Final Part 1

7.8K 1.1K 1.6K
                                    

Haiii, ben geldiiim.

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

Ertesi gün|

Burada geçirdiğim 3. gündü ve o bana bir kere bile zarar vermemişti. Dün gece viski içtikten sonra içeriye geçmiş ve kandan temizleyip arındırmaya çalışsa da başarılı olamadığı koltuğa örtü sererek yatıp uyumamı söylemişti.

Kan kokusu burnuma kazınmış bir şekilde, mide bulantım eşliğinde koltukta dönüp durmuş ve en sonunda uyuyakalmıştım.

Günlerdir çok az uykuyla duruyordum çünkü çok huzursuzdum. Evet beni hiç incitmemişti ama o psikopat bir ruh hastasının tekiydi ve ne zaman ne yapacağı belli olmazdı.

Ona güvenmiyordum. Beni kandırmıştı çünkü.

Diğer odaya gittiğimde onu başka bir koltuğa kıvrılıp elinde gevşekçe tuttuğu bıçak ile birlikte uyuduğunu gördüğümde parmak uçlarımla ses yapmamaya özen göstererek odaya girdim.

Kolunun arasına aldığı yastığa baktım. Onunla onu boğabilirdim. Ya da elindeki bıçağı alıp onu bıçaklayabilirdim.

Ama boğarsam ölürdü. Bıçaklarsam ölümcül bir darbe ve defalarca bıçaklamadığım takdirde sadece yaralanırdı. Onu yaralayarak buradan beni götürmesini sağlayabilir miydim?

Denemeden bilemezdim. Artık her şeyi denemek zorunda olduğumu biliyordum ve bu fırsatı değerlendirmekten başka çaremde yoktu.

Mışıl mışıl uyuyordu, vicdanı nasıl rahat ediyordu? Onca insanın kanı ellerine bulaşmış ve bir sürü insanı katlederek öldürmüş olmasına rağmen nasıl rahatça başını yastığa koyup uyuyabiliyordu?

Benim yaşadığım bu dehşet olayları düşünmekten gözüme uyku bile girmiyordu doğru düzgün.

Bana ulaşıp bulmaları imkansızmış gibi hissetmeye başlıyordum, her geçen gün umudumu biraz daha yitiriyordum. Bu cehennemden kurtulmak zorundaydım ve kendimi yalnızca kendim kurtarabilirdim.

Yastığı kolunun altından almak yerine koltuktan aşağıya sarkan koluna uzandım.

Parmaklarının arasından neredeyse düşecek kadar gevşek tuttuğu bıçağı nefesimi tutup gözlerine bakarak usulca aldığımda kıpırdanarak ağzını şapırdattı.

O an uyandığını düşünerek irkilsem bile elini göğsüne kaldırıp başını yastıkta sola doğru çevirdi. Gözleri kapalı kalmaya devam ederken soluğumu tutmaya son verip sessizce ve yavaşça havaya saldım.

Ardından cesaretim bedenimi terk etmeden hemen önce bıçağı çok derinliklerine saplamayacak ve onu öldürmeyeceğine emin olacağım, iç organlarına kadar inmeyecek şekilde boşluğuna sapladığımda boğuluyor gibi soluk soluğa gözlerini açtı.

Başını hafifçe kaldırarak bakışlarını bıçağı sapladığım kısma çevirdiğinde bıçağı yavaşça çekerek çıkarttım.

"Telefonunu çıkar ve buraya uçak mı gönderiyorsun, helikopter mi gönderiyorsun ne yapıyorsan yap!" diye haykırdım. "Yoksa gırtlağını keserim Kim Taehyung, oyun gerçekten sona erdi!"

"Kes." dediğinde gözlerim irileşti. "Blöf yapmıyorum Taehyung!" diye haykırdığımda kıkırdayarak yarasına avcunu bastırdı.

"Öldür hadi beni Jeon." dedi beni kışkırtmak ister gibi. Hıçkırarak yattığı koltuğa tekme attım. "Oynama benimle!" diye bağırdım.

"Tamam, gitmene izin vereceğim." dedi ve cebindeki telefonunu çıkartıp şifresini girerek birini aradı.

"Uçağımı yolla. Bir pilot gönder." dediğinde hıçkırarak onu izlerken telefonu kapattı. "ATV'yi bıraktığımız alana UTV'ye binerek git. 2 saate açık araziye uçak inecek." dedi ve kapının ve UTV'nin anahtarlarını bana verdi.

MORE BLOODSHED • TAEKOOK  ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin