NOVE

•SUS LOKİ•

Hızlıca odama gittikten sonra telefonuma bakmaya başlamıştım.
İnstegram fotoğraflarımla dolmuştu ve fanlarım oluşmuştu.
İnsanlar bir kadın olmama oldukça şaşırmışlardı.

Loki ile yaşadıklarımı hâlâ istiyordum, ama olmamalıydı doğru olanı yapıp oradan çıkmıştım. O doğru birisi değildi.
O sırada aklıma söyledikleri tekrar geldi.
Onunla bağı bulunan bir tanrıça gibi birşey olduğumu söylemişti.
Yani sanırım, çünkü o an söylediklerine fazla odaklanamıyordum.

Telefonuma yabancı bir numaradan çağrı geldiğinde çağrıyı yanıtladım.
"Alo?"
"Selene" Loki'nin sesini duyduğum gibi gerildim.
"Odamdaki telefondan arıyorum, bugün olanlardan rahatsızlık mı duydun?"
İşte kendime bile cevaplamaya korktuğum soru.

"Hayır" Neden böyle dedim ki şimdi!?
Gelen histerik gülüş parmak uçlarımdan başlayan bir ateşe neden oldu.
"Kapıdayım" siktir siktir siktir.
Açarsam olacaklar...
Ama yanlış tercihler...

Boşvermeli miyim?
Evet
Bu konuşanda kim?
Her neyse

Telefonu masaya bırakıp kapıya ilerledim.
Kapıyı açtığım gibi ona bakmadan kafamı çıkardım sağa sola baktım, kimsenin olmadığını görünce onu yakalarından kavradım ve tüm gücümle içeriye çektim.
Kapıyı arkasından kapatıp kilitledim ve ona döndüm.
"Ne bok yiyorsunda ben böyle hissediyorum, nasıl sana karşı bu kadar yoğun hissedebilirim!?" Ardından sırıtan yüzüne gözlerimi kısarak baktım.
"Bana büyü mü yapıyorsun?"
Daha çok gülümsedi, "hayır, sana söylemiştim aramızdaki bağ normal değil."
"Sikerim bağınıda, tensel çekimide!" Kaşlarını kaldırdığında ona yaklaşmaya başladım.

"İşte böyle" sözleri beni yakıyordu. yanına geldiğimde gözlerimiz birbirine kilitlendi. Ellerini belime sardı, ben ise ellerimi boynuna sardım ve ona biraz daha yakınlaştım. Artık vücutlarımız sürtünüyordu.
Loki beni belimden kaldırırken gücüne şaşırmakla birlikte bacaklarımı beline doladım.
Hareketlerimizin yavaşlığı ateşi harlıyordu.
Kendimi ona bastırmam ile kot şort giymesem neler olurmuş hayal edemiyordum.
Dudağımı bastırmam ile ısırdım. O ise sadece gözüme bakıyordu.
Tutkumu izleyerek yükseliyordu.

Düşüncemi destekleyerek kendini bana biraz daha bastırdı. Karnımın gerginliğini hissediyor olmalıydı. Daha da derin ve kara bakıyordu artık.
Yavaşça dudaklarıma yaklaştı ve aynı anda büyük bir şehvet le birbirimizi öpmeye başladık. Belimdeki elleri kalçamda yerini aldıktan sonra küçük bir ritimle beni kendisine bastırıyordu. Ağzımdan minik bir inilti çıkmasıyla oda boğuk bir ses çıkardı. Fantazisi vardı.

Ritimi ve sertliği artarken dudaklarından ayrılmak zorunda kaldım. Dengesini kaçırarak yatağa sırt üstü düşmesini sağladım. Artık ben üstteydim. Boynunu öpmeye başlarken bir yandan tişörtünü çıkartıyordum.
Artık üzeri çıplaktı, tırnaklarımı karın kaslarına götürdüğümde "hey hey-" desede tırnaklarımı sürttüğüm anda kafasını geriye atmıştı. Tahrik olduğu şeyi bulmuştum.
Gülümseyerek geriye doğru emekledim. Yavaşça eğildim ve dilimi kas çizgilerine sürtmeye başladım. "Siktir!" Çıkardığı sesler beni deli ederken kendimi kaybediyordum. En sonunda dayanamadı beni tutarak ters çevirdi ve üzerime çıktı ve ne mi oldu?
Kapı çaldı.

"Selene?" Natasha gelmişti.
Aceleyle ayağı kalktıktan sonra Loki küfür yağdırarak yatakta yatıyordu. "Kalk ve tuvalete git!" Onu sürükleyerek lavaboya bıraktıktan sonra kapıyı kapattım üstümü başımı düzeltip kapıyı açtım.

"Uyuyakalmışım, kusura bakma." Gülümsedi, "sorun değil, partiyi söylemek için gelmiştim. Tüm Avengers binası olarak Tony bir parti düzenliyor en üst katta büyük bir salon var, orada olacak"
"Ne zaman?"
"Yarın akşam"
Anladım.

Vedalaşıp kapıyı kapattıktan
Sonra kapıya yaslanıp derin bir nefes aldım.
Loki kahkaha ile yanıma geldi, "kırmızı olmuşsun" histerik bir gülüş attım.

Aniden toparlanıp doğruldum ve yanına gittim, "sana olan hislerim ne doğru ne de mantıklı. Bugün olanlar ilk ve son olacak" kaşlarını kaldırıp üzerime doğru eğilirken ellerini cebine sokmuştu, "Emin misin? Biz birbirimiz için yaratıldık Selene söylediğin imkansız"  başımı kaldırıp meydan okuyan bir hale büründüm "Göreceğiz"
"Göreceksin" göz kırptığında tekrar mayışmaya başlıyordum.

Onu omuzlarından tutup ittirdim.
"Ne yapıyorsun sen!?" Güldü,
"Ne yaptım?" Üzerimdeki etkisi fazlaydı. Çok fazla.
Cevap vermeden koltuğa devrildim.
"Partiye gidecek misin?"
"Gideceğim, sen?"
"Sizin dibinizde olmak gibi bir mecburiyetim var" gülümsedim.
Kafam karışıktı ve ne yapacağımı bilmiyordum.

"Ben alışverişe çıkacağım"
Dedikten sonra üzerime ceket geçirirken onun aklı başka bir yerdeydi "Demek birdaha yakınlaşmayacağız?" Bunu doğrusunu bildiği bi yalan duymuş gibi söylemişti.
"Aynen öyle, ayrıca birdaha böyle odanda kalan ceketim olursa bana getir" kapıdan çıkacakken tekrar konuştu,
"Yani birdaha odamda ceketin kalacak?" Pis gülüşünün üzerine yakındaki bir yastığı fırlattım "sus Loki!" Ve odadan çıktım.