ARZUHALCİ (MEKTUPSUZ)

10 3 0
                                    


''Piraye!''

Alel acele gözlerimden boşalan yaşlarımın bıraktığı izleri sildim.Önümdeki zarfı acelem olmasına rağmen büyük bir özenle çekmeceme kaldırıp kapattığım an odamın kapısı açılmıştı.

''Piraye, kuzum neredesin sabahtandır seni arıyorum.''

Ferda çok sevdiğim bir arkadaşım olmasının yanında aynı zamanda evimizin çaprazında oturan komşumuzdu anahtarı unuturuz diye yedek anahtarı komşumuz olarak onlara teslim etmiştik. Tabi Ferda'nın bunu suistimal ederek zırt pırt evimize izinsiz girip çıkacağını tahmin edememiştik. Kimse o kadar deli değildir diyerek böyle bir iş edeceğini düşünemedik. Nerden bilelim bu kız bu kadar arsız. Uzaktan uysal birine benziyordu.Tabi daha çok sadece ben evdeyken geliyordu.

''Buradaydım Ferda bir kaç işim vardı ne oldu?''

Önce bir söz edecekmiş gibi durdu sonra vazgeçti gözlerini benim üzerimde şüpheyle gezdirip iki elini beline yerleştirdi kaşlarıyla yüzümü işaret ederek sordu.

''Asıl sana ne oldu? Ne bu halin?''

Ferda çok sorgulardı bu çok güzel bir yanı olmasının yanında bazen insanı deli ederdi. Çok konuşurdu onun karakteri böyleydi yargılamıyorum fakat kendini çok kaptırdığı zamanlar ağzından o konuyla alakasız cümleler çıkar ,o an olan ya da olmayan kişiler hakkında konuşur, yaptıklarını anlatırdı. Çoğu zaman bilinçsizce yaptığını bilirdik çünkü hemen pişman olurdu ama bu ona sır vermemizi engellerdi.

''Gözüme toz kaçmıştı.''

Diyemiyoruz tabi;gözüme sevdamın mürekkebi kaçtı, kırdıklarının yarası battı,içimdeki çocuğun ayağı takıldı... Uzatmayalım ,gözümüze toz kaçtı.

''Hmm anladım.''

Anlamadın.

''Sen niye geldin?Demedin hala.''

Sonunda gelme sebebini hatırlamış olacak ki ufak bir telaş sardı etrafını.

''Latif Bey biri için mektup yazdıracakmış sana.''

Ferda, Latif Bey'in yanında çalışanlardan biriydi aynı zamanda ailesi de onun evinde çalışıyordu. Babası bahçıvan annesiyse mutfakla uğraşıyordu.

''Resmi yazı yazdıracaktır.''

Sabırsızca göz devirdi.

''Ay ne fark eder?'' Çok şey fark eder.

''Ben mektup yazmıyorum.''

''Evet canım doğru sen sadece resmi dairelere yazı yazmaya yeminli bir arzuhalcisin. Yeminli arzuhalciyi de ilk defa görüyorum bunu da görmedik demeyiz artık.''

Derin bir nefes aldım.Ne zaman susar acaba ? Diye içimden sayıyordum.

''Aman çıkıyorum saydırma bana.Akşama da konuklarımız var.Hazırlık yapıyoruz, gel haydi çok işimiz var.''

''Tamam gelirim.''

Cevabıma karşın hala bana bakıyordu.Dayanamayıp kapıyı işaret ettim.

''Çıkabilirsin Ferdacım.''

Kendisine gelip kaşlarını çattı

''İyi be çıkıyoruz.''

Aşağıya inen adımlarının ardından kapının kapanma sesini duymuştum.

Derin bir nefes alırken tam karşımdaki camdan dışarıyı izliyordum. Latif Bey, kendisi kumaş tüccarıydı bazen resmi bazen özel kurumlara dilekçe veya iş mektubu yazması gerektiğinde beni görevlendirirdi programlamalarını görüşmelerini ben ayarlardım bir bakıma onun yardımcılığını yapıyordum. Bu sokağın en başındaki konakta ailesiyle birlikte oturuyorlardı. Kendi hallerinde iyi insanlardı.

ARZUHALCİ (GÖRÜNMEYENLERE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin