Zevk aklımı o kadar başımdan almıştı ki, arzuladığım adamın üvey abim olduğu gerçeğini bile göremiyordum. Bana bir kez olsun şefkatle açılmayan kolları, her zaman ihtirasla kucakladı.
İzin verdim.
Çünkü sevdim.
"Aden!"
Nefes nefese haykırdım ama o b...
yeni kitabımıza hoş geldiniz. okumayı sevdiğim bir kurgu türüydü, neden yazmayayım ki diye düşündüm? sonra da yazdım ehehehe.
başlama tarihi alayım o zaman buraya ♡
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
⑅
Odasına doğru giden adımlarım aceleci bir tavırdan ziyade çok yavaştı. Kalbim bu gece bin parçaya ayrılırken sessiz kalmıştı. Yorgunluğum yanına gidince toz olup uçmayacaktı belki ama öfkem bir nebze de olsa dinecekti. Çıplak ayaklarımın parkede çıkardığı ses umurumda değildi, tüm ev halkının uykuda olduğunu düşünüyordum. Nihayet merdiven bittiğinde sola doğru dönüp kapısını dan diye açtım.
Gömleğinin düğmelerini çözen adam duraksayıp bana doğru dönmüştü. Sakalsız yüzünü daha da çekici kılan keskin hatları, siyah düz saçları, yanında cüce kalmamı sağlayacak kadar uzun boyu ve en önemlisi, beni kendine hayran bırakan zümrüt yeşili gözleri. Onu o yapan her şeyi sayabilirdim ama beni onun yapan tek bir neden söyleyemezdim. Bulamadığımdan değil, şu an lal kesildiğimden.
"Odama izinsiz girmemeni daha kaç defa söylemeliyim?" dedi taviz vermeyen sesiyle.
Birkaç adım atıp kapıyı yavaşça kapattım. Kendimi duvara yaslarken ciğerlerime zorda olsa tek bir nefes çektim. "Konumuzun bu olmadığını sen de çok iyi biliyorsun. Hem.. Benim odama izin alarak girdiğini hiç hatırlamıyorum."
Eliyle yüzünü sıvazlayarak arkasını döndü. "Konumuz falan yok. Seninle benim ortak bir şeyimiz zaten olamaz. Şimdi odamdan çık."
İsmimi dudaklarından duymak ilk defa canımı bu kadar yakıyordu. Çok kez işitim Aden demesini. Ara sıra kahkahalarının arasında, bazenleri azarlar iken ya da nefesi nefesime karışırken en tutkulu zamanda. Hepsi kelebek etkisi yaratırken bu düpedüz yenilgiydi.
Gidip ona sıkıca sarıldım. Boyum zar zor göğüsüne gelirken koca gövdesine kollarım sarmaşık misali yayılmıştı. İtmiyordu ama karşılıkta vermiyordu bana. Düğmelerinin birazı açıldığı için açık duran göğüsüne ayaklarımın üzerinde dikleşerek bir öpücük kondurdum. Dudağımı tüy gibi dolaştırırken ara sıra öptüğüm yerlere sürüyordum da. Elini saçıma atıp okşayarak başımı arkaya doğru çekti. Şimdi bana üstten bakarken hükümdarlığı altında ezildiğimi hissediyordum.
