27.Bölüm

350 58 39
                                    

Önceki bölüm

Rue Ji, kağıdı alıp okuduğunda şaşkınca baktı. Sonra içinde yumuşak bir hissiyat oluştu ve gülümsedi.

-Teşekkürler baba. Oğul olarak babama yardım etmeliydim zaten.
.
.
.
.
Rue Ji sonra bir anda aklına gelen şeyle heyecanla konuştu.

-Baba, eski deneylerini buldum. Gerçekten de çok ilginçtiler. Biraz daha incelemek istiyorum.

Bing Lang, boş bir ifadeyle baktı. Yine de bilmediğini fazla belli edemezdi.

-Hangisi?

-Geçmiş yaşam deneyinin raporları. Fakat yeterince bilgi edinemedim. Çünkü şifreliydi. Onlara bakabilir miyim?

-Peki tamam.

Bing Lang daha fazla konuşmadı. Canı oldukça sıkkındı. Bu yüzden bir şeyi fark etmemişti. O da raporların şifresi hakkında hiçbir şey bilmediği idi.

6 günün sonunda büyük bir gökdelenin önüne geldiler. İçeri rahatça girdiler ve asansöre bindiler.

Rue Ji, 57.kata bastıktan sonra gülümsedi.

-Burayı özledin mi?

Bing Lang gözlerini devirmek istese de yapmadı.

-Sence? Özlemiş olabilir miyim?

Bing Lang bunu söylemiş olsa da bir yandan da merakla etrafı incelemişti. Buraya ilk defa geliyordu. Oldukça modern ve güzel görünüyordu. Bu asansör bile 32 kişinin sığabileceği türdendi. Ayrıca hafif bir klasik müzik çalıyordu.

Bing Lang, geleneksel yerlerde kaldığından burası baya iyi görünmüştü gözüne. Zengin olmak işte buydu.

Bing Lang da zengin sayılırdı ama bunu pek yaşadığı söylenemezdi. Hep bir şeyler için kendi çaba harcamıştı.

Asansör sonunda durduğunda ikili indiler. Bu katın tamamı Rue Ji'ye aitti.

Rue Ji, yolu gösterdi ve ilerledi. Koridorun sonuna vardığında kapının açılması için şifreyi girdi ve sonunda odaya girdiler. Tabi ki şifre babasının doğum ve ölüm yılı olarak ayarlanmıştı.

Burası sıradan bir oda değildi. Bir ev gibiydi. İçinde mutfak, oyun odası, yatak odası, spor odası, kütüphane, çalışma odası gibi bir çok oda daha bulunuyordu.

Bing Lang geniş ve rahat görünen deri koltuğa kendisini bırakırken etrafı inceliyordu. Cidden oldukça modern ve zevkli dizilmişti. Burası bir sarayda kendi tarikatında ki evi sadece bir kümes olabilirdi. Fakat pek gezecek havası yoktu. Hem zihnen hem de bedenen yorgundu.

O kadar zayıf hissediyordu ki...

Güçlenmek için çok sıkı çalışmıştı. Fakat ne yazık ki istediği hiçbir şeyi yapamamıştı. Sadece intikamını almak istemişti.

O sırada Rue Ji de mutfağa gitmiş ve buzdolabında ki yemekleri ısıtıp getirmişti.

-Baba, hadi bir şeyler ye. Zayıfladın. Kaç gündür hiçbir şey yemiyorsun.

-Canım istemiyor. Git başımdan. Dinleneceğim.

Rue Ji üzgünce baktı. Sonra bir anda aklına parlak bir fikir geldi.

-Baba birlikte yemek yapalım mı? Eskiden çok yapardık.

-Canım istemiyor dedim. Daha kaç kere söyleyeceğim.

Bing Lang'ın sert sesiyle birlikte Rue Ji daha da suratını astı. Babasını neşelendirmek istiyordu. Sanki bir kaç gün önce kendisinden büyük adamları dövmemiş, üç kişiyi de tereddüt etmeden öldürmemiş gibiydi.

I want to Revenge! [BL] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin