Gerçeklik

15 4 3
                                    


Çok soğuktu. Yıllardır hareket etmiyormuşum gibi hissediyordum. Gözlerimi açacak halim bile yoktu. Kendimi zorlayarak gözlerimi biraz açtığımda yatağımda olmadığımı fark ettim.

Cam bir dolabın içinde ellerim karnımın üstünde hafif eğik bir şekilde yatıyordum. Yavaş yavaş herşey yerine oturmaya başladığı zaman kafayı yediğimi düşünmeye başladım. Bu saçmalıklar da neyin nesi.

Buraya nasıl geldim ben!?

Burdan çıkıp eve gitmek istiyordum. Zorla da olsa hareket etmeyi başardığım da içerden kapağı ittirmeye çalıştım. Biraz ağırdı, ama açabilirdim. Kilitli olmamasına daha sonra sevinecektim.

Diyecektim ki kilitliydi... böyle şanslar da hep beni bulurdu zaten, buraya nasıl geldiğimi çok merak ediyordum ya da beni buraya kimin getirdiğini bir kaç gündür saçma sapan şeyler yaşıyordum ve bu gitgide çekilmez bir hala gelmeye başlamıştı.

Sinir kat sayım artarken sinirlerin bütün damarlarımda hızla dolaştığını hissediyordum. O kadar şeyin üstüne saçma sapan şeyler yaşamak insanı çileden çıkarıyordu.

Damarlarımda akan kanın kaynadığını hissediyordum. Her an patlayabilicek bir bomba gibiydim resmen. Sakinleşmek için elimi tabutun kapağına koydum gözlerimi kapadım ve derin bir nefes alıp sesli bir şekilde üfledim.

Sanki herşey çok normalmiş gibi bir de üflediğim anda dolap suya dönüşüp yerde hızla kaybolmuştu. Fakat yaptığım şeyin farkına varınca şok geçirmemek için elimden geleni yapmaya çalıştım.

Bunu ben yapmış olamazdım değil mi? Şuan bir rüyadaydım ya da... başka bir açıklaması yoktu rüyada olduğumu farz ederek kendimi avutmaya çalıştım.

Anlık ordan kurtulmanın verdiği sevinçlede derin bir nefes aldım.
Ama ciğerlerime dolan küf kokusu biraz midemi bulandırmıştı. Etrafı incelemeye başladım. Çok da büyük denmeyecek bir odadaydım.

Herşey çok eskiydi. Yıllar önce terk edilmiş gibiydi, neredeyse yıkılıcakmış gibi bir izlenim veriyordu.

Yavaşça sanki ezbere bildiğim odadan çıkıp uzun koridorda nereye gitsem diye düşünüyordum. Burdan çıkmak istiyordum, o kadar kötü ve rutubetli bir hava vardı ki zehirlenmekten korkmuyor değildim.

Yavaşça koridorun sağ tarafına ilerlemeye başladım. Heryer o kadar pis ve dağınıktı ki sanki savaş çıkmış gibiydi. Kocaman bir binadaymışım gibi hissediyordum tavan normal evlerdekinin aksine bayağı bir yukarıdaydı.

Saraydaymışım gibi hissediyordum. Koridorun sonuna geldiğimde ahşap kapıyı yavaşça ittirip ana salon olduğunu düşündüğüm yere çıktım.

Şuan emindim ki gerçekten de bir saraydaydım. O kadar büyük bir yerdiki aklımı kaçırırsam bulmam imkansız olabilirdi.

Biraz daha ilerledikten sonra salonun ortasına gelip etrafı daha iyi incelemeye çalıştım. Kocaman bir salon iki yanlarda yukarıya çıkan mermer merdivenler ve tavanın ortasından aşağıya asılan neredeyse kopacak olan muhteşem bir avize vardı.

Ve daha bir çok şey, neyse burası umrumda bile değildi. Ama nedense burada olduğumdan beri içimde daha önce hissetmediğim bir güven duygusu vardı.

Çok tanıdık bir yere benziyordu. Beni meşgul eden düşüncelerden sıyrılıp dış kapı olduğunu düşündüğüm kapıya ilerledim ve güçlükle ittirdim. Daha fazla burada kalamazdım.

Neyseki burası kilitli değildi. Dışarıya adımımı attığımda yüzüme vuran güneşle gözlerimi kısmak zorunda kaldım. Elimi kaldırıp yüzüme siper ettim ve dışardaki ışığa alıştıktan sonra dehşetle önümdeki kocaman şehre baktım.

Burası neresiydi ve neden bu haldeydi??......







Oyun ~JJK~Where stories live. Discover now