BRUTAL DUTY; 22. BÖLÜM

456 53 64
                                    

(25 aralık 2022)

Minho gün geçtikçe bitkin düşmüştü hastaneye yatışı yapılmıştı ve yaklaşık 2 ay'a yakın hastanede kalıyordu.
Han ve Chan'ın bu iki aylık süre boyunca düzgün uyku çektikleri tek bir günleri bile yoktu.
Han, kesintisiz tedavilerine devam ediyordu Minho'nun. Min su evde tek kalıyordu okula gidip geliyordu. Chan ise sabahları işe, akşamları minho'nun yanına gelip onun yanında Han ile beraber kalıyordu.

Han, minho uyuduğu sırada yanına oturdu ve ellerinden tuttu.
"Neden ilaçlar hiçbir etki göstermiyor?"
Chan, elinde çiçekler ile girdi odaya.
"Minho'muz bugün nasılmış bakalım-"
Han, eli ile Chan'a sessiz ol işareti yapmıştı.
Ardından ikiside dışarı çıktı Chan direk Han'a minho'nun nasıl olduğunu sordu.
"Bugün nasıl bir gelişme var mı?"
Han, yutkundu sesi titrek bir şekilde yanıt verdi.
"Hiçbir etki göstermiyor ilaçlar ve lanet olsun ki durumu gittikçe kötüleşiyor."
Han, ağlamaya başlamıştı. Chan odanın önündeki camdan minho'ya bakıyordu.
"Minho'm bu kadar erken olamaz..."
Minho, uyanmış ve yatakta oturur bir pozisyon almıştı.
Chan ve Han direk odaya girdi. Chan girer girmez Minho'ya nasıl hissettiğini sordu,
"Nasılsın minho?"
Minho, kısık bir sesle onu tuvalete götürmelerini istedi.
"Beni tuvalete götürebilir misiniz?"
Chan ve Han kolundan tutup Minho'yu ayağı kaldırdı minho zorda olsa kendisi yürüyebiliyordu. Tuvalete girdiği an kusmaya başladı Han geri geri gitti ve koltuklardan birine oturdu gözlerinden yaşlar akıyor ve çaresiz bir şekilde duruyordu. Chan da Han'ın yanına oturdu
"Lütfen bana geç kaldık deme Han"
Han, çok kötü bir şekilde ağlamaya başlamıştı.
"LANET OLSUN Kİ ELİMDEN HİÇBİR ŞEY GELMİYOR CHAN!"

Minho'nun tuvaletten çıkması ile beraber ikiside göz yaşlarını silerek ayağı kalktı minho'yu tekrar koltuğa oturtturdular. Chan, Han'ın kulağına sessiz bir şekilde
"Dışarıda konuşabilir miyiz?" Demişti. Han kafasını salladı ve ayağı kalktılar.
"Biz birazdan geleceğiz Minho"

Chan ve Han banklardan birine oturmuştu. Chan gözlerinin doluluğu ile Han'a baktı,
"Bana ve en önemlisi kendine karşı dürüst ol Han, Minho iyileşecek mi?"
Han, "bilmiyorum" demekle yetindi. Hastanenin baş doktorlarından biri Han'ı bankta o şekilde görünce yanına geldi.
"Ver bakalım şu elindeki dosyayı"
Han, elindeki dosyayı karşısında saçları beyaz, yüzü kırışık, beyaz önlüklü doktora uzattı. Doktor onların yanına oturup dosyayı bir süre inceledi,
"Bende ilgileneceğim Minho ile odasına götürün beni."

Üçüde kalkıp Minho'nun odasına gittiler. İçeri girdiklerinde Minho gülümseyerek karşısındaki doktora baktı
"Merhaba bayım."
Doktorda aynı şekilde Minho'ya gülümsedi
"Merhaba Minho."
Doktor bir süre odada durdu Minhoyu inceledi, ne kadar sıklıkla kustuğunu ve vücudundaki yaralarını.

Ardından ayağı kalkıp dışarı çıktı Chan ve Han'ın yanına gelmesini söyledi kapının önüne çıktıklarında hiç beklemeden direk konuya girdi.
"Size karşı dürüst olacağım çocuklar, çok geç kalınmış. Üzgünüm ama yaşama şansı çok düşük. Yinede elimden gelen her şeyi yapacağım."
Han ile Chan'ın vücudu buz, yüzleri bembeyaz kesilmişti. İkiside hiçbir şey diyemiyordu. Yaşlı adam devam etti
"Han Jisung, Minho ile ben ilgileneceğim sen şuan iyi durumda değilsin eve git ve dinlen."
Han, göz yaşlarını sildi ve silkelendi
"Ben gayet iyiyim bayım, burada kalacağım."
Yaşlı adam, Han'ın iyi olmadığının farkındaydı. Onun minho'nun tedavisinde devam etmesini istemiyordu çünkü emindi Minho yakında ölecekti, Han'ın bunun vicdan azabı ile yaşamasını istemiyordu. Çünkü biliyordu eğer Minho ölürse Han kendini affetmezdi Minho'yu kurtaramadığı için. Bu yüzden ısrarcıydı,
"Han jisung diyorum!"

BRUTAL DUTYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin