Hisler yalan söylemez

38 7 0
                                    

İSTANBUL TRAFİĞİ

Hayatımın en ani kararıydı en ani şehir değiştirmesiydi misafirhane'nin kapısına geldiğimde büyük bir nefes çekip içeri girdim "merhabalar hoşgeldiniz" tebessüm ettim karşımda duran genç yaşlardaki kadına bana kapı anahtarımı verdikten sonra merdivenleri çıkmaya başladım son basamağı attığımda telefonum çaldı elime aldığımda Berk arıyordu işleri yüzünden havaalanına gelmemişti o işleri çok iyi biliyordum bir yandan kurtulduğuma sevinirken bir yandan da sinir oluyordum savaşmak yerine kaçmışmıydım? 

"Alo" daha fazla düşünmeden telefonu açmıştım "Selinim nerdesin?" Dedi. "Niye yanımamı geleceksin?" İçimde bir mutluluk vardı anlamını bilmek istemiyordum "bir düşüneyim... Selin sen varsın orda! İşlerimi üç günlük uzaktan işleteceğim" evet şuan gülüyordum kapımın önüne gelince kartımı basıp içeri geçtim "ama bu Selinin misafirhanede kalıyor" kahkaha sesi geldi "bende misafir olmak istiyorum" dedi. "O zaman yarın kahvaltı için dışarı çıkalım" dedim yanlış anlaşılma olmasın ihanetini unutmadım yani şimdilik "tamam, görüşürüz" dedi ve kapattı.

Defne bir yandan ihaneti hatırlatıyor ama ben unutmak istiyorum annemin yaptıkları gibi

Hayatımda Berkten başka kimse olmamıştı ama uzaktan sevdiğim olmuştu biz Berkle onun şirketinde tanışmıştık

2 Yıl Önce

"Bu müdürde fazla oldu artık" Tülinin sesiyle odada gerginlik vardı Tülinin odasında müdürü eleştiriyoruk "kuzum sen git hastaneye ben Sert Holdinge gidip alırım dosyaları" Tülin heyecandan hemen yanıma gelip sarıldı onun sarılmasını annemin sarılmasından daha çok seviyorum

...

Yaklaşık bir saat sonra Sert Holdingin önüne geldim arabayı biraz öne süreceğim esnada yanlışlıkla geri sürdüm ve bir arabaya çarptım "of Selin of" söylene söylene arabadan indim önde şöför arkada güneş gözlüklü adam vardı bana bakmıyodu dışarıda çıkmıyordu öylece oturmuş sanki arabasına vurmamışım gibi şöföre bakıyordu şöför dikiz aynasından başıyla onaylayınca arabadan indi

"Çok özür dilerim masrafı neyse karşılayacağım" dediğim şeye şöför sadece güldü "komik bişeymi söyledim ne bu yüz" o kadarda alttan alacağıma sanmıyordum "asıl siz kusura bakmayın" gözlerimi gözlerine diktim "sebep" içerideki adam bana baktığını hissediyordum "neden biliyormusunuz, emin olun benden daha düşük maaş alıyorsunuz arabayı yaptırmak isteseniz bir aylık maaşınız gider bırakında biz halledelim yoksa param yok diye özür diliceksiniz" kahkaha attı gözümde öyle öfke vardı ki derin bir nefes alıp verdim.

Hayır Defne şimdi değil lütfen şuan olmaz

Sessizce oradan uzaklaşıp arabama binip çalıştırdım kusura bakma Selin ama altta kalmana izin vermem öne doğru arabayı sürdüm şöför arabının önünde değildi bir hızla geri doğru sürdüm arabayı ve arabaya vurdum içerideki adama zarar gelmediğini biliyordum çünkü çok şiddetli vurmamıştım camı açıp şöföre seslendim "Benim maaşım bana yetiyor lütfen söyler misiniz sizin karakteriniz size yetiyor mu? Kusura bakmayın yoksa karaktersizim diye özür mü diliceksiniz!" Arabayı sürüp park alanına geldim arabayı park edip çantamı alıp şirkete girdim

Müdür Berk Sert kapısını görünce tıktıkladım Tülinin hastaneye gitmesi kız kardeşi fenalaşıp hastaneye kaldırmışlardı içeriden "gir" sesini duyunca içeri girdim gözleri gözlerime döndü öyle bir sırıttıki gözlerimi devirdim "merhabalar ben Güçlü Holdingin çalışanı Selin sizden dosya almam için gönderdiler" gözlerine bir daha baktım ve o ayağa kalktı kitaplıktan bir şeyler aradı "evet biliyorum az önce aradılar benide" bana dosyayı verdi "teşekkür ederim" dosyayı alıp kapıya yöneldim "bu kadar mı?" Aniden yerimde durdum bir kaç saniye sonra ona döndüm "Ne bu kadar mı?" Ona öyle ters baktım ki "çay, kahve içmeyecek miyiz?" Kaşlarımı çattım "neden?" Güldü "çünkü şirketime kadar geldiniz bir şeyler ikram etmeden bırakmam" o gülünce tebessüm ettim "peki o zaman bir kahvenizi içerim"

İSTANBUL TRAFİĞİWhere stories live. Discover now