8 ★

21 5 0
                                    


29052023

"Onu hiç bu kadar mutlu görmemiştim."

Yeonjun yemekten sonra bulaşıkları yıkayan yaşlı dostuna yardım ederken yıkanan tabakları kurulmakla meşguldü. Dostunun cümlesiyle daldığı düşüncelerden kurtulurlen işaret ettiği yere doğru bakmıştı.

Huysuz komşusunun yüzü daha önce hiç görmediği kadar gülüyordu. Beomgyu ile küçük çocuğun annesinin aldığı son yeni yıl hediyesi olan oyuncak trenle oynuyorlardı.

Trenin lokomotiflerinden biri bozuk olduğundan yalnzıca her yıl annesi için ağacın yanına koyduklarını biliyordu Yeonjun. Beomgyu oyuncakları tamir etmede iyi olduğunu söylerek çocuğun yeni yılını hiç olmadığı kadar anlamlı kılmış ve öfkesini sevgiye dönüştürmüştü.

Gözlerini alamazken gülümseyen dünya güzeli Beomgyu'dan derince bir nefes alıp kuruladığı tabağı dolaptaki yerine yerleştirmişti.

"Ona bu kadar çabuk ısınmasına kırılsam sorun olur mu? Neredeyse bir yıldır komşunuzum..."

Yaşlı adam hafifçe gülmüştü musluğu kapatıp ellerini gencin uzattığı havluyla kurularken.

"Üzülme. Seni daha çok seviyor."

Küçük pek belli etmesede Yeonjun'da sevgisini hissedebiliyordu. Onun dahi Beomgyu'ya bu denli ısınması ise... aklını daha da karıştırmıştı. Sanki yıllardır hayatlarındaydı. Sanki yıllardır ona aşıktı.

"Onu tanımasak bile ruhunun güzelliğini inkar edemeyiz değil mi? Belkide rüyandan hala uyanamamış olmanın nedeni budur?"

Bay Kang'ın cümlesiyle omuz silkmişti. Haklı olabilirdi. Beomgyu'nun ruhu saydam bir şekilde görülebilir güzellikteydi.

"Onlara katıl. Kurabiyeleri getireceğim. Yardımın için teşekkür ederim."

Saç tutamlarını geriye doğru tararken siyah kazağının kollarını kıvırarak yanlarına adımlamıştı. Kendisini görünce gülen yüzü hafif bir gülümsemeye dönüşen bedenin tam karşsında oturduğunda huysuz komşusu Beomgyu'nun tamir ettiği lokomotifi kaldırarak Yeonjun'a göstermişti heyecanla.

"Yeonjun şuna bak!"

Lokomotifi uzun ince parmakları arasına alırken gülerek çocuğun saçlarını karıştırmıştı.

"Gerçekten çalışıyor."

Şaşkınlığını gizleyemeden bakmıştı Beomgyu'ya. Komşusunun mutluluğu bulaşıcıymış gibi engel olamamıştı gülümsemesine.

"Çocukken oyuncaklarımı kurcalamayı çok severdim."

"Paketinden bile özenle çıkaran bir çocukluk geçirmişe benziyorsun aslında."

Beomgyu onaylayıcı bir şekilde sallamıştı kafasını. Öyle bir ailede büyütülse bile ruhunda bir tutam haylazlık saklıydı. Çocukken bu tarafı oldukça baskın olsada büyüdükçe dinginleşmişti. Yüzündeki morlukların ve bir kaç yaranın varlığını unutursalar tabii. Hala neden kavgaya karıştığı ve bu denli hasta göründüğü merak konusuydu.

"Yalnızca görebildiklerimiz yanıltıcı olabiliyor."

Yeonjun sessizce onay vermişti ona. Aklı ise uzun bir süre kurduğu cümlede takılı kalmaya hazırlanırken oyuncağı raylara özenle bırakmıştı.

Şimdi neşeli olan çocuk ise tamir olan treni için kahkahalarını sunduğu salonda ayağa kalkarak elindeki kurabiylerle yanlarına oturan dedesine seslenmişti.

"Büyükbaba! Fotoğraf makinesiyle çekmek istiyorum!"

"İçinde film kaldı mı bilmiyorum evlat. Odama bak bittiyse yenisini takarız."

Çoğu zaman film kamerası kullanırdı bay Kang. Eskiyi yaşatmayı severdi değerli evinde. Posta kutusu dolardı hala. Kaset çaları, radyosu ve değerli bir pikapı vardı. Eski bir piano süslerdi salonunu. Zaman zaman yanardı şöminesi...

"Sonunda çocuk olduğunu ona hatırlattığın için teşekkür ederim."

İçten bir teşekkürdü bu Beomgyu'ya sunulan.

"Daha iyisin değil mi?"

"İyiyim. Bugün için teşekkür ederim. Dostunla tanıştırdığın içinde. Ön yargılı davrandığımı kabul ediyorum."

Yeonjun komşusunun evinin camlarından yansıyan sıcak ışık süzmelerine çevirirken kafasını soğuk havaya karşı iç çekip dönmüştü karşısındaki bedene.

"Yalnızca görebildiklerimiz bizi yanıltıyor işte."

Gülmüştü Beomgyu. Yeonjun'un sözlerine dikkat ettiğini henüz farkedebilmişti. Tuhaftı karşısındaki beden. Yalnızca dışını değil ruhunuda görebiliyordu sanki. Belli belirsiz bir hüzün vardı bakışlarında. Ve bu hüzün Yeonjun'un gözlerinde yalnızca kendisine bakarken beliriyordu.

"Neden bu kadar yakın hissettiriyorsun hiç olmadığın kadar uzakken?"

Bayılmadan önce bunu sorduğunu hatırlıyordu ona. Duyduğuna adı kadar emindi fakat konusunu dahi açmamıştı.

Sanki bunun cevabını biliyormuş gibi olsada sessizliğini kormuştu.

"Haklısın."

"Bugün neden bu halde olduğunun nedenini paylaşmayacaksın değil mi?"

Beomgyu omuz silkmişti yorgunca. Kötü bir gün geçirmişti. Huzurla biten akşamı huzurla kapatmak istediğinden konusunu açmak istemiyordu.

29052023

hiçbir yerde var olmaz dünya sevgilim, içimizden başka / beomjun Onde histórias criam vida. Descubra agora