19

81.6K 2.2K 1.2K
                                    


Oylarımızı ve satır arası yorumlarımızı eksik etmeyelim.

İyi okumalar!

📏📏📏

Tarihlerden 8 Aralık Cumartesi günüydü. Bugünün özelliği ise benim doğduğum gün olmasıydı.

Ben doğdum bugün ayol.

Sabahın körü uyanmış, saçlarımı yapmaya başlamıştım. Akşam Murat ve Seda ile alemlere akacaktık. Seda benim ilkokuldan arkadaşımdı. Normalde İspanya'da yaşıyordu ama üç günlüğüne buraya gelmişti. Murat ile aynı evde kalıyorlardı şuan.

Murat ile aynı evde kalmalarına şaşırmadım diyemezdim çünkü onları tanıştırdığımdan beri -5 yıl oluyor- aralıksız sadece kavga ediyorlardı. Murat'ın ondan hoşlandığını zaten biliyordum. Murat durup dururken bir insana sataşmazdı. Hele hele kızarıp bozarmazdı.

Saçlarıma fön çekiyordum. Öğlen abim ve yengem bize gelecekti ve küçük bir kutlamayı da onlarla yapacaktık.

Evet sonunda barışmışlardı ve abim gitmişti evden. Kesinlikle çok üzüldüğüm bir durumdu.

Saat 11 olmuştu. Saçlarım hazır olduğunda üstüme beyaz göğüs dekolteli bir crop geçirdim. Evde olduğumuzdan ve ev cehennem gibi yandığından kısa giyinebiliyordum. Altıma da açık mavi tatlı bir diz üstü etek giydim. Sıra makyajdaydı.

İlk olarak cildime kapatıcımı ve fondötenimi  sürdüm. Ardından gözlerimi daha da çekik göstermesi için bir eyeliner çektim ve siyah kalemle alt kısımlarını boyadım. Sıra rimele gelmişti. Onu da bir güzel sürdüğümde küçük aynamdan kendime baktım. Mavi gözlerim makyajımla ayrı güzel olmuştu. Hızlıca allık ve rujumu da sürdüğümde kapının çaldığını duydum.

2 saattir makyaj mı yapıyor muşum ben?

Hızlıca odamdan çıktığımda annem abimleri karşılıyordu. Yanlarına gittim ve Yasemin ablama sarıldım. "Hoş geldiniz." dedim neşeli sesimle. 

Hep birlikte salona geçtiğimizde babam koltuktan kalktı ve abimle yengeme sarıldı. Abim yanıma gelip bana sarılırken "Aman da aman küçük bir velet mi doğmuş bugün?" dedi. Kıkırdadığımda hafifçe koluna vurdum.

Benden uzaklaşıp iğrenir gözlerle beni süzdü. "Çok çirkinsin." dediğinde göz devirdim. Yasemin abla da aynı şekilde tepki verdi ve "Dinleme sen bu maymunu, Irmak. Taş gibisin." dedi. "Bu maymunla birkaç ay sonra kafanı aynı yastığa koyucan ama." diyen abim ile salonda hepimiz ağzımız açık ona döndük.

Abim bir şeyi batırdığını anlamış gibi sırıtırken Yasemin ablamın yanına gitti ve elini tutup havaya kaldırdı. "Evleniyoruz!"

Annem ve ben çığlık attığımızda babam gülümsemişti. Hızlıca ikisine de sarılıp onları tebrik ettim. Annem abime sarılırken ben Yasemin ablanın elini kendime çektim ve yüzüğe baktım. "Hayretler içindeyim abi. Nasıl olurda böyle güzel bir yüzük alacak zevke sahip olabilirsin?"

İki dakika gömmezsem rahat edemiyorum.

Abim "Zevkli adamım." dedi gururlu bir şekilde. Daha sonra koltuğa oturduk ve düğün için planları konuştuk.

Saat 3'e geldiğinde annemin yaptığı hamur işlerini yemek için masaya kurulduk. Kısırın yarısını tabağına alan abim ile ufak çaplı kavga etmiştik. En sonunda annem ikimize de terlikle vurup oturtmuştu.

Hem kurabiyemi yiyor hemde instagramda benim hakkımda story atan insanları kendi hikayeme koyuyordum. Bir anda çalan telefonum ile kurabiye gırtlağıma kaçtı ve öksürmeye başladım.

You'll also like

          

Arayan kişi Erdem'di. Lunaparka gideli üç hafta olmuştu. Aramız çok güzeldi.

Hızlıca masadan kalkıp odama gittim ve cevapladım aramasını.

"Efendim aşkım." Neşeli sesimle konuştuğumda Erdem soğuk bir sesle "Doğum günün olduğunu neden sosyal medyadan öğreniyorum Irmak?" Dedi. Sesi o kadar kızgın çıkmıştı ki alt dudağımı dişlerimin arasına aldım.

"Açılmamış konusu..." Diye mırıldandığımda sert bir nefes verdiğini duydum. "Gerçekten berbat bir sevgiliyim." Dediğinde gözlerim irileşti. "Saçmalama Erdem." Dediğimde sessizdi.

"Evinin önüne gelsem birkaç dakika çıkabilir misin?" Dediğinde "Çıkarım." Dedim hızlıca. "Tamam gelince yazarım güzelim." Dedi ve kapattı telefonu. Motor ile geleceği için beş dakika falandı. Hızlıca kapıya gittiğimde "İki dakika çıkıp geliyorum!" Diye seslendim bizimkilere.

Üstüme beyaz montumu giyip altıma botlarımı giydim. Kapıyı kapatıp apartmandan çıkacakken durdum. Hava çok soğuktu. Mesaj attığında çıkmak daha mantıklı olurdu. Birkaç dakika sonra bildirim sesi geldi.

Sevgilim: Ara sokağa gel

Gördüğüm mesajla hızlıca çıktım. Kuvvetli rüzgar ile ellerimi montumun cebine soktum. Giydiğim kısa etek sayesinde bacaklarımı hissetmiyordum resmen.

Ara sokağa girdiğimde Erdem'i gördüm. Hızlıca yanına gidip sarıldım.
Beni belimden tutup havaya kaldırdı ve etrafında döndürmeye başladı. Ben küçük bir çığlık atmıştım.

"İyi doğdun sevgilim." Dediğinde kocaman gülümsüyordum. Beni süzdü "Parti var sanırım?" Dediğinde başımı salladım. "Bu gece mekana gidicez arkadaşlarımla." Dedim.

"Ben de geleyim?" Dediğinde omuz silktim. "Aslında Murat bizi biliyor ama bar, okulun yakınlarında. Tanıdık görmemiz olası. O yüzden gelemezsin." Dedim. Kaşları çatıldığında "Murat bizi mi biliyor?" Dedi.

Başımı salladım 'Ne var bunda?' Der gibi. Homurdandı "Bu yüzden bana imalı imalı bakıp duruyordu."

Kıkırdadım. O ise "başka bilen var mı?" Dediğinde "Sadece Murat ve Seda. Seda çocukluk arkadaşım." Dedim.

Başını aşağı yukarı salladığında eli cebine gitti ve büyük bir kutu çıkardı.

"Aslında bunu gördüğümde aklıma sen geldiğin için almıştım ama doğum gününde vermem kısmet oldu." Dedi. Ben şaşkınca elindeki kadife kutuyu aldım ve hemen açtım.  İçinden kolye ve küpe seti çıkmıştı.

  İçinden kolye ve küpe seti çıkmıştı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


O kadar zarifti ki... Resmen ağzım açık kalmıştım. Herhangi bir cümle kuramıyordum.

"Beğenmedin mi?" Erdem'in tedirgin sesiyle bakışlarım ona döndü. "Dalga mı geçiyorsun? Aşık oldum ben!" Dedim ve kutuyu kapatıp tekrar Erdem'e sarıldım.

"Hadi gel takalım." Dediğinde heyecanla kolyeyi çıkarıp ona verdim ve arkamı döndüm. Kolyeyi taktığında ona döndüm. Montumun önünü açtığımdan kolye ortadaydı. Derin bir iç çekti "Çok yakıştı sana." Dediğinde küpeleri elime aldım ve onları da taktım.
Gerçekten çok güzel bir hediyeydi.

"Teşekkür ederim sevgilim. Bayıldım!" Dediğimde gözlerini kıstı ve "Bence bir öpücüğü hak ettim." Dedi.

Kıkırdayıp ona yaklaştım ve dudaklarımızı birleştirdim. Beni hızlıca binanın duvarına yasladı. Bir eli belimdeyken diğeri yanağımı okşuyordu. Benim ellerim ise ensesindeki saç tutamlarındaydı.

Alt dudağımı ağzının içine alıp emerken ona karşılık veriyordum. Soğuk hava sanki bir anda ısınmıştı. Vücudumdan ateş çıktığını hissediyordum. Erdem'in her zaman sıcak olan teni benimkini de ateşe sürüklemişti.

"Noluyor lan burada?!"
Duyduğum tanıdık ses ile Erdem'den ayrıldığımda gördüğüm kişiyle dehşete büründüm.

"Abi?"

Abimin gözü bir bana bir Erdem'e bakıp duruyordu.

Abim şok ifadesini bir yere bırakıp öfkeyle Erdem'e ilerledi. "LAN!" Diye kükreyip Erdem'in suratına yumruğu yapıştırdığında çığlık attım.

Git kocamın suratı.

Abim Erdem'i yere düşürdüğünde aslında Erdem abimden daha kalıplıydı ama ona karşılık vermiyordu.

"Abi bırak!"

Bütün gücümle bağırırken abimin sırtına atladım. Onu bir yandan geriye çekmeye çalışırken o beni umursamadan vurmaya devam ediyordu.

En sonunda indim sırtından. Etrafta yardım edebilecek insan var mı diye bakarken kimse yoktu.

"Erdem karşılık ver!" Mecbur bu cümleyi kurduğumda Erdem bu anı beklermişçesine bir tane yumruğu çaktı abime. Benden yine bir çığlık kopmuştu.

Abim sırt üstü yere yattığında Erdem uzaklaştı ondan.

Hızlıca abimin yanına gidip yanına çöktüm. Burnundan kan akıyordu.
Erdem ayağı kalkmıştı. Ona döndüğümde onun abimden beter olduğunu gördüm.

"Allah kahretmesin sizi ya!" Kendi kendime isyan ettiğimde abimin omuzlarından tutup oturtmaya çalıştım.

Tek yumrukta da devrilmezsin be abi.

Tek yapamayacağımı anlamış olan Erdem gelip bana yardım ettiğinde abim yere oturdu ve gözlerini açtı. İkimize yine teker teker bakarken en sonunda bana kitlendi.

"Kim lan bu?!"

Gözlerimi devirdiğimde "Adama saldırmadan önce sorman gereken bir soruydu bu." Diye cevap verdim.
Benden cevap alamayacağını anlayan abim Erdem'e döndü.

"Kimsin lan sen?!"

"Irmak'ın sevgilisiyim."

Erdem'in kurduğu cümleyle abimle aynı tepkiyi verdik.

"He?"

Açıkçası asla beklemiyordum. Gözlerim iri iri ona bakarken o sadece abime bakıyordu. Kaşından ve dudağından akan kanlara gözüm kaydığında içim gitti.

Abim hızla ayağa kalktığında ben de çöktüğüm yerden kalktım. Tekrar vurmasın diye araya girdiğimde "Abi bir dur!" Diye bağırdım öfkeyle. Abim bu yanımı nadir görürdü.

"Ne diyor bu herif Irmak?"

Abi sen aynı soruyu sorup sorup durucak mısın?

"Sevgilim işte." Dedim anlık gelen cesaretle.

Cesaretimiz götümüzde patlamasa bari.

Abim sinirle güldüğünde "Yok ben tutamayacağım kendimi." Diyip tekrar Erdem'e saldırdı.

Benim durdurmaya gücüm yetmiyordu. Ağlamaya başladığımda abim resmen sağır olmuştu etrafa.

Bir anda gözlerim karardı, ayaklarım gücünü yitirdi. Bilincim kapanmadan önce duyduğum son ses "Irmak!" Diye bağıran Erdem'di.

📏📏📏

Abisi bi tık (küçücük) sıkıntı çıkardı sanki ya

Diğer bölüm görüşürüz❤️❤️



Matematik Hocam /+18/Where stories live. Discover now