kavuşma

561 38 11
                                    

saat sabahın henüz beşiydi, kuşların uğultusu havanın daha henüz aydınlanmaması ve barbarosu rahatsız eden bir iri beden vardı. barbaros gözlerini açtığında hemen yanında göğsünde yatan adamı görünce şaşırdı, gözlerini açıp açıp kapattı rüya olduğunu düşündü bir kaç defa kendini sıktı, fakat rüya değildi. kalbi hızlandı belkide şu an hiç atmadığı kadar hızlı ve gürültülüydü.

alican gece stüdyoya girdikten sonra hiç odasına girmeyerek barbarosun yanına gitti. gittiğinde barbaros çoktan yorgun düşüp uyumuştu. önce bir müddet bu adamı izledi, gözlerini örten sayısız kirpikleri, kemerli burnu ve hafif kalın olmayan dudaklarıyla uyumasına rağmen güzel görünüyordu. alican elini barbarosun saçlarına daldırıp biraz oynadı başta tereddüt etse de saçlarıyla oynamaya devam etti. yandaki loş ışıklı gece lambasını kapatıp adamın yanına uzandı, başını göğsüne vererek çarşafı üstlerine örttü. derin bir uykuya daldı.

barbaros hala şaşkınlığını üzerinden atamamış, ama bir yandan da heyecanı doruktaydı. alicanın elini kavradı ve bu huzurlu anın tadını çıkartarak mutlu bir uykuya daldı. barbaros gözlerini gün ışığı eşliğinde açtığında yanındaki beden artık yoktu. telefonunu alıp saate baktığında saat 08:30 du yataktan kalkıp banyoya ilerledi kısa ılık bir duşun ardından kıyafetlerini giyindi, saçını şekillendirip bir kaç fıs parfümden sonra odasından çıktı.

aşağıya geldiğinde çoğu kişi kahvaltı yapıyordu, canı henüz pek bir şey çekmediği için barbaros oturma alanına geçip oturdu. batuhan ve barış da buradaydı, telefonunu eline alıp alican'a mesaj attı. "neden sabah bir şey demeden gittin?" mesaj iki tikti henüz mesaja dönen yoktu barbaros telefonu cebine koydu biraz arkadaşlarıyla muhabbet etmeye başladı. daha sonra bildirim gelmişti, telefonu cebinden çıkartıp ekrandan mesajı okudu. "uyanık mıydın?", barbaros güldü ve mesaja yanıt verdi, "uyanıktım tabi, nerdesin konuşalım." mesaj görülmüştü ardından cevap geldi "terastayım." barbaros mesajı görünce hemen ayaklanıp terasa yol aldı

alican terastan aşağıyı seyrediyordu hafif esen rüzgar saçlarının birbirine karışmasına sebep oluyordu. üstündeki beyaz gömleğin yakasını düzeltti, sessizlik onun için her şeydi. ellerini birbirine bağladı, arkasından gelen kokuyla barbarosun geldiğini anlayıp arkaya dönmüştü. 

"günaydın." dedi alican tok bir sesle

"günaydın." dedi barbaros,

"sen her gün gelip benimle uyusana ya daha enerjik oluyorum." dedi barbaros.

alican gülümsedi çok içten bir gülümseme olmasa da en azından bir ışık vardı. barbaros adımlarını karşısındaki adama doğru attı ve alicanın yüzünü ellerinin arasına aldı, alicanın içinden geri çekilmek gelse de karşısındaki adama karşı çok fazla geri atak yapmıştı belki de şu an sırası değildi.

"alican ne oluyor lütfen paylaş benimle artık."

"tatsızlığa gerek yok barbaros."

"şu an olduğumuz durum zaten fazlasıyla tatsız daha ne olabilir anlat artık"

alican nefesini dışarıya doğru verdi, bir süre karşısındaki adamın gözlerini izledi. kaybolup gidiyordu bu derin kahvelerde. sonra kendine geldi.

"sergen biliyor bizi benim de yarışmadan çekilmemi istiyor."

barbarosun kaşları çatıldı, havayı burnundan soluyordu gözlerini kapattı ve dişlerini sinirden sıkmaya başladı.

"biliyordum işin içinde bir şey olduğunu o gün bilerek tabağına dokundun anlamalıydım, bir dakika onun dediği şeyi yapmayacaksın dimi?"

barbaros meraklı gözlerle karşısındaki adamı süzdü ne düşündüğünü kestiremiyordu fakat karşısındaki adamın derin düşüncelere daldığı yüzünden anlaşılıyordu. alicanın göz kapakları ağır ağır kapanıyor, rüzgar saçlarını karıştırmaya devam ederken yüzündeki eller buz kesmişti.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 01, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

crush / albarWhere stories live. Discover now