İstanbul Trafiği

35 8 0
                                    

İstanbul Trafiği

Tülini görünce sinirlendim , sapa sağlam önümde duruyordu ama onun yüzünden iki hafta daha mesai yazılabilirdi!

"Gelmeyeceğini sandım" diyen Tülin'e kızgın bakış atınca sustu "kızım sen iyimisin bişey oldu zanettim" deyince yanıma geldi "sen akşam 8'de Berkle yemeğe çıkacağız diyince-" neden yaptığını anlamış olduk "Tülin beni aldatırken gördüm ve bir şans daha vermem" dedim bunları derken Tülinle salona indik "kesin geri dönmiceksin dimi" deyince güldüm "asla" dedikten sonra beraber gülmeye başladık

...

Sabah alarmımın sesiyle uyandım yataktan kakıp mutfağa gittim kendime güzel bir kahve yapıp içtim içdikten sonra banyoya gittim elimi yüzümü yıkadım ve şimdi sıra kombin yapmaktaydı.

Üzerime antep yeşilli crop giydim altına siyah bol paçalı pantolon giydim saçımı bu sefer düzleştirdim hafif makyaj yaptıktan sonra çantamı alıp evden çıktım.

...

Müdür beni odasına çağırdığı için odasındaydım. Ne saçma cümle!
"Selin dün bu kadar önemli şey neydi?" Dediğinde merak ettiği her haliyle beliydi "özel konular Toprak bey" deyince haksız olmadığımı düşündüm "dün apar topar gidince merakımdan sordum , asıl konu masanın üzerindeki evrakları hepsini bilgisayara geçir" benim işim bu değil ki "ama benim işim size gelmeden önce evrakları okuyup imzalamak değil mi?" İmzaladığıma bakmayın müdür yardımcısının bir alt kademesi "evet öyle ama bugün çalışanımız hastalanınca işler sana düştü dün ki mesaini bugün dolu dolu yaşaman için" bu Toprağın  benle ne işi var
"Bunlar ek iş" diye çıkıştım her ne kadar mesai yapsamda bu benim işim değildi "ama ben böyle istiyorum" neydi bu şimdi? Ne zamandır tanıyor bu beni 1 yıl 1ay hayır 3 günden beri "müdürüm eğer bir kişi hastalanınca yedek kişiler gelir mesala bana evrak taşıyan kişi gelebilir" gözlerindeki gülüş yüzündeki kaba bakış ikisi bir araya gelince hiçte ciddiye alamıyorum "dediğin gibi evrak taşıyor sen imzalıyorsun en fazla bir kaç saatini alıcak ne bu sitem" doğruydu ama ben kimseye karşı altan kalmazdım ama şuan hiçte inatlaşmak istemiyordum "tamam ama ben bunları tek odama götüremem birisi lazım" masaya doğru yaklaştım oda ayağa kalktı tam masanın üzerindeki evrakları alacaktım benden hızlı davranıp eliyle evrakları tutu "evraklar burada kalıcak ve sende" göz devirdim "sebep?" Gözlerimi gözlerine çevirdim uzun uzun baktım "çünkü" nefesini alıp verdi "çünkü, nasıl çalıştığına bakmak istiyorum" ne bu şimdi devam etti "merak etme tek sana yapmadım bunu bütün abartılan çalışanlara bende bakmak istedim" gözlerini gözlerimden çekti ve masayı gösterdi bende önünden geçip onun yerine oturdum ona baktığımda yüzünde kalk yerimden bakışı vardı "Hayır kalkmayacağım burda çalış diyen sizsiniz" göz devirip masanın önünde duran küçük koltuklara oturdu ve bakışını üzerime dikti ona bakmasamda anlıyordum "böyle bakmaya devam edecek misiniz?" Cevap gecikmeden "işinizi bitirene kadar evet" gözlerimi ona çevirdiğimde gözümün içine baktı "rahatsız oluyorsam?" Diye sordum beklemediği soruydu "rahatsız oluyorsanız söylersiniz telefonuma bakarım" ona ve masanın üzerindeki telefonuna baktım ve bir daha ona baktım "rahatsız oluyorum" deyince masının üzerindeki telefonu aldı ve oynama başladı  

...

Yeni bir mesaj telefonumdan bildirim geldiğinde baktım numaralıydı hayla müdürün odasındaydım

Merhaba :)

Kimsiniz?

Gizli bir hayran diyelim

İmzamı isteyeceksin ne isteyeceksin

 
Restronda ne olduğunu biliyorum

İSTANBUL TRAFİĞİWhere stories live. Discover now