...

27 4 0
                                    

Gözlerimi açtığımda yerdeydim, kafam çok fena zonkluyordu. İlk defa nefes alıyor gibi hissetmiştim, elimi boynuma götürdüm; Kan kurumuştu. Dur, kan mı. Yavaşça yattığım yerden doğruldum.

Etrafa baktım, mum yerdeydi. Demek ki az önceki şeyler gerçekti. Az önce ölümle burun burunaydım. Zaman kaybetmeden ayağa kalkıp odaya gitmem lazım dı. Duvar yaslanarak dengemi kurmaya çalıştım. Sonunda dimdik durabiliyordum.

Merdivenlere yöneldim, üçerli beşerli çıkıyordum. Odama vardığımda kapıyı hızlıca açıp içeri girdim. Telefonumu aradım, yere düşmüştü ama ben onu orda bırakmamıştım, eğilip telefonumu elime aldım ekranı kırılmıştı ama hala çalışıyordu.

Bunu düşünücek zamanın yoktu, Dreami aramak daha mantıklı bir karardı en yakın oydu çünkü.

...

Beşinci aramamdı ama açmıyordu, odasının ışığı yanıyordu. Tuhaf dı. Evden çıkmak tehlikeli olurdu, evde de kalmak kötü olabilirdi. Tekrar aradım ve bu sefer açmıştı. Sesi yorgun geliyordu.

George: Dream iyi misin?

Dream: Evet sayılır, kusura bakma işim vardı.

George: Anladım, sana şu an ihtiyacım var az önce biri eve girdi.

Dream: Bir şey yaptı mı?

George: Sadece boynuma bıçak dayadı ve biraz kanadı açıkçası ama hala evde olabilir gibi geliyor.

Dreamin telefonu yüzüme kapaltmıştı, telefona sadece baktım. Tekrar biri kapıyı çalıyordu, tekrar merdivenleri beşerli üçerli indim; kapıyı yavaşça ve temkinli bir şekilde açtım. Neyseki gelen kişi Dreamdi ama yüzünde çok fazla yara izi vardı.

Dream: George evin altında bir yer var.

George: Ne?!

Dream: Bir şeye bakmam gerekiyor.

Dream içeri girdiği gibi solana yöneldi. Peşinden gittim. Dream ayağı ile zemine vuruyordu.

Dream: Buldum.

Yerdeki tahta parçasını kaldırdı, ve bir delik vardı büyük bir delik.

Dream: Siz buraya taşınmadan önce bir adam yaşıyordu. Sanırım bunu o yaptı.

George: Sen bunu nerden öğrendin?

Dream: Bir kaç gündür sizin eve giren bir rakunu izliyordum ve çok rahatça geçiyordu. Bende bundan şüphelendim ve biraz bakmak için sizin evin ahşap tahtalarını inceledim.

George: Yani gizli geçit var.

Dream: öylede denebilir. Sanırım o herif burdan geldi.

George: Aslında hayır.

Dream: Nasıl yani?

George: Onu çağıran bendim galiba.

Dream biraz bana boş boş baktı.

George: Neyse boşver.

Dream: Şu deliğin fotoğrafını çekebilir miyim?

Başımla onayladım, Dream telefonunu çıkartıp bir kaç fotoğraf çekti. O sırada Dreamin giyim tarzı dikkatimi çekti. Üzerinde ki hırkanın üzerinde toprak izleri vardı. Çok kirliydi hırkası garipti.

Dream: Tamamdır, telefonunu yanında tut ve her yeri iyice kitle derim.

George: Anladım.

Biraz daha çukura baktım. Sanırım bir şey duydum. Çukura iyice yaklaştım. Evet bir ses vardı.

Dream: Ne oldu George?

George: Bir ses var, iyice dinle.

Dream benim gibi çukura biraz daha yaklaştı. Oda duymuş olucak ki gözleri fal taşı gibi açılmıştı.

George: Sence ne olabilir?

Dream: Bilmiyorum ama polisi aramamız gerekiyor.

Çukurdan bir el yukarı doğru uzandı. Korkudan geriye sıçradım.

Sapnap: Durun benim.

Dream: Sapnap orda ne işin var senin!?

Sapnap: İnan bende bilmiyorum.

Dream: Nerden girdiğini de mi bilmiyorsun?

Sapnap: Biliyorum, şu eski kuyunun olduğu ev var ya ordan girdim.

George: Peki oraya neden gittin?

Çukura biraz daha yaklaştım.

Sapnap: Sadece merak ettim evi. Biraz garipti ama orda bir ışık yanıyordu.

Dream: O külüstür yerde ışık ne arasın.

Sapnap: Deli değilim Dream, orda bir ışık vardı biri daha vardı eminim.

George: Dream orası ne kadar eskidir?

Dream: Bilmiyorum George.

Sapnap: acaba burdan çıkmama yardımcı olabilir misiniz çünkü burası ceset gibi kokuyor.

Dream: Tamam çıkartı-

Sapnap: LAN BURDA HARBİ CESET VAR!

-1 hafta sonra-

Şu ana kadar sadece beş çocuk ölü bulundu, aileler kafayı yemek üzere; polisler haftada üç kez buraya gelip araştırma yapmaya başladılar, okul bir kaç günlüğüne kapandı.

Her şey kararmaya başladı aslında. Polisler her yeri araştırsalar bile dikkatli değiller. Tommy onlara bir kaç tane bilgi vermeye çalıştı ama polisler Tommyi dikkate almadılar.

Okul kapandığı günden beri Tommynin evinde buluşuyoruz. Bazen bulduğumuz ip uçları bir işe dahi yaramıyor. Halkanın etrafında dönüyoruz ve dışarı çıkamıyoruz.

Ama bir şey buldum Tubboya ait bir eşya bulduk ve bir ayak izi. Bu bizim için iyiydi çünkü tek şansımız Tubbo olabilirdi.

Kapımın hızla açılması sandalyeden düşmeme sebep oldu. Kafamı kaldırdığımda karşımda nefes nefese kalmış bir Tommy vardı.

Tommy: George önemli bir noktayı atlamışım.

George: Nasıl yani?

Tommy: Karl, asıl parça o ona soru sormadan bu işi nasıl yürüttüğümü fark ettim, o ilk kaçan kişiydi ve onun hatırladığı bir kaç şey var.

George: Dur ne!?

Tommy: Evet sadece Karlı evden kaçırmamız lazım.

George: Gidip kapısını tıklayalım.

Tommy: Babası izin verir sanki.

George: Anladım, peki nasıl yapıcaz bunu?

Tommy: Onu hallettim bile.

George: Tamam peki.

Yerden kalkıp masaya yaslandım. Umarım adam kaçırmadan içeri girmem.

Tommy: George bizim için bir kaçırılma mektubu yazabilir misin?

_____________

Heyy naber

Kusura bakmayın çok uzun süre beklettim ama kendimce sorunlarımı halletmem gerekiyordu ve sınav haftası olduğundan dolayı ders çalışmam gerekiyor

Neyse bunuda dediğime göre görüşürüz★

(Eğer sınav haftasından sağlam çıkarsam)

shiny townWhere stories live. Discover now