13.Bölüm

381 45 76
                                    

ARKADAŞLAR KİTABI OKUYORSANIZ OYLAYIN LÜTFEN!

ŞARKIYI DİNLEYİİİNN

Bölümün Şarkısı:

-Sıradan bir yalan

.............................

YAZARIN ANLATIMIYLA

Sabaha kadar ne Pusu Timi gözünü yummuştu ne de Kasırga Timi, nasıl uyuyabilirlerdi ki? Acaba kardeşleri rahat uyuyor muydu, bu düşünce onları daha çok perişan ediyordu.

Yasemin hanımın oğlunun tabutuna sarılıp "Gel demeye utanıyorum." demesi hiç birinin aklından çıkmıyordu, utanmamalıydı! Serdar onun canıydı, bir kalleşin sıktığı kurşun yüzünden şehit olmuştu , artık Şehit Teğmen Serdar Sönmez diye anılıyordu.

Nazlı, Serdar'ın yatağından kalktığı an Selçuk yataktan kalkmıştı.

"Ne oldu, neden kalktın. Saat daha erken, hem sen uyumadın mı?" dedi Nazlı saate bakıp, 04:12

"Allah aşkına kim uyuyabildi ki, bu saate kadar iç çekişlerini duydum." dedi Selçuk, Nazlı'nın gözlerinin içine bakıp.

"Sanki senin benden farkın vardı, neyse gidiyorum ben." dedi Nazlı kapıya doğru adımlayıp.

"Nereye?" diye sordu Selçuk.

"Hava alacağım, sıkışıp kalmış gibi hissediyorum evde." 

"Hırka alıp geliyorum, önden git sen." dedi Selçuk, Nazlı ise başını sallayıp odadan çıktı.

Evden çıktığını dış kapının sesinden anladı ve içeriye bir hışımla İrem girdi, "Nazlı nereye gitti." dedi.

"Çatıya çıktı, bende yanına gidiyorum. Gel sende, Alp nerede?" dedi Selçuk, bu süre zarfında asker-komutan ilişkisi dışarıdayken kalkmıştı.

"Odasından çıkmadı, bekle geliyorum." deyip odasına gidip hırkasını aldı İrem ve beraber çatıya çıktılar ve Nazlı'nın koltuğa oturup yağmuru izlediğini gördüler.

Dünden beri yağmur dinmemişti.

Selçuk ve İrem de koltuğa oturunca Nazlı onlara dönmeden bir soru yöneltti "Bize mi ağlıyordur dersiniz?" dedi.

"Bilmiyorum ama Serdar'ın ağlaması isteyeceğim son şeydir." dedi Selçuk.

"Neden ağlasın ki, Peygamber sofrasında anca mutluluktan ağlıyordur." dedi İrem burukça gülüm.

"Bak o olabilir, umarım öyledir." dedi Nazlı sona doğru sesi kısılırken.

Selçuk bir anda gülüncebakışlar ona döndü "Bakmayın öyle, Serdar aklıma geldi." dedi.

"Allah bilir aklına olarak geldi." dedi İrem.

"Nazlı odasını temizlemek yerine yatakta cips yerken odaya Serdar'ın dalışı geldi." 

"Yarım saat süpürge ile beni kovalamıştı. Neymiş yatağın içinde yemek yenmez Nazlı, bir daha yatağımda uyumayı rüyanda görürsün Nazlı... Şimdi ise yatak bize kaldı." dedi başını öne eğip.

"Yok olmuyor, daralıyorum ben. Yokluğu çok belli oluyor amına koyayım, her yerde anısı var. Varlığını hissediyorum ama göremiyorum, fotoğraflar ile mi yetineceğiz artık?" dedi Selçuk, cümlenin yarısında bile gözleri dolmuştu.

"Her anımızı onunla yaşayacağız, hep onu anacağız." dedi Nazlı elini sıkarken. 

"O zaman şimdiden başlayalım çünkü ben nefes alamıyorum, çok eksik hissediyorum." dedi İrem. 

Pusu'daki KasırgaTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon