7.Bölüm

716 68 31
                                    

Evde yatmaktan çok sıkıldım, odamdan sadece tuvalet ve yemek yemek için çıkıyorum ama bazen onun ile yapamıyorum.

Çünkü odaya getiriyorlar.

Dikişler bugün veya yarın çıkacaktı ve kaşındıkları için dün gece zar zor uyudum.

Saat 9:40'tı , annemin uyandığını mutfaktan gelen tabak seslerinden anlıyordum.

Dediğim gibi odadan çıkamadığım gibi timdekilerle de görüşemiyordum. Arada onlar geliyor, bazen de görüntülü konuşuyorduk ama 3 gündür haber alamıyorum çünkü göreve gitmişlerdi.

Albayı da arayamazdım, odanın kapısı çalındı ve annem içeriye elinde tepsi ile girdi.

"Oy benim kuzum uyanmış, yemek hazırladım." Dedi.

"Ay anne kuzum deme, şu dövdüğüm çocuk geliyor aklıma." Deyince yüzümüzü buruşturduk.

"Sus kız, nasıl da sinirim bozuluyor. Ama siz Kara Harp Okulunu kazanınca nasıl da pancara dönmüştü. İyi ki kutlama yapmışız, o kıskanç bakışları gözümün önünden gitmiyor." Dedi ve güldü.

"Neyse kahvaltı hazırladım, yedire-" diyecekti ki ben susturdum.

"Anne ben yerim, sen geç uyu." Dedim ve el salladım.

"Aman ye." Dedi ve odadan kendisi de el sallayıp çıktı.

Bakışlarımı tepsiye çevirdim, sevip sevmediğim ne varsa koymuş canım annem. Salatalık, domates, bal, kaymak, süt, krep ve çikolata.

Domates hiç sevmem ama geri kalanına tamamım, yataktan doğrulup tepsiye kucağıma koydum ve krepi alıp çikolataya sürmeye başladım.

Krepi yiyip, diğer yandan da sütümü içtim.

...

Yemeğimi yiyip masaya koydum ve sosyal medya ile uğramaya başladım. Çok fazla kullanan biri değildim ve zaten vaktim de olmuyordu.

Rehbere girdim.

Şeyma aranıyor... Dıt dıt dıt

İrem aranıyor... Dıt dıt dıt

Deniz aranıyor... Dıt dıt dıt

Serdar aranıyor... Dıt dıt dıt

Hiç biri telefonunu açmıyor, beklediğim de buydu ama yinede şansımı denemek istedim.

Gece uyuyamadığım için göz kapaklarım ağırlaşıyordu, daha fazla karşı koymayı o gözlerimi kapadım.

Uykuya daldım.

...

Beklemediğim konfeti patlaması ile yerimden sıçradım, "Ne oluyor lan!" Dedim uykulu sesimle.

"Günaydın diyeceğim ama gün çoktan aydı be nazlı çiçek." Dedi Deniz, bu lafa ben hariç herkes güldü.

"Durun, durun. Ooo, şşş 1-2-3! Nazlı! Nazlı!" Diye hastane odasındaki gibi tezahürat yapmaya başladılar.

"Nazlı komutan oley! Nazlı komutan oley!" Deyip alkışladılar ve gösterimiz burada sona erdi.

"Bu gösteriyi neye borçluyuz?" Dedim gülerek.

"Dikişlerin alındıktan sonra görevinizin başına dönüyorsunuz Üsteğmenim." Dedi Alp sırıtarak.

"Oh be Allah'ım şükür, patladım evde." Dedim, özellikle çocuklarımı özledim.

Pusu'daki KasırgaМесто, где живут истории. Откройте их для себя