71.BÖLÜM

4.6K 139 96
                                    

Gökyüzündeki her zamanki o klasik gri bulutlar, ılıman soğuk hava, yemyeşil ağaçlar, her nefes aldığımda ciğerime dolan temiz oksijen... Sonunda olmam gereken yerdeydim.

Odamın duvarına yaslı duran oval büyük boy aynam, yere özenle yerleştirilmiş turuncu renk puf yastıklarım, yatağımın sağ kenarında duran ve uyurken bakıştığım oyuncak ayıcık desenli abajurum ve pencereden her baktığımda gözümü çarpan Yağız'ın odası... Artık evimdeydim.

Bedenimi yatağıma bıraktığımda yataktaki yayın sıkışma etkisiyle birkaç kez zıpladım. Huzur ve güven içinde odamı inceliyordum. Gerçekten evimdeyim, değil mi?

Islak saçlarım ensemi üşütüyordu. Yorgunluğumun hepsini sıcak duş ile atıvermiştim üstümden. Şimdi rahat pjamalarımla yatağımda uzanıp birkaç saat önce evime gelmiş olmama rağmen günlerdir buradan uzak olduğum için hâlâ evimde olduğuma inanamıyordum. Kâbus bitmişti sonunda.

Yerimde doğrulduğum sırada annem kapıyı çalıp odama girdi. Eve adımımı atar atmaz beni gördüğünde fenalaşmıştı. Zaten hastalığı yüzünde fazla heyecan, üzüntü yapmaması gerekirken bir de bu olaylar başımıza geldiğinden sağlığı ihmale gelmişti.

Odaya girdiğinde elindeki tepsiye heyecanla baktım. Günler sonra ev yemeği yiyecektim. Elindeki tepsiyi alıp puf yastıklarımdan birine oturdum. Kucağıma koyduğum tepside gördüğüm yemekleri ayırt etmeden ne varsa yiyordum. Annem de yanıma oturup saçlarımı okşayıp dolan gözleriyle beni izliyordu. Çağan'ın saçlarımı çektiği saç diplerim hâlâ acıyordu.

Ağzımdaki lokmayı yutup gözlerimi anneme çevirdim. Ona buruk bir tebessüm ettim. Aklımdaki düşüncelerimi unutabilmek isterdim. "Neden bunca zamandır sakladınız? Ağabeyimin sadece doktor değil, asker de olduğunu. Günlerce eve gelememesinin sebebi buydu, değil mi?"

Annem mahcubiyetle elini saçlarımdan yavaşça çekti. Ona kırgın bir şekilde bakıyordum. Aynı evde yaşadığım, kanımdan ve canımdan olan iki insan, söylemesi gereken bir durumu benden saklamışlardı. Bunun neresi tolere edilebilirdi? Keyfinden yapmaladıklarına emindim fakat insan kırılıyordu.

Annemden bakışlarımı alıp tabağımdaki bulgur pilavına çevirdim. Çok sevmeme rağmen şimdiyse iştahım kapanmıştı aklıma gelen bu olay yüzünden. Kaşığımla bulgur taneleriyle oynarken, "Arjin, ağabeyimle olan ilişkisini bitirdi." dedim.

Annem yuvalarından fırlayacakmış gibi duran gözlerini üstümden hiç ayırmadı. Arjin'i öz kızı gibi seviyordu ve ağabeyimle ilişkilerine en çok onay veren kişi oydu. Şimdiyse bunu duymak onu şaşırtmıştı doğal olarak. Kafamı kaldırıp gözlerine baktım.

"Sürekli eve geç geldiğinde, günlerce Arjin'in aramalarına hep yalan söyleyerek geçiştiren ve ondan böyle bir durumu saklayan birisiyle olmayacağını söyledi." Annemin suçlu bakışlarının altında eziliyordum. "Ben de onların ilişkisini onaylamıyorum artık. İkisinin arasındaki sadakat zedelendi. Bir daha tamir olamaz." dedim.

İÇİMDEKİ TUTSAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin