Prenses

22 5 2
                                    


Önümde neredeyse yok olmaya yüz tutmuş bir şehir vardı. Evler yıkıktı ama aralarında çadırlar vardı.

Bir anda saraya geri çekilmem ile birlikte korkup çığlık atmaya kalktım ama ağzıma kapanan el buna engel olmuştu.

Kalbim korkudan yerinden çıkıcakmış gibi atıyordu. En sonunda sarayın karanlık bir köşesine geldiğimizde beni çeken adam konuşmaya başladı.

X: Elimi çekeceğim ama bağırma yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim..

Başımı tamam anlamında yapabildiğim kadar aşağı yukarı salladığımda elini yavaşça çekmeye başladı. Bağırıp bağırmayacağımı bilmediğinden elini tamamen çekmemişti.

Bağırmayacaktım. Elini hepten çektiğinde hızla arkamı döndüm ve olabildiğince uzak durmaya çalıştım.

?: Sen kimsin? Ve benim burda ne işim var ayrıyetten ağzımı kapayabilme ve beni buraya kadar sürükleyebilme cesa-

X: Hoop yavaş biraz tamam herşeyi anlatacağım ama öncelikle bir şeyden emin olmam gerekiyor. Yoksa saraya izinsiz olarak giren biri olduğunu düşüneceğim ve mahzene kapatılmak zorunda kalacaksın.

Saraya hışımla birilerinin girmesiyle beni kendine çekti ve karanlık olan yerin biraz daha arkasına geçti. Buradan herkesi görebiliyordum. Kulağıma fısıldamasıyla biraz huylanmıştım.

X: Sakın sesini çıkartma.

Başımı tamam anlamında aşağı yukarı sallamış biraz da olsa kendimi geriye çekmiştim. Nede olsa onu tanımıyordum ve güvenmiyordum.

Salondan gelen bağırışmalarla oraya odaklandım. Şövalyeye benzer bir kaç kişi ellerinde mızraklarıyla beraber önlerindeki adamı selamlıyor mahçupca başlarını eğiyorlardı.

X2: Sizi beceriksiz ahmaklar!! Yıllardır özenle koruduğunuz prensesi şimdi nasıl olurda kaybedersiniz yıllardır uyuyor ve hiç bişey bilmiyor kalkıp en fazla nereye gidebilir ki nasıl bulamazsınız!!

X3: Herkes çok yorulmuştu... Prenses de yıllardır uyanmadığı için bu seferde uyanmayacağını düşünüp mola vermeye karar verdik üzgünüm efendim affedin lütfen..

Şövalyelerin lideri olduğunu düşündüğüm adam konuşmaya cesaret etmişti. Diğerleri tek cümle edecek cesareti bulamıyorlardı sanırım.

X2: Onu hemen bulsanız iyi edersiniz Prens Jeon birazdan kontrole gelecektir. Eğer onu burada görmezse hepimizin cesedini hayvanına yedirir!! Yürüyün çabuk olun ve onu bulun!!!

Iyy hangi hayvan böylesine vahşi olup da bunların cesedini yer. Hala sessiz bir şekilde onları dinleyen sarışın çocuğa döndüm ve fısıldamaya başladım.

?: Neden burada saklanıyoruz? Prenses kim ve neden yıllardır uyuyor ayrıca benim burda ne işim var dedim sana. Ya söylediklerime tek tek cevap verirsin ya da çığlık atıp herkesi buraya toplarım.

X: Şşt! Tamam be sende amma sabırsız çıktın. Önce birşeyden emin olmam gerekiyor demiştim hatırlıyorsan onların gitmesini bekle ve beni takip et zamanımız yok.

?: Sence sen dedin diye bunları yapacak mıyım? Kim olduğunu bile bilmiyorum ve sana güvenmiyorum anlıyor musun? şuan burda herşeyi anlatmadan şurdan şuraya gitmem.

Bıkkınlıkla nefes verip bunu sen istedin bakışıyla birden işaret parmağını alnıma bastırmasıyla bilincimin kapandığını hissettim.

Boynumun ağrısıyla yavaşça gözlerimi araladım. Sonunda uyanmıştım sanırım ha? Bu düşünceden saraydaki çocuğu görmeme umutsuzca vazgeçtim. Yanında yaşlı bir amcayla birlikte hararetli bir şekilde konuşuyorlardı.

Boynumu rahatlatmak amacıyla biraz ovalayıp yavaşça yatakta doğruldum. Uyandığımı fark etmeleriyle yaşlı amca hızla yanıma geldi ve konuşmaya başladı.

Y.A: Sonunda uyanmışsın yıllardır seni bekliyorum.

?: Beni mi ama neden?

S.Ç: Ondan emin olmadığım için dahadan hiçbir şey anlatmadım boşuna dilini yorma ne dersen de inanmayacaktır.

Y.A: Ahh peki. Ne zaman bakmayı düşünüyorsun zamanımız azalıyor.

S.Ç: Şuanda olmaz biraz dinlemesi gerekiyor yoksa ters etkiler olabilir.

Y.A: Tamam o zaman. Yandaki odada kıyafetler ve yatak var. Git ve biraz dinlen yarın herşeyi öğreneceksin.

Çokda yorgun olduğum için fazla irdelemeden söylenen odaya gittim ve işlerimi halledip direk uyudum.






Oyun ~JJK~Where stories live. Discover now