4.BÖLÜM

1K 57 27
                                        



Sabahın beşinden beri bu Allah'ın cezası yerde kış olmasına aldırmadan rütbelerinden dolayı her türlü eziyeti yapacaklarını zanneden komutanlara saydırıyordum.

önce kışlada eğitim gördük. tabi eğitim dediysem beş yüz şinav ve iki yüz mekikten sonra üç tur kışlanın etrafında koştuktan sonra yaklaşık yirmi kişilik askerin olduğu birlikte daha nefes almaya vakit bulamadan ateş denen zalim kişilik dinlenmemize izin vermeden kışlayı temizlememiz için emir vermişti.

saat dokuza geliyordu hala temizlik yapıyorduk bu kahrı belanın olduğu yerde. abi bu askerlik değil ya bu resmen eziyet kampı!

derin bir nefes alarak kışladaki odalarını temizledikten sonra başımızda çavuş bana ve adını bilmediğim bir kaç kişiye dışardaki bahçeyi temizlememizi söylediğinde bir de ona saydırıyordum.

şeytan diyor ki bu yerden kurtulduktan sonra hukuk bürosunda askeriyenin denetlenmesi için üst düzey mahkeme idaresine şikayet gönder ama başıma bela almamak için bu fikri kafamdan attım.

bahçeyi onda doğru bitirdiğimizde çavuş dinlenmemiz için bizi serbest bıraktı. Allah razı olsun ya!

sabah kahvaltısı yaklaştığı için yemekhaneye doğru gidiyordum yanımdaki arkadaşlar kendi aralarında sohbet ediyordu.

"yaw bu adamın bize garizimi var anlamadım herif ebemizi sikti amına koyayım "diyen kısa saçlı mavi gözleri olan çocuğa baktım.

"al benden de o kadar "diyen onun yanındaki uzun olan çocuk. 

"ben böyle komutanın var ta taa"dudaklarımı kemirerek gülmemek için kendimi zor tutuyordum tek ben değildim ateş denen oçtan nefret eden.

birlikte yemekhaneye girdiğimizde yemeklerimizi alıp aynı masaya geçip oturduğumuzda mavi gözlü çocuk bana baktı.

"birader "dediğinde ona baktım. "adın gururdu demi "dediğinde başımı salladım.

"bizim koğuştasın ama bizimle hiç konuşmuyorsun "dediğinde çatalımdan peyniri ağzıma atarak "bilemem belki siz beni teşvik etmelisiniz "dediğimde güldüler.

"bak bak ağza bak "diyen yanımdaki bana sırıtarak bakan uzun boylu çocuk. gülümsedim.

"sen nerden geliyorsun "dediğinde "istanbul "dediğimde başlarını salladılar.

"madem teşvik istiyorsun teşvik ederiz anam "mavi gözlü çocuğun yanındaki gözleri yeşil olan çocuk.

"hımmm"dedim "ben karan "diyen mavi gözlü çocuğa baktım. "yanındaki uzun emre bu çingene de orkun "dediğinde orkun denen çocuğa baktım.

"çingene senin ebendir amk "diyen orkun denen çocuk ile güldüğümde karan omuzuna bir tane yumruk atarak "mezardaki kadına ne küfür ediyon puşt "dediğinde orkun sırıtarak "babana mı etmemi istersin hayatım "dediğinde karan göz devirerek bana baktı.

"nasıl gidiyor askerlik "dediğinde suratım düştü. "bok gibi "dedim. başını sallayarak "geçen gün yan koğuştakiler konuşurken duydum ateş komutan seni kafese almış "dediğinde ona anlamayarak baktığımda "yani temiz dayak çekmiş "dediğinde on gün ıslak havlu ile sırtıma vurarak beni caydırmasından bahsediyordu.

"evet bunu herkese yapar mı "dediğimde başını iki yana sallayarak "nefret ettikleri ve ona karşı gelenlere yapar "dediğinde başımı salladım.

"ona karşı mı geldin "dediğinde karana baktım.

"biraz "dedim. başını salladı. masadaki muhabbet devam ederken yanımıza gelen asker bana bakıp "ateş komutan seni çağırıyor "dediğinde bu ateş komutanın  kapısında bekleyen askerdi.

başımı sallayarak ayağa kalkarak masadan ayrıldığımda "gazan mübarek olsun gurur"diye bana sırıtan orkuna bakıp başımı iki yana sallayarak yemekhaneden ayrıldım.

nizamiyeye girerek üst kattaki ateş denen şerefsiz komutanın kapısının önüne gelerek kapıyı çaldığımda "gir "diyen sesini duyunca kapıyı açıp içeri girdim.

"gurur öztürk istanbul emredin komutanım "dedim  asker selamı verip karşımdaki adama bakarken. masasında oturmuş bana bakıyordu.

"rahat "dediğinde elimi indirdim gözlerime bakarak "bundan sonra yazıcım olacaksın "dediğinde kaşlarım havalandı. 

ama sikerler ya ben bu adamın suratını görmemek için kaçarken niye her seferinde buna tosluyordum.

***********************************************************************************

İSTENMEYEN OT BURUNUN UCUNDA BİTERMİŞ GURURCUM KJKJKJK  

YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN MİLLET.

ATEŞ HATTI-BXBWhere stories live. Discover now