9 ★

27 5 0
                                    

29052023

"Zor olmalı."

Yeonjun kurcaladığı kitap rafından kaldırırken başını, Beomgyu'yu görmeyi beklemiyordu. İrkilerek doğrulmuştu. Neredeyse iki hafta olmuştu onu görmeyeli. Kitapçıda çalışmayı bıraktığını düşünmüştü. Nefesinin kesildiğini hissederken gecesini kabusa çeviren rüyasında onu tekrardan kaybedişini hatırlamış, aklı yeterince bulanıkken gencin varlığını belirtmek istermişçesine karşısında oluşu afallatmıştı. Özlemişti sakinleştiren ruhunu.

"Neden beni her gördüğünde böyle bakıyorsun?"

Beomgyu'nun sorusuyla transtan çıkmışçasına kafasını kaşıyıp kaşları çatık bir şekilde mırıldanmıştı.

"Üzgünüm her seferinde düşünceliyken karşılaşıyorum seninle."

Çünkü her seferinde içindeki sevginin büyüklüğüne anlam veremiyordu bir türlü. İçindeki acının derinliğinde kaybolmamaya çalışmak zordu.
Beomgyu anlıyormuşçasına sallamıştı başını. Fakat gözlerini inatla çekmemişti Yeonjun'un gözlerinden. Aradığı bir şey varmış gibi bakıyordu gencin gözlerine. Yine aynı hüzünle dolup taşmıtı gözleri.

"Yinede tuhaf bakıyorsun."

Yeonjun gözlerinin içine inatla bakan güzel gözlerle gülümsemiş aralarındaki mesafeyi daha da azaltıp gözlerini açabildiği kadar açmış ve kurduğu cümleyle Beomgyu'nun kahkaha atarak geri çekilmesine neden olmuştu.

"Doğrudan gözlerimin fazla güzel olduğunu söyleyebilirsin."

Kahkahalarını ilk kez duyuyordu. Gülümsemesine mani olamamıştı bile. Hiç olmadığı kadar güzeldi Beomgyu bunu inkar edemezdi. Hiç hissettirmediği kadar yakındı. Ruhu öyle saydam bir şekilde belli ediyordu ki huzurlu varlığını, Yeonjun hala uyanamadığını düşünüyordu rüyasından.

"Onun için değerli bir şeyler bulurum diye düşünmüştüm."

Yaşlı komşusu ve torunu için yeni yıl hediyesi bakıyordu. Beomgyu onu bulunduğu rafta düşünceli bir şekilde gördüğünde kime hediye baktığını anlamıştı. Fakat kısa bir süreliğine dahi olsa geçirdikleri zamandan seçici bir çocuk olduğunu anlamıştı söz konusu kişinin.

Değer verdiği zaman okurdu kitapları. Yeonjun'da bunun zor olduğunu bildiğinden etrafta dolaşıyordu yalnızca.

"Masal rafında güzel masallar gördüm."

"Masallar için yeterince büyüdüğünü söylerse sorumluluğunu alır mısın?"

Tekrardan güldürmüştü Beomgyu'yu. Genç onaylarken onu masalların olduğu rafa doğru ilerlemeye başlamıştı. Yeonjun ise içindeki tuhaf ağırlıkla takip etmişti onu. Son gördüğünden daha iyi görünüyordu Beomgyu. Yüzündeki yaralar neredeyse iyileşmişti.

Masalların arasında rüyalarından fırlamış gibiydi yine. Dinlemekten, kaybolmaktan alıkoyamamıştı kendini. Hiç olmadığı kadar tanıdıktı ona karşısındaki. Huzurlu hissediyordu yanında.
Zaman dursun istiyordu. Deliler gibi aşıktı ona. Kim olduğunu bilmiyordu bile. Korkuyordu kaybolmasından. Nasıl tanımlayabilirdi bunları? Nasıl mümkün olabilirdi bu?

Günleri bu sorularla geçip giderken zihni önünü göremeyecek kadar karanlık olsada değerli komşusunun yeni yıl için ışıl ışıl süslediği bahçesi aydınlatıyordu şimdi eve dönüş yolunu.

Beomgyu'nun yanından ayrılışı dahi hayal meyaldi sanki. Hala onu düşünmek zaman ve mekan kavramını unutturmuştu.

"Yeonjun!"

Yaşlı komşusunun seslenişiyle evinin kapısını kapatmadan durmuş ve meraklı gözlerle bakmıştı çevresine.

"Buradayız. Yukarı bak!"

Gülmüştü neşeli çıkan seslenişlerine. Herzaman neşeliydi Bay Kang. Bu sefer küçük huysuz komşusununda ona eşlik etmesi gülümsetmişti yüzünü. Eşyalarını öylece salona bırakıp çıkmıştı bahçesine. Değerli komşuları evlerinin çatısından karşılamıştı onu. Hava epey soğukken neden yukarıda olduklarını merak etmiş ve sormuştu.

"Soğuk değil mi?"

"Bu gece yıldızların biz ne dilersek dileyelim kabul edeceği gece haberin yok mu? Bize eşlik etmelisin!"

"Yıldızların böyle bir gücü olduğunu bilmiyordum."

"Büyük kayıp!"

Gülmüştü. Fakat nedensizce eşlik etmek gelmemişti içinden. Uyumak istiyordu yalnızca. Yıldızlar ona yanan canını unutturabilir miydi? Nedenini bilmediği bir şekilde aşık olduğu Beomgyu'nun varlığını sonsuz kılabilir miydi? Aşık mıydı? Bundan emin olabilir miydi?

Bu dünya için fazla güzel olan Beomgyu, yeniden kaybolup gider miydi?

"Bana huzur verebilir mi yıldızlar?"

"Onlara bakmak bile huzurlu hissettirir aslında."

Beom'du sorusuna cevap veren kişi. Öylece geçip gidiyor olmalıydı ki Yeonjun'un neşeli komşularına rastlamıştı. Biraz sohbetlerini dinlemiş ve dahil olmuştu.

"Yıldızlar mı?"

Yeonjun kafasını kaldırmak yerine doğrudan Beomgyu'nun yıldızlarına bakmıştı varlığında sarhoş olmuşçasına.

"Kayıp ruhlara ait oldukları söylenir. Hiçbir ruhum kendileri gibi kaybolmaması için gerçekleştirirler dilekleri."

Her geçen gün daha da ağırlaşıyordu ruhu ona bakarken.

Fısıldamıştı öylece.

"Bu kadar anlam yüklemeye gerek var mıymış?"

Gülmüştü Beomgyu. Bıkkın ve yorgun görünüyordu gözlerindeki gözlerin sahibi. Omuz silkmişti öylece.

"Yalnızca yıldız olarak kabul et o zaman. Özgür yıldızlar. Kafanı kaldır ve bak, fazla parlaklar."

Kafasını olumsuz anlamda sallamıştı Yeonjun. Beomgyu'nun gözlerine bakmak istiyordu yalnızca.

"O kadar uzaktalar ki, yakın oldukları yanılsaması aptal bir aşıkmış gibi hissettiriyor. O kadar güzeller ki, bir gün kaybolup gitmelerinden korkuyorum. Bu yüzden bakmak istemiyorum. "

29052023

hiçbir yerde var olmaz dünya sevgilim, içimizden başka / beomjun Where stories live. Discover now