☆3.BOLUM☆

209 27 18
                                    

Öğle arası dersine girmiştik ve dersin bitmesine 20 dakika gibi bir süre kalmıştı, bizim okulumuzda öğle arasından sonra telefonlar geri veriliyordu zaten öğle arasından sonra iki dersimiz vardı onlarda blok olarak isleniyordu.

Sınıfta neredeyse kimseyle tanismiyordum tanıştığım kişilerde kendi arkadaş gruplarının yanındalardı o an içimden keşke minho olsaydida konuşsaydık diye iç geçirdim

Minho'dan
Son iki veya üç ders kaldığına emindim Kapıya vurmaktan ve bağırmaktan bitkin düşmüştüm artık dengemi bile kuramıyorum elimle o kadar yumruk atmıştım ki biraz daha elimi zorlarsam kanayacak gibiydi.
Birseyler yemem gerektiğinden emekleyerek yiyeceklerin bulunduğu bolume geldim birseyler atistirmistim azda olsa kendime gelmiştim. Bağırmaktan kaynaklı boğazımda parçalanmıştı o yüzden tekrar emekleyerek suların olduğu kısma gittim doyasıya şu içtim artık biraz daha iyi hissediyordum kendimi ama Kapıya vurup bağıracak gücüm hala yoktu ayağa kalksam direkt bayılacakmış gibi hissediyordum.
Keşke telefonum yanımda olsaydı en azından felixe mesaj atardım o beni çıkartırdı burada kaldığım her dakika daha kötü oluyordum nefesim kesiliyordu kendimi çok yorgun hissediyordum hicbirsey yapmaya gücüm yoktu şu an sadece dinlenmeye ihtiyacım vardı çantamı yastık gibi kullandım içindeki kitaplardan dolayı çok sertti rahatlığımı düşünecek durumda olmadığımdan başımı çantamın üstüne koydum gözlerimi kapattım ve uykunun bedenimi sarmasına izin verdim...

Jisung'tan

Dersin bitmesine on dakikadan daha az kalmıştı ve hoca bizi sessiz olmak şartıyla serbest bırakmıştı. Ben konuşacak kimse ve yapacak hicbirseyim olmadığından başımı masaya koymuş öylece askiliğa bakıyordum. Bir anda gözüme minhonun lacivert hırkası çarptı sınıfa geldiğinde özür dileyip hırkasını oturup yerine geçmişti ondan dolayı onun olduğunu düşündüm. Yerimden kalkıp hırkasını yanına gittim hırkayı alıp yerime geri döndüm önümde taehyung adlı birisi oturuyordu orada sorup minhonun olduğundan tam emin oldum, Galiba okulda unuttu diye düşündüm. Tam o sırada yanıma iki kişi geldi bunlar chan ve seungmindi "naber han" diye konuşmaya başladı seungmin, "doğrudan konuya girmek istiyoruz" dedi chan "felix ve jeongin'in bizim hakkımızda ne konuştuğunu öğrenmek istiyoruz" diye chanin sözünü kesti seungmin. Arkadaslarimi hızlıca satacak bir insan değildim aileme.attigim yalanlardan dolayı oldukça usta bir yalancı olmuştum herkesi sözüme inandirabiliyordum olabildigince umursamaz bir tavırla "kendi kendinizde kafanızda kuruyorsunuz, neden konuşulan hersey sanki sizin hakkinizdsymis gibi üzerinize alınıyorsunuz" dedim yalanına inandıkları belliydi yüzümdeki umursamaz ifade hala duruyordu hemen ikiside yanımdan kalkıp kendi sıralarına gittiler çok geçmeden zil çaldı. Sıradan kalkıp felixin sınıfına doğru yol aldım olanları ona da anlatacaktim ve minhonun hırkasını ona verecektim, felix'in sınıfına gittiğimde orta sıra, üçüncü sırada ve sol tarafta kafasını masaya koymuş uyuyordu baya terli gözüküyordu, terden kaynaklı civciv sarısı saçları yüzüne yapışmıştı. Onu uyandırmak istemediğim için jeongin'in sınıfına gidecektim tam arkamı dönüp yol alacaktimki önümde bir surat belirdi gördüğüm yüzle bağırıp yere düşmem bir oldu benim bagirmamdan kaynaklı felixte sıçrayarak uyanmıştı " N'OLUYOR AMİNAKOYİM " diye bagirdi felix böyle demekte haklıydı benim bagirmamdan kaynaklı korkmustu bi el beni kaldırmak için uzanmisti bu el hyunjine aitti bir elini bana uzatmış gülme krizine girmişti elimi ona verip kalkmak isterken onu kendi üzerime düşürmüştüm daha kendini zar zor ayakta tutuyordu zaten ona bütün ağırlığını vermek aptallıktı hyunjin yere düştüğünde daha fazla gülmeye başlamıştı gülmekten kuruyordu adeta onun bu haline ben ve felixte katıla katıla guluyorduk az çok kendime gelmeye başladığımda "insan öyle sessizce gelir mi ödüm bokumla karisti" diye bağırdım bir taraftan gülmeye devam ediyorduk hyunjin bana cevap bile veremiyordu cevap vermeyi geç beni duymuyordu bile kırmızı bibere benziyordu.
Birader daha guludukten sonra kendimizi toparlayıp insan halimize döndük, hyunjinle birlikte ayağı kalktık felixe minhonun hırkasını uzattım "felix minho hırkasını okulda unutmuş eve giderken ona bırakır misin" dedim felix hiç beklemediğim şekilde tepki verdi. Hyunjinde bur kerede ciddileşme yaşadı ve aynı anda birbirlerine bakakaldılar "arkadaşlar anladim sonradan geldim aranızda geçen olayları bilmiyorum zahmet olmazsa banada anlativerseniz" dedim felix yutkunamıyorum konuşmaya başladı "o hırkayı minho hiçbir yerde unutmaz" dedi "insanlık hali unutmuş olabilir" dedim şaşkın bir ifadeyle eğer bir hırkayı böyle davranıyorsa manevi değeri vardır sonuçta hyunjin hemen lafa atıldı "abisinden kalan son şey bu istemeden hir yerde unutmaz unutsada hemen geri dönüp alır" donmustum başımdan aşağı kaynar su dokulmustu. Minho'nun ağabeyi mi ölmüştü onun için çok zordur diye düşündüm "N-nasil oldu" dedim başımı yere doğru çevirerek onun için çok üzülmüştüm belki daha tam tanismiyorduk ama onun yanında olacaktım her konuda bunun için kendime söz verdim "babası yaptı" dedi felix başını yere eğerek artık hiçbirimiz birbirimize bakamıyorum NE BABASI MI BIR INSAN BUNU EVLADINA NASIL YAPIYOR OLABILIRDI VE MINHO HALA O EVDEMIYDI TAM SACMALIK ICTIN ICE KAFAYI YIYECEKTIM "şaka?" Dedim "bir insan bunu evladına yapamaz şaka yapiyorsunuz" diye devam ettim kısa bir süre sessiz kaldık ardından hyunjin "babasini bizde çözemedik gerizekali piçin teki" dedi çok kötü olmuştum daha tanimamama rağmen acaba minho nasıldı neden hala böyle bir aile ortamında kalıyordu kimse böyle bir ailede büyümeyi hak edemezdi hyunjin ve felixine baktığımda ikiside kafasını yere dikmisti sanki onları azarlamissinda hali desenini inceliyorlar gibi bir hali vardı hyunjinin gözleri dolmuştu belli etmemeye calisiyordu felix ise düşüncelere dalmıştı sanki konuyu değiştirmek gibi bir hali varmışta yapamiyormus gibiydi dili tutulmuş gibiydi konuma bitmise benziyordu felix özenle hırkayı katlayıp aynı özenle çantasına yerleştirdi. Daha sonra hepimiz siniftan çıkıp kantine doğru yol aldık yolda changbinle karşılaştık hızlı bir şekilde changbinle tanıştım boyları ikisinin yanında biraz fazla kısa kalıyordu onyargili birisi olsaydım onun sert birisi olacağını düşünürdüm ama tam tersi aşırı nazik, sevece ve cana yakın ona bizimle gelecek misin diye sorduğumuzda beş dakikaya bahçede buluşalım cevabını verdi peki diyip kantine gittik iki doner bir tost ve üç içe tea alıp bahçeye çıktık changbin jeonginle birlikte bizi kamelya bekliyordu kamelya da bizim dışımızda bir arkadaş gurubu daha vardı biz changbin'in yanına oturup yemek yemeye başladık. Bizim aramızda sessizlik hakimdi ama yanımızdaki kişiler bizim tam tersimizdi bağıra bağıra tartışıyorlardı bir anda iki erkek ayağı kalkıp yumruk yumruğa kavga etmeye basladilar, hepimiz aynı anda elimizdeki yemeği bırakıp onları ayırmaya koyulduk o anda birisinin yumruğu bana geldi dengemi sağlanamadığı için yere düşüp başımı taşın sivri tarafına vurdum bilincini kaybetmeden önce hatırladığım son şey chan ve seungminin bana bakıp gülmesiydi...

##############

Gözlerimi açtığımda ilk nerede olduğumu anlamaya çalıştım burası revirdi sonra benim yattığım yatağın yanındaki komidinin üstünde olan saate baktım saat üç buçuğa geliyordu okul kırk dakika önce dagilmisti yanımda felix vardı uyuyakalmıştı onu uyandirmamaya dikkat ederek odanin icinde bulunan lavaboya gittim orada bir ayna bulunuyordu oradan kendime baktığımda basim sariliydi geri felixin yanına dönüp onu sarsarak uyandırmaya çalıştım "felix, felix kalk hadi" demeye başladım yavaşça gözlerini aralamaya başladı gözünü tam açtığında önce duraksadi kendine geldikten sonra bana kocaman sarıldı "HANJIII IYISINN" dedi samimi olduğunu fazlasıyla belli ediyordu "bir daha kavgaları ayırmak falan yok bu hikayede yanan sen oldun " dedi felix onun bu haline kıkırdamaya başlayınca dudak büzerek başladı sonra ikimiz birden gülmeye başladık "sen neden benle kaldın eve gidebilirdin" dedim bana sinirli bir şekilde bakış atıp "saçma salak konuşma han seni bu durumda yalnız birakamazdim" dedi felix "biz arkadaşız sonucta" diye ekledi arkadaş diye geçirdim içimden ilk günden beni aralarına kabul etmişlerdi yabancılık hissetmememi saglamislardi ona tatli bir gülümseme sundum tam o sırada aklıma telefonum geldi telefonum neredeydi annem deliye dönmüş olmalıydı "TELEFONUM NEREDE" Diye bağırdım bir kerede gözlerim fal taşı gibi açılmıştı felixte benim bagirmamla sıçradı hemen sonra soğudum soruya gülmeye başladı "telefonun bende jungkook bana getirdi ve senin olduğunu söyledi annen bir kere aradi endiselenmemesi için etüte kalacağını ve su an lavaboda olduğunu söyledim, sen daha iyi misin" dedi felix iyi bir yalancı diye geçirdim içimden "iyiyim lixie" dedim bu konusmadan sonra hızlıca eşyalarımı alıp okuldan çıktık giderken felixin telefen numarasını da almıştım o beni eve bıraktıktan sonra ona teşekkür etmeyi ihmal etmedim.

Beklediğimizen kısaydı farkındayım defterden geçirmeye çok üşendim anca bu kadar oldu yeni bölümü daha hızlı yazmaya calisirim okuduğunuz için teşekkürler hepiniz kendinize iyi bakın hepinizi seviyorum gece yatarken üstünüze örtün hasta olmayın sonra 😽💕

KAYIP MELODİ / MinsungWhere stories live. Discover now