Barcelona - Real Madrid | 12'

758 40 43
                                    

[MAÇ GÜNÜ]

Sabah uyandığımda içimde olan heyecanı bilemezsiniz. İkinci maçımdı bu benim. İlk maçta beklediğimden fazla bir performans göstermiştim. Bu da haliyle göze girmemi ve güven sağlamamı sağlamıştı.

Yani herkes bana çok güveniyordu. Ve benim de bu güveni boşa çıkarmamam gerekiyordu.

Üstüme sırtında mor kelebek olan beyaz tişört, altıma da siyah kot şort giydim.

Şu an Barcelona taraflarında olan tesislerimizdeydik. Akşam maç vardı. Çok çalışmıştık. Ve hazırdık. Yani öyle olduğumuzu düşünüyorum.

Kahvaltı ettik ve tekrar odalarımıza çıktık. Arda'yla aramız hala kötüydü. O günün hiç bir manası olmamıştı yani.

[MAÇ]

Maça başladık. Gayet güzel gidiyorduk. Normaldi. Paslar, yaklaşılan goller ve profesyonel bir oyun.

Top Arda'daydı bana baktı. Sonra pas attı. Topu aldım. Kaleye doğru ilerlerken karşıma Gavi çıktı. Bellingham'a baktım.

Gavi bana yaklaştı. Topu ayağının arasından geçirip aldım ve koşarak ilerlemeye başladım. Pas attım ve topu aldılar. Gavi peşinden gitti.

Bellingham saha dışına gidiyordu. Pas atabilirdi ama atmıyordu. Gavi peşinden gidiyordu hala.

Tam Bellingham çıkmak üzere olan topu çevirecekken Gavi'yle çarpıştı. Ama sert bir şekilde.

Bir kaç adım geriye gitti. Sonra burnunu tuttu. Yanlarına gitmeye başladık.

Gavi Bellingham'ın üzerine yürüyüp itti. Hızla yanlarına gittik. Bellingham da Gavi'yi ittirdi. O sırada aralarına bir kaç kişi girdi. Ve ikisini tutmaya çalıştılar.

En sonunda hakem falan geldi uzaklaştırdılar. Bellingham uzaklaştıktan sonra herkes onlarla birlikte ilerlemeye başladı. Ben de gidiyordum ki Arda'yı göremedim.

Arkamı dönüp baktığımda Arda, Gavi'nin önündeydi. Ve birbirlerine bir şeyler söylüyorlardı. Arda sinirlenmişti. Her halinden belliydi. Ve onu iyi tanıyordum.

Hızla yanlarına gittim. Arda'yı tutup biraz geri çektim.

"Kendinize gelin, mahalle maçı değil bu! Takımımla ve takım arkadaşlarımla uğraşmayın!"

Arda'yla birlikte yürümeye başladık.

"Biraz sakin olmayı mı denesen? Zaten tansiyonlar yüksek."

Başka bir şey demeden kolunu bırakıp ondan önde yürümeye başladım. Takımın yanına gittim.

Öyle böyle bir şekilde maç başladı işte. Yine normal gidiyorduk. Top bendeydi. Koşuyordum.

Bir süreliğine topa baktığımı birisiyle sert bir şekilde çarpışıp bacağımın tamamen acı dolmasıyla fark ettim.

Yere düşmüştüm ve bacağımda çok kötü bir acı vardı. Tüm bacağım acıyordu. Hızla takımdan birileri geldi yanıma. Yüzümü kapatmış yerde yatıyordum. Bacağım çok kötü acıyordu.

Acıdan duramıyordum. Clara yanıma eğildi. Doktorlar falan geldi. Hala çok kötüydüm. Ağlıyordum.

Ambulans gelmişti galiba. O acıyı tarif edemiyorum çünkü çok ama çok kötüydü.

Arda'nın yanımdan kalkıp başımın ucuna geçtiğini hatırlıyorum. Sonra beni tutup sedyeye yatırdılar.

Sonra ambulansa bindirdiler. Acıdan duramıyordum ve sadece ağlıyordum.

Zaman İzimizi İkimizi Siler | Arda GülerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin