BRUTAL DUTY; 9. BÖLÜM

462 61 35
                                    

bu düşünceler ile sızıp kalmıştım.
*
*
*

*jisung*
Güzel uykumdan Felix'in bağırması ile uyandım
"HAN!"
ah ne oldu da acaba bu şekilde uyanmak zorunda kaldım! Salona gittiğimde felix elinde terlik ile koltuğun üstünde duruyordu.
"HAN YERE BAK ÇABUK"
gözlerimi ovuşturarak gösterdiği yere baktım. ONE LAN YUH! ilk defa bu kadar büyük bir fare görüyorum.
"TERLİĞİ BU TARAFA AT FELIX"
Olduğum yerden fareyi terlik ile vurmaya çalıştım ,mükemmel zekam ile, felix korkudan bağırmaktan başka bir şey yapmıyordu.
"SUSMAYI DENEYIP YARDIMCI MI OLSAN FELIX!"
felix e terliği geri fırlattım.
"TUTTU TUTMADI MI OYNUYORUZ HAN! ÇABUK ÇIKAR ŞUNU EVDEN!"
Kapının çalması ile kapıya doğru yan yan gittim bu hyunjindi
"Neler oluyor sabah sabah bu sesler ne?"
Hyunjin içeriye girdi ve felix'e baktı
"Neden koltuğun tepesindesin felix?"
Felix hyunjine fareyi göstermişti Hyunjinde çığlık atarak felix'in yanına çıktı.
"ANANI BUNE, NE YEDIRDINIZ BUNA!"
harika tek ben kaldım mutfaktan derin bir kap alıp geldim ,yine mükemmel zekam ile, farenin üstünü kapattım. Felix zaten bayılcak gibiydi hyunjini yanıma çağırdım
"Yardımcı olda şunu alalım şuradan"
İnce düz bir şeyi kabın altına koyarak fareyi yakalamıştık hyunjinin eline tutuşturdum
"Çıkar şunu!"

"BEN Mİ!"
Tekrar elinden aldım ve dışarıya bıraktım
"Tamam be ver şunu"

*minho*
Sabah uyanıp aynanın karşısına gectiğimde çok halsiz gözüküyordum uzun zaman sonda ilk defa bu kadar çok ağlamıştım elimi yüzümü yıkadıktan sonra evden çıktım. Kapının önünde han ile karşılaştım ne yapıyordu orada? Her neyse yanından günaydın diyerek geçtim.
"Günaydın han"

*Jisung*
Bana mı dedi o? Günaydın mı? HAN MI? Fareyi bıraktıktan sonra koşarak içeri girdim felix ve Hyunjinde derin bir oh çekiyordu
"O nasıl bir fareydi öyle zıplıyordu resmen"
Felix'e yan yan bakarak yanıt verdim
"Aynen felix tavşan zaten bu"
Üçümüzde üstümüzü değiştirdikten sonra dışarı çıktık.

Sınıfa girdiğimde sıramın üstünde çikolatalı kek duruyordu ,en sevdiğim, kim koymuştu bunu?
Elime keki aldıktan sonra minho eğilerek yüzüme baktı
"Afiyet olsun"
Ardından sırasına oturdu yutkundum ve dirseğim ile felix'i dürttüm
"Felix beni cimciklesene bi"
Gerçek miydi bu? Sırama oturdum arkamdan Hyunjin kulağıma fısıldadı.
"Dün konuşmam işe yaramış bakıyorum"
Hala daha şoktaydım
"Sus hyunjin"

İlk dersin sonunda minho yanıma geldi dediği sey ile ağzım açık kalmıştı.
"Bundan sonra sen nasıl istersen sana öyle davranacağım Han jisung."
Bir gün içinde ne değişmişti? İçimde anlamsız bir huzursuzluk vardı.
Tam bir şey diyecekken minho chan ile beraber sınıftan çıkmıştı.

*minho*
Bu yaptıklarımın doğru olmadığını biliyorum çok acımasızca bir şey yapıyorum. Ama başka çarem kalmamıştı Han'ın yaşamını tam anlamında öğrenemezsem eğer onu öldürme fırsatı nerede ve ne zaman yakalayacaktım?
Chan sırıtarak bana baktı
"Han ile ne oldu da bu kadar yakınlaştın?"

"Bir nedeni yok"
Chan hala daha sırıtıyordu
"Hmm demek öyle"
Chan'a baktım.
"Neden sırıtıyorsun sen?"

"Bilmem :)"
Derin bir iç cektikten sonra Chan ile kantinden kahve alıp banka oturduk. Dikkatimi bir şey çekmişti Chan'a geçmişi hakkında tek bir kelime etmiyordu ,aynı benim gibi,
"Hep benim geçmişimi merak ediyorsun, ama sende geçmişin hakkında hiç konuşmuyorsun"
Chan kahvesini karıştırırken bir yandan bana yanıt verdi.
"Artık merak etmiyorum sende boşver benim gecmişimi. Geçmiş, geçmişte kaldı."
Ardından ayaği kalktım
"Hadi gidelim Chan"

BRUTAL DUTYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin