Back To Me // LixSeungİn ✓

0.5

Odanın içinde volta atan sarışın "Jeongin! Son tasarımım yok! Büyük bir kağıda baskısını almıştım onun" diyerek yatağında uzanan siyah saçlıya bağırdı.

Başını telefondan kaldırmaya beden "Dağınık biri olmasan bulursun" demişti.

Sarışının daha çok bağırması onu güldürmüş, pes ederek uzandığı yerden kalkmıştı.

"Git hazırlanan sen ben bulurum onu" demesi ile sarışın minnetle ona bakıp "Tamamdır" diyerek kıyafetlerin olduğu odaya girdi.

Jeongin arkasından iç çekerek odanın Seungmin'e ait olan dağınık tarafına döndü.

Yaklaşık üç hafta olmuştu buraya taşınalı ve tamamen yerleşmişlerdi. Tek sorun Seungmin biraz dağınıktı, Jeongin ise kendi tarafına dokunmağı için sorun etmiyordu.

Ödev kaybetme durumunu ise neredeyse üç kere yaşamış, her seferinde siyah saçlı olaya el atmıştı.

Bu seferde aynısı olurken, sarışın odadan çıkıp mutfağa koştu. Hızla ağzına masada ki yiyeceklerden atarken Felix güldü.

Doldurduğu meyve suyunu uzatmış, Seungmin onu alıp kafasına dikmişti. "Of Jeongin bulsun lütfen" dedi.

"Biraz toplu olsan sorun olmayacak ama" diyen Felix ile omuz silkti.
Çantasını sırtına takıp Felix ile kapıya geçerken Jeongin odadan çıktı.

Elindeki rulo halindeki kağıtlar ile gelirken sarışının gözleri parladı. Jeongin göz kırpıp "Buyrun bakalım Seungmin bey" dedi.

Seungmin onları alıp resim çantasına atarken "Of harikasın Jeongin!" diyerek siyah saçlının boynuna sarıldı. Jeongin gülüp beline sarılırken "Biraz öyleyim sanırım" dedi.

Seungmin gülüp ayrılmadan önce yanağına öpücük kondurarak "Teşekkür ederim!" demiş, kapıyı açıp ayakkabılarını giymeye başlamıştı.

Yanağını tutan genç ise güldü "Önemli değil". Seungmin evden ayrılırken kapıyı kapatıp arkasını döndü.

"Evet ev bize kaldı Lix" demesi ile kahverengi beden bakışlarını takılı kaldığı yerden çekti. "Hm?".

"Ah evet" diyerek güldü, mutfağa girerken ekledi "Kahvaltıyı hazırladım, ellerini yıka da gel".

Jeongin onu onaylayıp banyoya geçmiş, ellerini yıkayarak mutfağa adımlamıştı. Hoş kokular onu gülümsetirken "Ellerine sağlık şimdiden" diyerek masaya oturdu.

Beraber sessizce kahvaltılarını ederken, çilli olan gülümsemesini tutmaya çalışıyordu. Haftanın bu gününde Seungmin erken gittiği için ikisi kalıyordu.

Bu şekilde karşılıklı yemek yemeleri ise kahverengi bedenin kalbinin hızlı atmasına yetiyordu.

"Jeongin dersin kaçta?" diye sordu, aslında bilmesine rağmen. "Üçde başlayacak" diyen ile "Çalıştığım yere gelmek ister misin?" diye sordu.

"Ismarlıyorsan?" diyerek alay eden ile güldü. Başını sallayıp "Eh bir kahve söyleriz artık" dedi.

Jeongin gülüp başını salladı "Olur gelirim" demişti. Minik sohbetler eşliğinde kahvaltılarını yapmış, beraber masayı toplayarak odalarına çekilmişlerdi.

Üstünü değiştiren Felix son olarak dudaklarına az bir şey parlatıcı sürüp odadan çıktı. "Jeongin hazır mısın?" demesi ile kapı açılmış Jeongin telefonuna bakarak çıkmıştı.

"Evet hazırım" demiş, sırtına çantasını takip telefonda mesajlaştığı kişiye cevap vermişti.

Ona merakla bakan büyüğü ile "Arkadaşım ile konuşuyordum, biraz yapışkan bende gelmek istiyorum kafeye dedi".