on

348 22 20
                                    

Aradan bir kaç saat geçtikten sonra tam anlamıyla sarhos olmustum, ya da öyle hissediyordum. Kafam bulanıyordu, basım ağrıyordu, dizlerim sızlıyordu, ama hala aklımdan çıkmıyordu...

"Lino-ya~ Simdiden sarhos oldun mu~?" Koltukta bası eğik yaylanırken bir seyler geveliyordu. Gözleri kaymıs, yanakları hafif pembelesmisti. Gerçekten çocuk gibiydi...

"Aptal, sen ilk önce kendine bak. Düzgün konusamıyorsun bile."

"Pfft, ben iyiyim." Kafasını tasıyamayıp yere kapaklanacakken avcumla alnını kavradım.

"Birde iyiyim diyorsun." Kıkırdayarak üstüme yattı.

"Çekil üstümden!" Onu itmeye çalısırken aniden telefonuma gelen bildirimle masaya uzandım. Telefonu bir umutla açsam da bu büyük bir hayal kırıklığına dönüstü.

|Sana'dan 4 mesaj|

"Hahahaha! HA-HA-HA-HA! Bu kız gerçekten su zamanda bile pesimi bırakmıyor." Sinirden dislerimi kırarcasına gıcırdatırken Yeonjun o sırada sarhosluğun etkisiyle bir yerlere dokunup duruyordu.

"Seni piç!" Onu üstümden iterek yere fırlattım. "Nereye dokunuyorsun sen?! İçince iyice azıyorsun! Sana içki içirende kabahat!" İç çekerek onu yerden kaldırdım. Yatağa yatırıp üstünü örttüğümde uykuya dalmıstı bile.

"Haa... Gerçekten, ne yapacağım ben? İsleri nasıl yoluna sokacağım..." Saçlarımı karıstırarak koltuğa oturdum. Durmadan telefonuma bildirimler geliyordu. Merak etsem de, açarsam pisman olacağımı biliyordum. Bu yüzden simdilik kimsenin mesajlarına bakmamanın en iyisi olduğuna karar verdim.

Düsünmekten bir hal olmustum resmen. İçkinin etkisiyle basıma vuran ağrı tetiklenmisti ve beni mahvediyordu. Ağrı kesici almak için koltuktan kalktım.

"Minho?" Arkamı döndüğümde Yeonjun gözünü ovuyordu.

"Uyandın mı?"

"Hmm... Noldu?"

"Ağrı kesici alacaktım."

"Basın mı ağrıyor?" Kafamı sallayarak cevap verdim. Kafam çatlayacakmıs gibi hissediyordum. "Bekle ben sana vereyim." Ayağa kalkıp mutfaktan bir ağrı kesici kutusu alıp getirdi. "İyi misin? Çok içtiğinden mi ağrıyor basın yoksa..."

"Düsünmekten." Sırtımı sıvazlayarak gülümsedi. Benim için endiselenir gibi bir yüz ifadesi vardı.

"Neye düsünüyorsun bu kadar acaba? Filozof, şair Lee Minho."

"Dalga geçme. Ne kadar aptalca seylerle uğrasıyorum haberin var mı?"

Gülerek konustu. "Seni herkesten iyi anlıyorum."

"Ya burda simdi beni anlıyormus gibi yapma. Gerçekten nelerle uğrastığımı bilmiyorsun."

Kollarımdan tutarak beni kendine çevirdi. "Bilmiyorsam anlat o zaman."

"Jisu-"

"Sus, sakın. Ağzını bile açma Minho. Bu gün onun adını bile duymak istemiyorum! Aklından iki dakikalığına-"

"Yapamıyorum iste, yapamıyorum! Çıkmıyor bir türlü aklımdan pislik! Beni terk ettiği gibi, düsüncelerimi de terk etseydi keske..." Çaresizce kendimi Yeonjun'un kollarına bıraktım.

Yeonjun iç çekerek yanıma uzandı. "Biraz uyursan geçer."

"Ebenin amı!" Onu ittirerek kanepede diğer tarafa döndüm, göz ucuyla Yeonjun'a baktığımda ağzı yarı açık horluyordu.

"Hay..."

Yataktan kalkıp pılımı pırtımı toplayıp gitme düsüncesi vardı aklımda. Bir dakikalığına bile olsa herseyi unutmak istiyordum suan.

Gözlerimi birkaç saniyeliğine kapatayım derken telefonumdan gelen bildirim sesiyle sıçrarcasına doğruldum. Telefonumu elime alıp mesajı kontrol etmek için açtığımda Hyunjin'in mesajını gördüm. Hayal kırıklığına uğramıs gibi telefonu kanepenin diğer ucuna atıp kafamı tekrar yastığa koydum.

"Daha ne kadar bekleyeceğim..." İç çekerek yatakta yana döndüm. İstemsizce gözümden düşen damlalar burnumdan süzülüp yastığa damladı.

"Ağlıyor musun?" Yeonjun'un sesini duymamla burnumu çekip gözümü sildim.

Derince iç çekip beni yatakta doğrulttu. "Kalk, gidiyoruz."

"N-ne?"

Sinirle gözlerini kapatıp tekrar iç çekti. "Jisung'un yanına"

"Hayatta olmaz-"

Sözümü bitirmemi beklemeden beni sinirle kendine çekip gozlerimi delercesine gözlerine kitledi. "Burada aptal gibi ağlamanı bitirmeni bekleyemem, tamam mı?! Ya siktir olup ondan düzgünce özür dileyeceksin, ya da susup oturacaksın. Anladın mı beni?!"

Köpek gözleriyle ona bakıp başımı eğdim utançla. Onu daha önce hiç bu kadar sinirli görmemistim.

"Onun sana mesaj atmasını beklemek yerine sen ona yaz. Burada mal gibi oturma."

Telefonumu bir hızla elimden kapıp Jisung'a yazmaya basladığında gözlerim patlar gibi genisledi. "Ver onu!" Korku, stres, bütün duygularım karmakarısıktı suan. Bağırarak telefonumu vermesi için üstüne atlarken o, noktayı koymustu bile. Korkudan ellerim titriyordu. "Ver, dedim piç!" Mesajı gönder tusuna basmak için ayağa kalkıp telefonu yukarı tuttuğunda yetismek için koluna vuruyordum.

Mesajı gönderdiğinde sinirle telefonu kanepeye fırlattı. "Ne sinir bozucusun be."

Telefonu fırlattığında ben de telefonla birlikte kanepeye atladım. Mesajı silmek için telefonu açtığımda Yeonjun arkadan gevsek gevsek sırıtıyordu.

jisung

-hata yaptim.

(görüldü)



sonunda bolum yazdim aq hahsnagdjsh

yarin yada haftaya falan yeongyu fici yayinlicam

bayss😘


You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 11 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

so you love me? | minsung smutWhere stories live. Discover now