•BAĞ•

96 14 0
                                    

Ailemin evindeydik.
"Buradan gitmeliyiz"
Ve daha da şaşırmaya devam ediyordum.
"Ne?"
"Bu bir tuzak" bir ses bize yaklaşırken Loki bileğimi kavradı ve dışarıya koşmaya başladı. Dışarıya çıktığımızda yağmur dinmişti.

Arkamızda kalan ev bir anda patladığında, yaklaşan sesin bomba olduğunu anladım.
Çığlık attığımda koluma nasıl geldiğini bile anlamadığım, saplanan odun parçasını gördü.
"Aşırı hızlı fırlamış olmalı"
Kolumu eline alırken dişlerimi sıkıyordum.

Çubuğu yavaşça çıkarırken nazik olmaya çalışıyordu.
Sonrasında ise elinde bir sargı bezi yarattı. Koluma yavaşça üflediğinde şaşırarak ona baktım. Sonra ise kolumu sardı.

"Yürüyelim" başımı salladığımda arkamızda kalan harabe ile yürüdük. İşler dönüyordu, bir tuzağın içindeydik ama, "neden?" Yanlışlıkla sesli düşünmüştüm. "Bilmiyorum, neden ikimiz, neden burası?"
Bende düşünmeye başladım.
"Elini tuttuktan sonra bu oldu" Loki durdu.
Bana baktığında bende durup ona baktım.
Gözlerini kıstı, düşündü.
"Değil. Değildir." Yürümeye devam ettiğinde bende yürüyerek sordum "ne değil?" Düşünceli gözleri boşluktaydı.
"Boşver"

Bir süredir yürüyorduk ama bir yere varamıyorduk.
"Lanet olsun, hiç bir yere ulaştığımız yok!"
"Öyleyse daha mantıklı bir çözüm bul?"
Ağacın gövdesine sırtımı yaslayarak oturdum.
Kolumu tuttum, acı ve bıkmışlık ile inledim.
"İkimiz el ele verdiğimizde yüksek bir enerji oluşmuştu, ya aynı enerjiyi oluşturabilirsek?" Dedim.
Ayağı kalktım ve karşısında durdum.

Ne söyleyeceğini beklerken o bana elini uzattı.
Elimi yavaşça eline götürdüm. Elimi sardı ve gözlerini kapadı.
Büyük bir enerji oluşurken gülümsedim ve yüzüne baktım, "Loki, oluyor."
Gülümsedi ve gözlerini gözlerime dikti.

Gücünü kullandığında ise patlama gerçekleşti.

Karanlık ve daha karanlık.
Sonra ise küçük bir ışık sızıntısı.
Gözlerimi açtığımda yerdeydim, ama başka bir yerde.

Görüş açıma bir kadın girdi.
Hastanedeydim.
Hemşire gözlerimi açtığımı görünce birşeyler yapmaya başladı.
"Hasta uyandı"

Biraz sonra ise hemşire çıktı.
Natasha ve Tony girdiğinde ilgi ile yanıma geldiler ve konuşmaya başladılar.
Ama söylediklerine odaklanamıyordum.
Sonunda tek anladığım odama gidip dinlenmemdi.
Beni yavaşça kaldırıp bayılma riskim yüzünden tekerlekli sandalyeye oturttular. Rüyada gibiydim. Arada gözüm kapanıyordu ve açamıyordum.

Odama geldiğimde biraz daha ayılmıştım. Yatağıma oturduğumda pijamalarımı ve kolumdaki yenilenmiş sargıyı fark ettim.
"Dinlen daha iyi olunca konuşuruz." Tony cümlesinin ardından sıcacık gülümsedi ve odadan çıktı.

Çıktığında ayağı kalktım. Lavaboya ilerleyip aynaya baktım. Yüzüm temizlenmişti ama ne zaman olduğunu bilmediğim bir çizik yanağımda duruyordu.
Çiziği yavaşça elledim.

Yatağıma dönmek için kapıyı açtığımda ayaktaki Loki beni korkutmuştu.
"Sen nasıl girdin!?"
"Burada ışınlanabiliyorum farkındaysan"
Pis sırıtışı hiç birşey yaşanmamışcasına gamsızdı.

"Bir şeyin var mı?"
Onu yavaşça süzdüm. Üzerinde dar bir gömlek ve altında pantolon vardı.
"Benim birşeyim yok, ama sen biraz prensessin sanırım ha?" Güldüm.
Omzunu ittirip küçük içecek dolabıma ilerledim.

Bir bira aldığımda ona baktım, ama o başını olumsuz anlamda salladı.
Şişenin kapağını elimle açtığımda ona göz kırptım, "benim daha işe yarar marifetlerim var"

İki kişilik koltuğa oturduğumda ona da yanımı gösterdim. Gelip yanıma oturduğunda bağdaş kurarak ona döndüm, o da bana dönük oturuyordu.
"Niye geldin?"
"Nasıl olduğuna bakmak istedim"
"Ohh, sen beni merak ettin?"
Uzanıp yanağını tuttum ve sallamaya başladığımda deli görmüş gibi bana bakıyordu.

"Ne yapıyorsun?"
Elimi omzuna attım, "sıkıntı mı oldu?" Ciddi ortam sessizlik ile devam ediyordu.
Dalga geçtiğimi sonunda anlayıp gülmeye başladığında bende güldüm. Sanırım onunla anlaşıyordum.

"Şaka bir yana, neler oldu öyle?" Diye sordum.
"İkimizin arasında yüksek bir enerji var ama sebebini tam olarak çözemedim. Gittiğimiz yer ise farklı bir evrendi, geçmişe gittik. Oraya neden gittiğimizi ise bilmiyorum."
Kafamı salladım.
"Kolun nasıl?"
"Acımıyor, yakında geçer."
Elini uzattı ve kolumu kucağına aldı. Sebepsizce garip birşeyler hissederken iki parmağını yarama koydu.

O sırada yaram sanki kapandı, iyileşti ama bakamadığım için ne olduğunu anlamdım. Beni iyileştirmişti.
Gözlerine baktım, gülümsedim. Uzun bir bakışma geçti.

Gözleri, çok güzeldi...

"Gözlerin güzel." Kaşlarını kaldırdı, "teşekkürler" gülümsedim. Bir etkiden çıkmışcasına kafasını hafifçe salladı.

2 saat boyunca konuştuk, sohbet ettik ona geçmişimi anlattım. Uzun süre sonra birisiyle bu kadar uzun süre konuşmuştum. Yada ilk defa.

Kapı çaldığında ses geldi, "Bayan Selene?"
"Gir" diye seslendiğimde içeriye hizmetçi bir kadın girdi ve Loki ile oturduğumu görünce ne kadar şaşırsada saklamaya çalıştı.

"Bunlar sabah ve akşam içmeniz gereken ilaçlar efendim" başımla onayladıktan sonra kadın çıktı.

"Sen burada nerede kalacaksın?" Diye sordum.
"Üst katta bir odam var" diye yanıtladı.
"Bira istemediğine hâlâ emin misin?" Sınırımı aşmıştım ve sarhoş sayılırdım ama belli etmemek için direniyordum.
"İstemiyorum. Sen sarhoş mu oluyorsun?" Ona baktım ve gevşekçe gülümsedim "hayır olmuyorum" Loki ayağı kalktı, "artık gitmeliyim"
"Kaçıyor musun?"
"Odama Selene, odama. İyi geceler"
Arkasını döndüğünde kapıya doğru ilerlemeye başladı.
"Loki" durdu, geni sırtına baktım.
Bana doğru döndü.
Ona doğru ilerledim, ilerledim ve sarıldım.

Bunu neden yaptığımı bende bilmiyordum ama... Sarhoştum işte.
O ise beklediğimin aksine kollarını bana sardı.
Vay canına...
Ardından ise sadece karanlık.
"Hey Selene?"
...








NOVEWhere stories live. Discover now