Haiii ben geldiim.
Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx
+++++
Kafayı sıyırmış bir deli katilin sözleri kanımı dondursa bile durmak yerine tabana kuvvet koşmaya devam ettim.
Arkama asla bakmadan elimden geldiğince hızlı koşmaya çalışsam da, ciddi anlamda çölün ortasında olduğumuz için kumda koşmak yorucu ve zordu.
Kulübenin içerisine bakınma fırsatım olmamıştı, kendimi koruyabileceğim bir alet, herhangi keskin bir şey bulabilseydim onunla kapışabilirdim.
Ama elinde bıçakla bana geldiğinde, elim boş olduğu için kaçmayı seçmiştim.
Koştukça rüzgar kumları havaya uçuruyor ve kumlar olduğu gibi yüzüme gözüme çarpıyor, genzime kaçıyordu.
Öksüre öksüre koşarken ne yöne gittiğimi dahi bilmeden koşmaya devam ettim.
O psikopat bir katildi ve insanları öldürürken bana izleteceğini söylemişti, belki de beni yakaladığında beni de öldürecekti. Ah sikeyim oraya ekipten habersiz gittiğim için ciddi anlamda boka basmıştım.
Ekipteki hiç kimsenin bu durumdan haberi yoktu, Taehyung'un peşine düştüğümden habersizlerdi. Koşarken aklıma telefonum gelince ceplerimi hızla yokladım.
Bu benim hızımı istemdışı yavaşlatmıştı. Gerçi karadaki koşma hızıma oranla kumun üstünde çok daha yavaş kalıyordum.
Kum bacaklarımı yoruyordu.
Başımı çevirip hızla etrafıma bakındığımda metrelerce uzakta küçük bir kulübeyi andıran ev gördüğümde gözlerim ışıldadı.
Bacaklarıma hükmetmeyi başararak istikrarlı bir şekilde koşmaya devam ettim.
Soluk soluğa kapısına vardığım evin kapısını yumrukladım. "Kimse yok mu?! Polisim ben! Açın kapıyı!"
Kapıyı kıracak şekilde yumruklarken deli gibi bağırdım.
Evin camlarına doğru koşup var gücümle vurdum. "Hiç kimse yok mu?!"
Kapıya geri dönüp yeniden yumrukladığımda eski kapı kendiliğinden gıcırdayarak açıldı. Kapıyı çekerek içeriye girdiğim gibi arkamdan çeksem de kapanmadı.
"Siktiğimin kapısı." diye solurken tam karşımda bulunduğum kulübeden farksız evin arkasına çıkan açık bir kapı gördüm.
Etrafı tarayıp işime yarayabilecek keskin bir şeyler ararken, duyduğum çığlık sesleriyle birlikte gözlerim irileşti.
Çekmeceleri kurcalayıp bulabildiğim tek şey meyve bıçağı olsa bile onu kapıp sesin geldiği yöne, açık olan arka kapıya koştum.
Kapıdan çıktığım anda, kulubenin kenarına yaslanmış bir şekilde bıçağı yan çevirerek çenesine dürtercesine sürten Taehyung ile karşılaştığımda çığlık attım.
Hemen arkasında ATV motoru vardı. Onu itip o motora binmeyi kısa bir süreliğine düşünsem bile aklımdan geçeni tahmin etmekte zorlanmadığını, elindeki ATV'nin anahtarını sallayarak sırıttığında kanıtlamış oldu.
"Siktiğimin delisi!" diye bağırarak dümdüz koşmaya devam ettim.
Koştukça çığlık sesleri beynimin içinde çınladı. Seslere daha çok yaklaştığımı düşünürken, ATV motor sesi kulaklarımda uğuldayıp çığlık sesini bastırdı.
Peşimden ATV ile geldiği gerçeği beni deli gibi ürkütürken cebime yerleştirdiğim meyve bıçağını çıkarttım. Bununla onu ne kadar yaralayabilirdim ki?! Lanet olsun!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MORE BLOODSHED • TAEKOOK ✓
FanfictionJeon Jungkook, uyandığında kendini hiçliğin kıyısında, çölün ortasında bir kulübenin içinde bulacaktı. Ve üstü başı kan içerisinde ona pişkin bir şekilde gülen katil Kim Taehyung ile karşılaşacaktı... Mini fic, bölümler kısa kısa çerezlik Başlangıç...