14. Bölüm: Pusu

128 7 2
                                    


Heavy metal dinlerken silah dükkanına varmıştı. Boynunu kırdığım herif kargo aracına ses sistemi kurmuştu. Metal cd'leri olması da cabası, akıllı herifmiş işini eğlenerek yapıyordu dedim. Silah dükkanına varmıştık. Köpekleri de kendime benzetmiştim. Hayvanların kafa sallamaktan aklı şaşmıştı. 5 dkk'ya geliyorum siz keyfinize bakın diyip silah dükkanına girdim. Dükkan zombilerden temizdi ama fena yağmalanmıştı. Silah anlamında pek fazla birşey yoktu. Eski bir colt vitrinde duruyordu. Altı patları severdim ama zombilere karşı yeni nesil bol mermili, az tepen silahlar daha işe yarardı. "Keşke bu olaylar olmadan önce elime geçseydin seni küçük şeytan biraz rulet oynardık." Bir an garipsedim gerçekten cansız maddelerle konuşmayı bırakmalıydım ki zombilerde buna dahildi. Ayağıma birşey çarpmıştı. Üzerindeki boş silah valizini kaldırınca altında bir clock buldum. İşte işe yarar bir mal. Sonuçta bu da bir tabancaydı ve tepme sorunu vardı ama eski bir colt'dan çok daha iyi olduğu kesindi. Etrafa başka bişeyler varmı diye bakarken bol miktarda dinamit buldum. Heralde el bombası füze atar gibi patlayıcılar varken dinamit pek cazip gelmemişti. Bir tane de barut fıçısı bırakmışlardı. Başka bişey gözükmesede belki bir ihtimal diyerekten bütün dolap çekmecelere bakıyordum. Colt ve clock için bir kaç kutu mermi bulmuştum. Satış kasasının bulunduğu masanın bölmelerine bile bakıyordum ama son olarak bulduğum kasaturadan başka bişey yoktu. Tam geri dönücekken kasanın önünden adımımı attığımda yerde ki parke gıcırdadı. Tekrar bastı ve daha yüksek sesle gıcırdadı. Eğilip parkeyi kaldırdığımda uzun namlulu olduğu belli olan bir silah kutu buldum. Kutu alıp açtığımda gördüğüm şey kalbimi heyecandan duracak konuma getirmişti. Elimde tuttuğum şey bir "dragunov svd" idi. Bebeğim benim 7n1'lik mermiyle bir başyapıt. Mutluluktan havaya uçuyordum. Dükkan sahibinin saklı gözdesini bulmuştum. Çantayı kapatıp elime aldım ve tam çıkarken dükkan sahibinin cebinden sırıtan birşey gördüm. Orjinal bir isveç çakısı. Çok fonksiyonlu ve işlevsel, bu dükkan bana beklediğimden fazlasını vermişti.

Arabaya atlayıp planımı uygulamaya başladım. Önce semtin ana caddeye çıkan en geniş 3 sokağına elimde bulunan benzin bidonlarını yerden 4 metre yükseklikte bir yere bağlıyarak sabitledim. Son kalan benzin bidonunu ana caddenin ortasına yani alarmını tam zombilerin geçiceği esnaya kurduğum hoparlör destekli saatimin yanına koydum benzin bidonunun etrafına da elimdeki dinamitlerin hepsini yerleştirdim. Barut fıçısını da benzin bidonunun üstüne koydum. Ardından şehirde ki bütün tuzaklarımı net bir şekilde gören yüksek bir binaya elimde uzun menzilli bebeğimle çıkıp aylakların gelmesini beklemedim. Bu sırada kargo aracını da bulunduğum binanın güvenli bir garaj bölmesine bıraktım. Sonunda geliyorlardı. Saat sabahın 5'iydi ve güneş yeni doğuyordu. Sokaklara girmişlerdi. İyicene yaklaşmalarını ve geçmelerini bekliyordum. Sonunda gelmişlerdi eğlence başlıyordu. En yakın sokaktan gelenler benzin bidonunu geçmişti. Dürbünü yakınlaştırıp iyice nişan aldım. Nefesimi tutdum ve bamm. 12 den vurdum. Benzin bidonu patladı ve zombilerin başlarından aşağıya alevler içinde benzin döküldü. Ardından diğer iki sokaktaki benzin bidonlarını da patlattım. Aşağısı cehenneme dönmüştü. Zombiler çıra gibi yanıyordu.
Kokusu buraya kadar gelmişti. Koku o kadar keskindi ki gözlerim yaşarmaya başlamıştı. "Off off burnumun direği kırıldı yanarken daha da iğrenç kokuyorlar bunlar." asfaltta yanan kemik parçaları çürük alevli kafa tasları kalmıştı. Ama bu onlara yetmemişti, ölenlerin arkasından hala çok sayıda zombi geliyordu. Bazıları yanan asfaltta yanarak ölüyordu ama benzinin etkiside bitmeye başlamıştı. Alarmın çalmaya başlaması lazımdı ama hala ses seda yoktu. Kahretsin pilimi bitti bunun dedim ki dakika dolmadan alarm ötmeye başladı. Her yerden zombiler caddenin ortasına doğru koşuyordu. Koca cadde zombilerle dolup taşmıştı. Zombilerin saate ve benim tuzağıma varmalarına 10 metre kalmıştı. Son 5, 4, 3, 2, 1 "Uyanma vakti aylaklar" tetiğe abandım ve caddenin ortasında dehşet bir patlama oldu etraftaki dinamitlerde teker teker patlıyordu. Bütün cadde havaya uçtu. Patlamanın etkisiyle bulunduğum binanın camları tuz ile buz olmuştu. Havadan çürük et yağıyordu. Arabalar patlamanın etkisiyle yan devrilmişti. O kadar şiddetli patlamıştı ki patlama anında ki sıcaklığı bulunduğum noktadan hissetmiştim. Asfalt da dev bir krater açılmıştı. "Size gerçek cehhenemi yaşatacağım bu daha başlangıç pislik torbaları."

zombi esaretiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin