8. Bölüm ~ O GÜNDE KALDIM

850 53 37
                                    

"Geçmiş bir bavul değildir. Onu bir garda unutarak çıkaramazsın hayatından. Gölgen gibi takip eder seni. Uykunda bile rahat bırakmaz."

•••

-Ağam

-...

"Ağam" dedi bir kez daha Yaver ve Sadi'nin omzuna dokundu yavaşça. Ameliyathane kapısına dalıp giden gözlerini Yavere doğru çevirdi Sadi. Yaver'in ona doğru uzattığı su şişesini alıp yere koydu. Saatlerdir oturduğu yerden öylece ameliyathane kapısına bakıyordu. Ellerinde, gömleğinde Songül'ün kanı vardı.

-Ağam bak kaç saat oldu, gel elini yüzünü falan yıkayalım. Bir yudum su bari iç.

-Benim yüzümden oldu Yaver. Yine benim yüzümden...

-Bak ağam ben yengemi bir kere gördüm ama hemen anladım. Sence onda hemen gidecek göz var mı? İyi olacak, biz de gereken hesabı gereken kişilerden kesicez.

Sadi Yaver'in kurduğu teselli cümlelerini duymuyordu. Onun aklı çok başka yerlerdeydi. Ankara'dakilerin izini bulduğunu, saldırıyı onların yaptığını düşünüyordu ama çatışmanın ortasında kendini açık hedef haline getirdiği halde tüm kurşunların Songül'e sıkılması da kafasını karıştırmıyor değildi.

Eğik başını kaldırıp karşıda oturan Fatih ve onun dizlerinde uyuyakalan Melek'e baktı.

-Elimi yüzümü yıkayıp geliyorum. Doktor falan çıkarsa haber et Yaver.

-Tamam ağam

.

Ellerini lavabo mermerine koyup tüm ağırlığını kollarına verdi ve hafifçe eğildi. Karşısındaki aynadan çok sert bir şekilde kendine bakıyordu. Ayakları bedenini taşıyamıyordu. Bir kez daha aynı şeyi yaşamak, birinin daha ölümüne sebep olmak onun kaldırabileceği bir şey değildi.
Musluğu açıp yüzüne birkaç kez şu çarptı.

"Tövbe ederken bile zarardasın 7Emin. Bir kez daha... Bir kez daha aynı şey olursa bu sefer o mermi o silahtan çıkacak!" dedi aynaya biraz daha yaklaşarak.

"Bu sefer o mermi o silahtan çıkacak..."

Sadi aynada kendini öldürecekmiş gibi bakıyordu. Açılan tuvalet kapısı ile biraz doğruldu. Gelen Fatih'ti.

Sadi'ye hiçbir şey söylemeden önce elini yüzünü yıkadı. Yüzünden akan su damlalarını elinin tersiyle sildi.

-Bir haber var mı Songül'den.

-Hayır ama iyi olacak. (İçinden bir kez daha "iyi olacak" diye geçirdi) Ben sana başka bir sey dicem. Bu olanlar... Songül iyileşip polis ifade için geldiğinde sen sonradan hastaneye geldiğini söyleyeceksin.

-Anlamadım.

-Bak Songül iyi olacak biliyorum, inanıyorum... Bunu da atlatacak. Ama birinin bunları da düşünmesi gerek.

Fatih'in kurduğu cümlelerdeki gizem Sadi'yi daha da meraklandırmıştı.

-Dediğim, gibi Songül'ü getirdiler seni aradılar sen de arkadan geldin. Bir de tanık koruma sorunu çıkmasın kızın başına.

-Kimdi o adamlar?

Sadi olayın başka bir yüzü olduğunu anlamıştı. Adamlar Ankara'dan gelen hasımları değildi. Yine de adamların kim olduğunu öğrenmesi şarttı.

-Orası seni ilgilendirmez.

-Songül'e ulaşamıyorsun, gelip bana soruyorsun bitik bir halde. Seninle gidiyoruz ve kurşunların arasında buluyoruz onları. Sonra seni ilgilendirmiyor... Bence bilmem gereken şeyler var.

MeftunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin