boynu tam açıkta.

Normalde olsa bir kurt olup onun şah damarını parçalarım.

Tabi bu bir sır bu yüzden şu anda yapamam.

Dikkat dağınıklığından yararlanıp bu sefer kılıcını savuran taraf ben oldum.

O daha ne olduğunu anlamadan hızla ona doğru atıldım.

Kılıcım tam boynunu kesecekken ne yaptığını fark edip hızla geri çekildi.

O geri çekilmeden önce boynuna olmasa bile kılıç tutan elinde bir yara açtım.

Fazla derin değildi ama bu onun kılıç kavrayışını baya bir etkiler.

Adamın kılıcı kavrarken büyük bir acı çektiği belliydi.

Fırsattan istifade bir kez daha saldırdım bu sefer adamın boynuna değil de ilk olarak beline doğru atıldım ama adam bunu zorda olsa engelledi, elindeki yaradan ötürü bir iki dakikalık bir duraklama yaşadı, bende o zamanı kolunu kesmek için kullandım.

Kılıç tutan koluna büyük bir darbe indirdim.

Adam daha ne olduğunu anlamadan çığlıklar içerisinde yere yuvarlandı.

Elindeki kılıç düşmenin etkisiyle yuvarlanmıştı.

Kıyıda duran büyücülerden bir hemen kılıcı yerden aldı.

Ben ise adamın yanına yaklaştım ve neredeyse kesilmiş olan koluna bastım.

Aklıma gelmişken.

Irıs'ı kucağıma aldığımda kollarını ve bacaklarını hareket ettiremediğini fark etmiştim.

Bu adam kırmış olmalı.

Peki bende onunkileri kırsam ne olur?

Hiçbir şey ben bir prensim bu herif ise gelecekteki imparatoriçeyi kaçıran bir pislik.

Kimse onun bu durumunu garip bulmaz.

Elimin altındaki kola bu daha sert bastım.

- AAAAHHHHHH!!!

Dikenli Kraliçe Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin