alican barbaros gittikten hemen sonra koşarak peşinden gitti merdivenleri hızla çıktı ve odaya gelmişti. kapıyı tıklattı barbarosun gir komutundan sonra içeriye girdi.
"bir saat sonra demiştim ama hemen geldin."
"aklımı karıştırdıktan sonra bir yere gideceğimi mi düşündün?"
barbaros sırıttı. alican kendisi ayağına gelmişti bu kadar hızlı olacağını tahmin etmiyordu içten içe çocuk gibi mutluydu.
"niye çağırdın beni?" yutkundu.
barbaros karşsındaki adama doğru yavaşça adımladı adamın gözleri onun üstündeydi tepeden tırnağa takip ediyordu adeta. barbaros artık karşısındakiyle istediği yakınlığa ulaştığında cebindeki anahtarı çıkardı ve kapıyı kilitledi. gözleri adamın dudaklarına kaysa da irisleriyle buluşturdu alican ise onun dudaklarını yaladığını fark ettiğinde içinde fırtınalar kopuyordu.
"niye kilitledin kapıyı?"
barbaros alicanın kemerinden kavrayıp bedeni kendisine doğru çekti burunları ani hızla birbirine değdiğinde barbaros gözlerini kapatarak konuştu,
"bilmiyorsun sanki."
alican da gözlerini kapatan bir diğer kişi olmuştu ilk adımı kim atacaktı bilinmiyordu.
"barbaros." alican fısıldadı dudakları karşısındaki adama değmişti.
"saatlerce böyle kalabilirim." dedi barbaros alicanın belini kavrayıp.
alican içindeki kelebeklerin hareketlendiğini hissetmişti onun için atağa geçme zamanıydı.
dudaklarını karşsındaki adamın savunmasız dudaklarıyla birleştirdi ve onlar için kıvılcım birazdan alev alev ortalığı yakacaktı. barbarosun elleri alicanın belinde yavaştan hareket ediyordu dudakları ise fazla hızlıydı durmak bilmiyordu. alican elini barbarosun göğsünden yukarıya doğru yavaşça çıkartıp boğazını kavramıştı, aynı zamanda ayakları hareket ediyor odada tur atıyorlardı. komidinin üzerindeki eşyalar alicanın eliyle hızla yere fırlatılmış, kitaplığa sırtını çarpan barbaros çoğu kitabı yere devirmişti. onca gürültüye rağmen dudakları ayrılmayan ikili yatağa doğru gittiler.
barbaros alican tarafından yatağa ittirilmiş ve alican adamın kucağına çıkmıştı siyah gömleğinin düğmelerini açarken yardıma ihtiyacı vardı. barbaros gülerek alicanın gömleğinin düğmelerini açmaya başladı, bir taraftan da adamın yumuşacık tenini okşuyor boynuna hafif öpücükler bırakıyordu. alican tekrardan büyük bir çıkmaza sürükleyen öpüşme başlattığında araya dil de girmişti ikili oldukça çılgın ön sevişmeye hazır hale gelmişlerdi. alican adamın kucağında durmak bilmiyor sürekli hareket ediyordu barbaros ise onun kemerini çözmekle meşguldü.
"bu kadar istekli olduğunu bilmiyordum." dedi barbaros, alican kızarmış yanaklarıyla şu an fazlasıyla öpülesi duruyordu onun için. ve barbaros durmayarak adamın önce yanaklarını daha sonra dudaklarına çokça öpücük bıraktı.
alican barbarosun tişörtünü kavrayıp odanın bir köşesine fırlattı eliyle kemerini kavrayıp çözmeye başlarken dudakları buluşan ikili öpüşürken barbarosun sırtı yatakla buluşmuştu. alican barbarosun kucağında hareket etmeye başlarken, barbaros elleriyle adamın ağzını kapatmıştı.
ertesi gün olduğunda güneş henüz yeni doğarken alican barbarosun kollarında mışıl mışıl uyuyordu ikili uzun zamandır belkide böyle huzurlu bir şekilde uyumamıştı. yarım saat sonra uyanan alican yanındaki adamı izlemeye başladı. elleriyle yanaklarını okşuyor dudaklarına minik öpücükler bırakıyordu. dün gece buradaki tüm stresi, yükü gitmişti onun için. belkide barış haklıydı insanları umursamamak gerekiyordu bunu çok daha iyi kavramıştı. yataktan kalkıp duşa girmeye gittiğinde barbaros henüz uyuyordu. alican duştan çıkınca barbarosun uyanmadığını fark edince yavaştan üstünü giyinerek, barbarosun yanına bir not bıraktı.
