Babam ölmüştü.
Hala gerçekliğine inanamıyordum ama öyleydi. Ölmüştü.
Salondaki koltukta oturmuş, dalgın gözlerle duvarı seyrediyordum. Hiçbir şey hissetmiyordum.
Ne mutluydum ne de üzgün.
"Kızım, bir şeyler yesen, ya da bizimle tek kelime bile olsa konuşsan" yan tarafımdan gelen annemin sesiyle duvarda olan bakışlarımı ona çevirdim.
"İyi olacağım anne, aç hissetmiyorum şu an" annemi yalnız bırakmak istemiyordum ama ona yara bandı olamayacak kadar yaralıydım sanki.
Belen diğer tarafımda oturuyordu, haberi duyduğu gibi evimize gelmişti. Yavaş ve hafif bir şekilde kolumu okşuyordu.
"Yukarıya çıkıp dinlenmek ister misin Mayıs?" başımı salladım.
İyi olacaktım ama şu an değil.
Yerimden kalktım ve salondakileri arkamda bırakarak odama çıktım. Arkamdaki adım seslerinden Belen'in de peşimden geldiğini anlamıştım.
Odama geldiğimde direkt olarak yatağıma girdim ve örtüyü başıma kadar çekip cenin pozisyonunda uzandım.
"İçini dökmek istersen burada olduğumu biliyorsun, ağlayacakmışsın da kendini tutuyormuşsun gibi görünüyor. Eğer çekiniyorsan, çıkabilirim" dediğinde göz yaşlarımı daha fazla tutamamıştım.
"Bir yandan bittiği için mutluyum, belki olmamam gerekir biliyorum, ama çok yorulmuştum. Orada o ölmeseydi ben ölecektim bunu da biliyorum. Sadece yaşadıklarıma, yaşamak zorunda bıraktıklarına ağlıyorum" dedim burnumu çekerken.
Belen, örtüyü kaldırarak yanıma sokuldu. Yanımda olduğunu o kadar iyi hissettiriyordu ki..
Başımı boyun girintisine yasladım ve gözlerimi kapattım. Uyursam geçmeyecekti belki ama o an buna çok ihtiyacım vardı..
Ağlamaktan ağrıyan gözlerimin açılmasını sağlayan, saçlarımda dolaşan ellerdi. Tanıdık ama bir o kadar da yabancı hissettiriyordu.
Gözlerimi yavaşça araladığımda, saçımda dolaşan ellerinin sahibini gördüm.
Demir.
"Uyandırdım mı?" diye sordu göz göze geldiğimizde. Bu sorusunu görmezden geldim ve " Saat kaç?" dedim.
"3 saattir uyuyorsun" daha iyi olmamın sebebi buydu demek.
"Nasılsın?" elleri gezinmeye devam ediyordu.
"Daha iyiyim, teşekkür ederim her şey için. Sen olmasaydın belki-" sözümü kesti.
"Böyle şeyleri konuşmayalım. Buradasın, yaşıyorsun. Önemli olan bu, bir de kendini toparlasan benden mutlusu mezarda" dedi gülümserken.
Böyle gülmesen..
"Toparlanacağım tabi ki, zamanla. Hem yanımda siz varken toparlanmamak mümkün değil" gerçekten değildi.
"Aşağıda herkes seni bekliyor, inebilecek misin?" onu onayladım ve yatağımdan kalktım. Hızlıca lavaboya girip elimi yüzümü yıkadıktan sonra odama geri dönmüştüm.
Demir, yavaş adımlarla odamı inceliyordu. Daha doğrusu arkadaşlarımla çekindiğim fotoğrafları astığım duvara.
"Atlasla çok yakınsınız sanırım" dedi elini beraber olan bir fotoğrafımızın üzerinde gezdirirken.
"Zor zamanımda yanımdaydı hepsi, çok seviyorum onları" dedi kısaca.
"Anladım, inelim mi?" başımı salladığımda odadan çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY ABİLERİM (TAMAMLANDI)
ChickLitAnnem 5 yılın ardından bir adama aşık olmuştu ve 1 hafta sonra düğünleri vardı. Adamı görmemiştim bile. Hakkında tek bildiğim zengin olması ve 5 tane oğlu olmasıydı..